Salgın koşullarını her alanda fırsata çevirmeye çalışan AKP-MHP rejiminin doğayı talan eden rant projeleri de sürüyor. Anayasa hükümlerini ya da yargı kararlarını hiçe sayan yandaş şirketler, dinci-faşist rejime sırtlarını dayayarak doğayı talan eden projelerde çalışma başlatıyor. Son dönemde toplumun büyük tepki gösterdiği yağma ve talan projeleri, pandemi süreci kullanılarak hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Bu pervasızlığın yeni örneği ise Bursa Kirazlıyayla’da gerçekleşti. Kurşun-Çinko-Bakır Zenginleştirme (Flotasyon) Tesisi ve Atık Barajı yapmak için faaliyet belgesi bile olmayan Meyra Madencilik, salgın günlerini fırsat bilerek bölgeye malzemeler nakledip, ağaç kıyımına başladı. Verimli tarım arazileri ve köylülerin yaşam alanlarının katliamına başlayan şirkete karşı köylüler günlerdir direniyor. Yasadışı iş yapan şirketlerin imdadına yetişen AKP-MHP rejimi, köylüleri yalnızlaştırıp direnişlerini kırabilmek için köye giriş-çıkışları yasakladı. Din istismarcısı bu rejimin pervasızlığına rağmen direnen köylüler ise, yargı ve jandarma zorbalığıyla sindirilmek isteniyor.
***
Salgın sürecinde bir başka talan hamlesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan geldi. Sarayın aparatlarından biri olan bu bakanlık, Olympos’u 1. derece arkeolojik SİT alanından 3. derece SİT alanına çeviren İmar Planı‘nı onayladı. Kültürel ve tarihi mirasıyla bilinen Antik Olympos Kenti için alınan bu kararla birlikte betonlaşmanın ve rantın önü açılmış oldu. Buna karşın bakanlık “betonlaşmaya izin vermeyeceğiz” diye açıklama yaparak sahtekarlıkta sınır tanımadığını da gözler önüne serdi. Çünkü bu karar betonlaşmanın, yani talanın önünü açmak için alındı.
***
Talancıların gazabına uğrayan bir diğer alan Dersim’de “Mutlak Koruma Alanı” olan ve Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde bulunan Halvori Gözeleri oldu. Yağmacı rejim, Halvori Gözeleri’nde ‘bungalov ev tip otel’ işletmeciliği için Mayıs ayında resmi süreç başlattı. 1971 yılında Milli Park olarak ilan edilen Munzur Vadi’sinin önemli bir parçası olan Halvori Gözeleri’nde otel inşa edilmesi hukuka aykırı. Ayrıca Halvori Gözeleri’nin imara/ranta açılması, yabani hayvanların yaşam alanlarının işgal edilmesi ve doğanın bozulmasına da neden olacak.
***
Kazdağları’nda siyanürle altın aramasına izin vererek ağaç ve doğa katliamına yol açan AKP-MHP iktidarı, bu talana karşı direnenleri ise salgın dönemini bahane ederek yüksek para cezalarıyla sindirmek istedi. Bu rezil icraatlar, bu zorba rejimin derdinin şirketlere dikensiz gül bahçesi yaratmak olduğunu gözler önüne seriyor.
***
Doğa düşmanlığı tescilli AKP-MHP iktidarı, kapitalistlerle el ele vererek rant ve talan hırsını salgın sürecinde katlayarak sürdürüyor. Bu işlere girişirken hiçbir kanun, anayasal kurum ya da karar tanımayan bu kokuşmuş rejim ve ondan güç alan şirketler, yaşam alanlarını savunmak için talana direnen emekçileri ise baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışıyor.
Lafa gelince ağaç dikmekten, doğa sevgisinden, tarihsel ve kültürel mirastan riyakarca bahseden bu rejim, her icraatıyla hiçbir koşulda rant ve talandan vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Söz konusu rant olunca ne uluslararası koruma altında olan kültürel miras alanlarını ne hukuku ne yaşam kaynağı olan dereleri, ne ormanı, ne emekçi köylülerin yaşam kaygılarını takıyor. AKP-MHP koalisyonu, yıkım ve talandan beslenen kokuşmuş bir rejim kurmuştur.