Bir günde 6 kadının katledildiği ve onlarca kadının tacize, tecavüze ve şiddete maruz kaldığı ülkede, alanları doldurarak en temel haklarını haykıran kadınlar, iktidarın çeşitli politikaları çerçevesinde baskılanmaya devam ediyor. Bunun en güncel örneğini ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katıldıkları için polis tarafından aileleri aranan kadınlar oluşturuyor.
Jinnews’tan Öznur Değer’in haberine göre, Ankara’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne katıldıkları gerekçesiyle en az 8 kadının ailesi polisler tarafından arandı. Ailesi arananlardan biri olan Ankara Üniversitesi öğrencisi R.A., İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) ve savcılığa suç duyurusunda bulunarak yasal sürecin takipçisi olacağını kaydetti, “Yaptıkları devlet eliyle bizleri evlere kapatmaya çalışmak, bunun karşısında duracağım” diye belirtti.
“Çocuğumuzu korumak adına aradık”
Ailesinden çekindiği için ismini paylaşmak istemeyen R.A., 19 Mart’ta ailesinin polis tarafından arandığını kaydetti. Bu durumun hukuksuz olduğuna dikkat çeken R., İHD’ye başvurarak savcılığa da suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti. R., ailesini arayan polisin şunları söylediğini belirtti:
“Biz emniyetten arıyoruz. R. hakkında aramıştık. Şu an kızınızın yaptıkları masumane gözüküyor. Kadın mücadelesi adı altında kandırıldığı için R. de farkında olmadan katılıyor bu tarz gösterilere. Ama yine de çocuğumuzu korumak açısından sizi önceden arayalım dedik. Çünkü R. şu anlık masum da olsa durmayacak gibi gözüküyor. Beyni yıkanacak gibi gözüküyor. Çünkü girip çıktıkları dernekler örgütler vs. R.’yi teröre çekebilecek potansiyele sahip örgütler. Çok tehlikeli bir durum o yüzden biz de çocuğumuzu korumak adına aradık.”
“Yaptıkları devlet eliyle bizleri evlere kapatmaya çalışmak”
Ailesinin aranmasının hukuki hiçbir yanının olmadığını dile getiren R., bu durumun farklı sonuçlar doğurabileceğinin altını çizdi. “Belki böyle bir eyleme gittiğim için ailem tarafından öldürülecektim, dövülecektim, eve kapatılacaktım” diyen R., ailesiyle aynı şehirde olsalardı, artık evden çıkamayacağını ve Ankara’ya geri dönemeyeceğini söyledi. Arkadaşlarından ve mücadelelerinden güç aldığını aktaran R., “Bunu meşru gördüğüm için arkasında durmaya devam edeceğim. Bu yolda ne yapmam gerekiyorsa yapmaya devam edeceğim. Sonuçları felaket de olabilirdi benim bireysel özgürlüğüm açısından. Bunu çok büyük bir şiddet olarak adlandırıyorum. Yaptıkları devlet eliyle bizleri evlere kapatmaya çalışmak” sözlerine yer verdi.
“Savcılığa da suç duyurusunda bulunduk”
5 Ocak’ta Gülistan Doku eyleminde gözaltına alındığını belirten R., ailesine bunun da söylendiğini belirtti. 8 Mart’ın meşru bir gün olduğunun altını çizen R., “Dövizlerini bile tek tek kontrol ettiğiniz eylemin neresi gayri meşru?” diye sordu. Gayrimeşru bir eylemde bile aranacak kişinin ailesi değil kendisi olduğunu vurgulayan R., bunda da kadın olmanın etkisi olduğunu düşündüğünü ifade etti. Eril düzenin sadece sokaklarda değil ailelerin içinde de olduğunu sözlerine ekleyen R. “Geri çekilmeyi veya sindirilmeyi asla düşünmüyorum. Aileyi bana karşı kışkırtmak istiyorlar. İHD’ye başvuruda bulundum. Avukatımla beraber savcılığa da suç duyurusunda bulunduk. Bundan sonrasında başlattığımız yasal sürecin sonuçlarını bekliyoruz. Ailemle görüşen polisin herhangi bir ceza almazsa bunun sebebinin ne olacağını merak ediyorum. Bunu neyle meşrulaştıracaklar? Kendi anayasalarına da artık ters düşüyorlar” ifadeleriyle yasal sürecin de takipçisi olacağını kaydetti.
“8 Mart’tan aranmak komik ve ilginç”
R., geri adım atmayacağını göstermek için suç duyurusunda bulunduğunu vurgulayarak, evinde oturmayacağını, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” demeye devam edeceğini, her 8 Mart’a gideceğini ve susmayacağını göstermek için suç duyurusunda bulunduğunun altını çizdi. Yasaya değil kadın dayanışmasına güvendiğini vurgulayan R., başka arkadaşlarının ailelerinin de arandığını söyledi. R., “Benim çevremde ailesi aranan 8 arkadaşım var ve hepsinin ailesi de 8 Mart’a katıldıkları gerekçesiyle aranmışlar. 8 Mart’tan aranmak komik ve ilginç. Bu konuya ilişkin arkadaşlarım basın açıklaması yapmayı planlıyorlar. Bizi gözaltına alamadıkları için böyle bir yola başvuruyorlar. Bunların hepsi planlı. Devlet bizimle uğraşmasın da önce katilleri durdurmayı kendine görev edinsin. Herkes kendi işini yapsın biz de onlara hatırlatmak zorunda kalmayalım” şeklinde konuştu.