Anneler günü vesilesiyle AKP iktidarının yeni bir ikiyüzlülüğüne tanık oluyoruz. Zira, “kadın-çocuk demeden öldürün” diyen bir zihniyet, ekranların karşısına geçip bütün annelerin anneler gününü kutladığını söylüyor.
Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm anneyi kitlelere yuhalatan Erdoğan’ın, anneler günü kutlaması asla samimi olamaz. Kürdistan’da Taybet anayı katledip cansız bedenini bir hafta sokak ortasında bekletenlerin anneler günü kutlaması mide bulandırıcı bir ikiyüzlülük olabilir sadece.
Helin Bölek, Mustafa Koçak ve İbrahim Gökçek adil yargılanma talebiyle başlattıkları ölüm orucu direnişinde yaşamlarını yitirdi. Helin, Mustafa ve İbrahim’in annelerinin yüreklerini evlat acısıyla dağlayanların, anneler gününü kutlaması ne kadar inandırıcı olabilir.
Kapitalistler, işçi-emekçi annelere açlık “hediye” ediyor
Annelere yalnız katlederek ya da evlat acısı yaşatarak saldırılmıyor. Kapitalist sistem işçi ve emekçi annelere en özlü ifadeyle açlık “hediye” ediyor.
Bugünün Türkiye'sinde yaklaşık 5 milyon anne açlık sınırının, 14 buçuk milyon anne ise yoksulluk sınırının altında gelirlerle yaşamaya çalışıyor. Salgın günlerinde bu sayıların arttığını söylemek mümkün.
Çünkü ücretsiz izni yasalaştıran AKP iktidarı, ücretsiz izne çıkarılan işçilere günlük ekmek parasını geçmeyecek biçimde ayda 1177 lira nakit “destek” sunuyor. Tencere kaynatmaya yetmeyen bu parayı dahi alamayan kayıt dışı emekçiler var.
Emekçi kadınlara ve annelere ölümü, açlığı, yoksulluğu, şiddeti ve tecavüzü dayatan kapitalist sistem yıkılmadıkça, annelerin rahat nefes alabileceği tek bir gün bile olmayacak.