Devletin tüm kurumlarıyla kadına yönelik şiddete tolerans gösterdiği örnekler devam ediyor. Duygu Delen davası da bunlardan biri.
17 yaşındaki Duygu Delen 2020 yılında Antep’te 4. kattan şüpheli bir şekilde yere çakılmış, aynı evde bulunan erkek arkadaşı Mehmet Kaplan, Delen’in intihar ettiğini ileri sürmüştü. Kasten öldürme, cinsel istismar, yağma ve hakaret suçlamasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 32 yıla kadar hapis cezası istenen Mehmet Kaplan, yargılandığı davanın 4. duruşmasında ‘ev hapsi şartıyla’ tahliye edildi.
Antep’in zengin ailelerinden olan Mehmet Kaplan’a ödül gibi verilen bu ev hapsi ilk değil. Alkollü ve ehliyetsiz kullandığı aracıyla hamile bir kadının ölümüne neden olan Mehmet Kaplan iki yıl hapis cezasına çarptırılmış, adli kontrol şartıyla ev hapsine mahkum edilmişti. Bu karara dahi uymayan Mehmet Kaplan, iki yıl sonra Duygu Delen'in ölümüne sebebiyetten tutuklandı fakat yine serbest kaldı.
Kadın cinayetlerine cezai indirimler uygulanan, şiddet davalarında etkin soruşturma yapılmayan, katillere adeta yol yöntem gösterilen, kadın ölümleri dosyalarının “intihar” denilerek kapatıldığı Türkiye şartlarında katiller yine cezasız kalmaya, ödüllendirilmeye ve yeni şiddet eylemleri için devlet tarafından cesaretlendirilmeye devam ediyor.
İşçi-Emekçi kadın Komisyonları olarak kadına yönelik şiddete, son dönemde sıkça karşılaştığımız kadın cinayetleri dosyalarının “intihar” denilerek kapatılmasına karşı kavga bayraklarımızı yükseltiyoruz. Yaşam hakkımız için sokağa, eyleme, mücadeleye çağırıyoruz.
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları