TÜİK 2019 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nı yüzde 20’lik gruplar itibarıyla geçen hafta açıkladı. Genel durumun pek fazla değişmemesi dikkat çekiyor. Türkiye tüm OECD üyeleri arasında Meksika ve Şili’den sonra gelir dağılımı en bozuk 3’üncü ülke. En yüksek yüzde 20’nin payında yüzde 47,6’dan yüzde 46,3’e hafif bir düşüş gözleniyor. Bunun nedeni şu: anket 2019 yılında gerçekleştirilirken gelirin referans alındığı dönem 2018. Bilindiği gibi 2018 rahip Brunson krizinin yaşandığı döviz piyasalarının alt üst olduğu yıl. Tüm dünyada böyle kriz dönemlerinde başta borsa ve gayrimenkul gelmek üzere tüm varlık fiyatlarında düşüş görülür. Bu nedenle rantiye sınıfların servet ve gelirlerinde “göreceli” bir düşüş meydana gelir.
En zengin yüzde 20 en yoksul yüzde 20’nin 7.4 katı kazanıyor
Türkiye’de en zengin yüzde 20’nin en yoksul yüzde 20’nin 7,4 katı geliri olması dikkat çekiyor. Kaba taslak zengin yüzde 20 gelirin yarısına konuyor. En zengin yüzde 10’un yoksul yüzde 10’un tam 13 katı gelir elde ettiği anlaşılıyor. Gelir dağılımı eşitsizliğinin en yaygın ölçütlerinden Gini katsayısı ise 0,395 olarak hayli yüksek hesaplanıyor. Bu katsayının bire yaklaşması gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor.
Zengin maaşları yoksul maaşlarının 10 katı
Toplam gelir içerisinde en yüksek payı yüzde 46,7 ile maaş ve ücretler alıyor. En zengin yüzde 20’nin gelirlerinde bu kalemin ağırlığı yüzde 46,4 iken yoksullarda yakın bir oran yüzde 41,4 göze çarpıyor. Gelgelelim kazanılan her 100 liralık maaş ve ücret gelirinin 48,8 lirası zenginlerin cebine girerken sadece 4.5 lirası yoksulların payına düşüyor.
Yoksul yüzde 20’nin kişi başına ortalama geliri 8,899 lira iken, zengin yüzde 20’nin 65,960 lira. Yoksullarda kişi başına yılda 3,684 lira maaş geliri düşerken, zenginlerde bu rakam 30.605 liraya çıkıyor. Bazı kalemlerde daha da büyük uçurumlar göze çarpıyor. Örneğin her 100 liralık gayrimenkul gelirinin 1.4 lirası yoksul yüzde 20’ye, 70,9 lirası zengin yüzde 20’ye gidiyor. Menkul kıymetlerde gelirlerin her 100 lirasının 69.2 lirasına zenginler konarken sadece 3.2 lirası yoksullara düşüyor.
Toplumsal cinsiyet uçurumu da çok derin
Eğitim durumuna göre yıllık ortalama işten kazanılan gelirler erkekler için 37.072 lira, kadınlar için 28.214 lira. Bu aynı iş için erkeklerin kadınlardan yüzde 31.4 daha fazla kazandığını, yani Türkiye’de bir toplumsal cinsiyet uçurumunun söz konusu olduğunu kanıtlıyor. Belirgin farklar tüm eğitim düzeylerinde gözlemleniyor. Örneğin yükseköğretim mezunu bir erkek 57.848 lira ile 42.238 lira kazanan bir kadından yüzde 37 daha yüksek gelir elde ediyor. Lise altı eğitimli bir erkek 29.149 lira ile 17.431 lira gelire sahip bir kadının yüzde 67.2 fazlasını evine götürüyor.
Göreceli yoksulluk oranı da yükselişte
Medyan gelir, nüfusun tam ortanca kişisinin gelirini gösterir. Türkiye’de gelir dağılımı çok bozuk olduğu için ortalama gelirle medyan gelir arasında da büyük fark vardır. Ortalama gelir 2019 yılı için 28.522 lira iken medyan gelir 21.584 liraydı. Yoksulluğun medyan gelirin belirli bir yüzdesinin oranı olarak ölçmek de yaygın bir uygulamadır. Medyan gelirin yüzde 40’ının altında yüzde 8.3, yüzde 50’sinin altında yüzde 14.4, yüzde 60’ının altında yüzde 21.3, yüzde 70’inin altında yüzde 28.5’luk bir nüfus vardır. En yaygın kullanılan ölçüt olan medyan gelirin yüzde 50 altındakiler yüzde 14.4’le Türkiye’de yaygın bir yoksulluk oranını işaret ediyor.
Maddi yoksunluk oranı yüzde 26.3
Finansal sıkıntıda olanların yüzdesini yansıtan maddi yoksunluk: çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme ve evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme kriterleri üzerinden hesaplanıyor. Bu oranın 2019 anket sonuçlarına göre 0.2 puan azalmayla yüzde 26.3 olarak gerçekleştiği açıklandı. Alt kırılımlarda, alt gelir grubunun konut masrafları çok yük getiriyor diyenler (yüzde 25.4) ile borç ve taksit ödemeleri çok yük getiriyor diyenlerin (yüzde 25.0) oranının keskin bir sıçrama gösterdiği ortaya çıkıyor.
TÜİK 15 Eylül’de de Bölgesel Bazda Hanehalkı Bütçe Araştırması’nı yayımladı. Türkiye’deki harcama kapasitesi ve harcama gruplarına göre bölgesel uçurumlar bir kez daha gözler önüne serildi. Örneğin İstanbul’da gelirin yüzde 15.9 gıdaya ayrılırken, ülkenin en yoksul bölgeleri Güneydoğu Anadolu’da bu oran yüzde 26.5’e, Orta Anadolu’da yine yüzde 26.5’e Batı Karadeniz yüzde 24.6’ya, Kuzeydoğu Anadolu’da yüzde 24.4’e kadar çıkabiliyor. Böyle olunca eğlence ve kültüre, eğitim ve sağlığa ancak göreceli zengin bölgelerde harcanacak para bulunabiliyor.
Eğitim hizmetlerine İstanbul’da yüzde 3.7 bütçe harcanırken bu oran Doğu Karadeniz’de yüzde 0.9’a, OrtadoğuAnadolu’da yüzde 1.5’e kadar düşebiliyor.
Aynı şekilde eğlence ve kültüre İstanbul’da yüzde 3.4 pay ayrılırken Ortadoğu Anadolu’da bu oran yüzde 1.9’a, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 2.0’ye geriliyor.
Sağlığa Batı Marmara’da yüzde 2.7, İstanbul’da yüzde 2.6 harcama yapılırken, Ortadoğu Anadolu’da yüzde 1.2, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 1.4’e kadar düşen oranlar söz konusu.
Yoksul bölgelerin harcama kapasiteleri de çok sınırlı
Türkiye’de harcama kalemlerine göre ayrı ayrı her 100 liranın bölgesel dağılımını incelemek de ülkemizdeki satın alma kapasitesinin bazı yörelerimizde ne denli düşük olduğunu gözleyebilmemize izin veriyor.
Örneğin, İstanbullular gelirlerinin daha düşük yüzdesini (yüzde 15.9) gıdaya ayırsalar da, her 100 liralık gıda harcamasının 19 lirası İstanbul’da yapılıyor. Buna karşın 100 liralık gıda talebinin 0.9 lirası Kastamonu, Çankırı, Sinop TR82 grubunda, 1.7 lirası Van, Muş, Bitlis, Hakkari TRB2 grubunda, 1.9 lirası Mardin, Batman, Şırnak, Siirt TRC3 grubunda yaratılıyor.
Eğitim hizmetlerinde her 100 liranın yüzde 38.6’sı İstanbul’da, yüzde 9.6 lirası Ankara’da, yüzde 0.3’ü Kastamonu’nun, yüzde 0.3’ü Van’ın bulunduğu grupta yapılıyor. Diğer bir ifadeyle İstanbul’da Van, Muş, Bitlis, Hakkari toplamının 129 katı eğitim harcaması gerçekleşiyor.
Lokanta ve oteller için yapılan her 100 liralık harcamanın 28.9 lirası İstanbul’da, 7.7 lirası Ankara’da, sadece 40 kuruşu Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de, 50 kuruşu Kastamonu, Çankırı, Sinop’ta hayata geçiyor.
Her bölgenin kendi yoksulları da var
Haliyle İstanbul deyince bu en büyük harcama kapasitesine sahip ilimizin de yoksulları var. Veya örneğin Güneydoğu Anadolu’nun içinde de ciddi gelir dağılımı farklarına bağlı harcama kalıbı uçurumları söz konusu.
İstanbul’da en yoksul yüzde 20 gelirinin yüzde 22.6’sını gıdaya sarf ederken, eğitime yüzde 1, eğlence ve kültüre yüzde 1.8 ayırabiliyor. Buna karşın varsıl yüzde 20, gıdada yüzde 11.5 harcamayla yetinirken, eğitime gelirinin yüzde 6.3’ünü, eğlence ve kültüre yüzde 4.6’sını ayırabiliyor.
Yoksul yüzde 20 Güneydoğu Anadolu’da gelirinin yüzde 36.1’ini, Ortadoğu Anadolu’da yüzde 38.8’ini gıdaya ayırmak zorunda kalıyor. Ortadoğu Anadolu’nun en yoksul yüzde 20’si gelirinin ancak yüzde 0.2’sini eğitime ayırırken bu oran Doğu Karadeniz’de ancak yüzde 0.3’e yükselebiliyor.
Yoksullar ne yapsalar yeterince gıda satın alamıyor
TÜİK’in 15 Temmuz 2020’de yayımladığı Hanehalkı Tüketim Harcamaları araştırması yukarıdaki analizlerimizi tamamlayıcı nitelikte olacaktır. yüzde 20’lik gelir gruplarının aylık ortalama tüketim harcamaları Tablo-2’de görüldüğü gibi 2.239 liradan 9.039 liraya kadar değişmektedir. Her grupta harcama arttıkça gıda ile konut ve kiraya ayrılan pay düşerken, eğitim ile eğlence ve kültüre ayrılan pay yükselmektedir. Buna karşın mutlak anlamda gelir arttıkça her kaleme yapılan harcama da daha büyük olmaktadır. Örneğin en yoksul yüzde 20 gelirinin yüzde 30.7’sini gıda harcamaları için seferber etse de 687.4 liralık bütçeyle yetinmektedir. Buna karşın en yüksek gelir grubundaki yüzde 20 gelirinin yüzde 15.3’ü ile 1.383 lirayla yoksulların 2 katı gıda harcaması yapabilmektedir.
Buna karşın eğitim ile eğlence ve kültürde zengin yüzde 20 hem geliri daha yüksek olduğu için, hem de daha yüksek oranını bu hizmetlere ayırabildiği için yoksul yüzde 20 ile arasında uçurum ortaya çıkmaktadır. Zenginlerin yoksulların 19.9 katı eğitim, 8.75 katı eğlence ve kültür harcaması yapacak güce sahip olabilmektedir.