TMMOB'a bağlı Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) “Yaşanan seller doğal afet değildir! Çarpık kentleşme ve yetersiz altyapı sellere neden olmaktadır!” başlığıyla açıklama yaptı.
Şehir sellerinin gerçek nedeni
Dün Bursa Kestel’de yağış sonrası oluşan selle 5 kişinin ölmesi ve 1 kişinin kaybolması üzerine ÇMO tarafından yazılı açıklama yapıldı. Yağan yağışın verilerinin yer aldığı açıklamanın devamında şöyle denildi:
“Şehir sellerinin gerçek nedeni, yere düşen yağış miktarından ziyade, düşen yağışın büyük bir bölümünün toprağa süzülememesi sonucunda yüzey akışına geçmesidir. Özellikle yapılaşmanın, asfalt ve beton zeminlerin çok yoğun olduğu yerleşimlerde; düştüğü noktada 3-5 cm yüksekliğe sahip olan yağışlar, asfalt ve beton zemin üzerinde yüzey akışına geçerek daha alçak noktalara veya altgeçitlere ulaştığında metrelerce yüksekliğe erişerek sel ve taşkınlara neden olmaktadır.”
“Kentlerde yeşil alanlar yok edildikçe bu kaçınılmaz”
Yapılan açıklamada yeni “felaketlerin” yaşanmaması için çözüm önerileri şöyle sıralandı:
“*Çarpık kentleşme sonucu, dere taşkın alanları ve dere yatakları yapılaşmaya açılmıştır. Dere yatakları acilen rehabilite edilmeli, üzerindeki yapılar kaldırılmalı ve tekrar yapılaşmaya açılmaması için Anayasal korumaya alınması gerekmektedir.
*Kentsel alanların büyük bölümü asfalt ve betonla kaplandığı için, düşen yağış toprak tarafından emilememekte ve doğrudan akışa geçmektedir. Beton ve asfalt ekonomisi terk edilerek, insan ve çevre merkezli yerleşim politikaları hayata geçirilmelidir.
*Hızlı nüfus artışından dolayı kentlerimizin altyapısı yetersiz kalmaktadır. Özellikle büyük kentlerimizde bulunan birleşik kanalizasyon sistemleri aşırı yağışlarda yetersiz kalmaktadır. Büyükşehirler başta olmak üzere, tüm yerleşim birimlerinde ayrık sistem kanalizasyon altyapısı oluşturulması için yerel yönetimlere yeterli kaynak ayrılmalıdır.”
ÇMO açıklamanın sonunda “Kentlerimizdeki park ve yeşil alanlar yok edilerek, beton ve asfalt yoğunluğu arttırıldıkça sel ve taşkınların olması kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.