Bugün anneler günü. Bu düzende milyonlarca anne bugüne buruk bir şekilde uyanıyor. Haziran Direnişi'nde evlatlarını yitiren annelerden biri olan Gülsüm Elvan, anneler gününe dair duygularını “Buruk ve eksik hissediyorum” cümlesiyle dile getirmiş, “Biraz önce Emel anneyle de konuştuk, o da aynısı. Birbirimize anneler günümüz kutlu olsun diyemedik. Bu kelimeyi diyemedik. Sadece nasılsın, iyi misin diye konuştuk” demişti. Analarımız acıları dinmiyor, çünkü onlardan evlatlarını koparıp alan vahşi düzen yerli yerinde duruyor!
Her Anneler Günü'nde olduğu gibi yine sermaye devletinin sözcüleri çıkıp ikiyüzlüce, samimiyetsiz söylemlerde bulunacak, tüm annelerin Anneler Günü'nü kutlayacaklar. Bu kutlamaları Gülsüm Elvan'ı miting meydanlarında yuhalatanlar, Taybet anayı katlettikten sonra cansız bedenini günlerce sokakta bekletenler, kaybolan çocuklarının akıbetini sormak için onyıllardır bir araya gelen Cumartesi Anneleri'ni terörist ilan edip saldıranlar, devletin ihmalleri sonucu çocuklarını Çorlu tren katliamında kaybeden annelere soruşturmalar açanlar yapmaya kalkışacaklar!
Kapitalizm yalnızca annelerimizden koparıp aldığı evlatları ile acılar yaşatmıyor. Tüm yozlaşmanın ve çürümüşlüğün de yaratıcısı olan kapitalizm, kadına ikincil cins muamelesi yaparak onu aşağılıyor. Palazlandırılan dinci-gerici uygulamalardan da ilk olarak kadınlar nasibini alıyor. Evde, işte, sokakta, kısacası yaşamın her alanında kadınların baskıya, mobbinge ve çifte sömürüye maruz kalmasına neden oluyor. Her geçen gün artan kadın cinayetleri ile kadınların yaşamında bir başka tehdit oluşturuluyor.
İnsanlığın kanından beslenen kapitalizmi alaşağı edelim!
Anneler günü kapitalizmin tüketim için var ettiği günlerden biridir. Milyonlarca anneye çeşitli acılar yaşatan bu düzenin var edeceği gün de daha fazla kâr ve çıkar uğruna bir tüketim günü yaratmak olabilirdi ancak!
Annelerimizin asıl günü bu düzenin yarattığı acılar gerçek anlamda son bulduğunda, her yıl alınmayan önlemler sonucu binlerce insan iş cinayetlerine kurban gitmediğinde; çocuklarımızın katledilmediği, açlıktan ölünmediği, kirli savaşların olmadığı, göç yollarında ölünmeyen, tüm insanlığın bir zenginliği olan dillere ve ırklara dair ayrımın olmayacağı bir toplumda, yani sosyalizm inşa edildiğinde yaşanacaktır.
Bizler için anneler günü kadına yakıştırılan temizlik eşyalarının, “küçük ev aletlerinin” indirime girip satın alındığı bir gün değil, annelerimizin insanca yaşayabilmesi için mücadeleyi daha da yükselteceğimiz günlerden biri olmalıdır!
M. Nevra