İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu (MHK) hapishanelerde artan, cinayetten farksız ölümlere karşı pek çok şubesinde 23 Aralık’ta “Yaşamı Savunuyor, Hasta Mahpuslara Özgürlük İstiyoruz!” nöbet eylemi gerçekleştirdi.
İstanbul’daki nöbette forum
İHD İstanbul Şubesinde tutulan nöbette forum etkinliği yapıldı. İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri nöbet eyleminin neden yapıldığını anlatarak bütün İHD şubelerinde gerçekleştirildiğini ifade ettiler.
Ardından konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu iktidarın faşizan, mafyatik yanını vurgulayıp, hapishaneler konusunda saldırganlıklarını ifade ettiler.
İstanbul Tabip Odası’ndan Murat Ekmez sağlığa erişim hakkının önemine vurgu yaparak konuştu. Hapishane Komisyonu adına yapılan konuşmada ve Matuhayder adına yapılan konuşmalarda dışarıda mahpusların sesi olunması gerektiğini vurguladılar.
ÖHD’li Veysi Eski ve Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun konuştuğu nöbet eylemi 21.00’de bitirildi.
Eylemlerde okunan ortak açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
“Sadece 2021 yılı Aralık ayında ulaşabildiğimiz verilere göre 6 mahpus hapishanelerde, 1 mahpus ise hastalığı ileri bir aşamaya geldikten sonra hakkında verilen tahliye kararı akabinde yaşamını yitirmiştir. Yaşamını yitiren mahpuslardan Halil Güneş, Abdurrezzak Şuyur ve Bangin Muhammed derneğimiz tarafından oluşturulan ve 604’ü ağır olmak üzere 1605 kişinin bulunduğu hasta mahpus listemizde bulunmaktaydılar. Yaşamını yitiren her üç hasta mahpusun da hastalıkları nedeniyle infazlarının ertelenmesi ve tedavilerinin hapishane dışında yapılması için ilgili mercilerle defalarca resmi yazışma ve görüşmeler yapılmasına, milletvekilleri tarafından soru önergeleri verilmesine rağmen yetkililer tarafından gerekli adımlar atılmamış ve göz göre göre bu ölümler yaşanmıştır. Şu an Türkiye hapishanelerinde tutulan ve sağlık durumları kritik seviyede bulunan Mehmet Emin Özkan, Aysel Tuğluk, Sıddık Güler, Fatma Özbay, Ahmet Çakal, Ali Osman Köse ve Yusuf Özmen gibi hapishanelerde yaşamını devam ettiremeyecek durumda olan bütün ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenerek tedavilerinin hapishane dışında yapılması gerektiğini bir kez daha talep ediyoruz.
İnfaz yasasının ‘Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi’ başlığını taşıyan 16. Maddesinde 24.1.2013 tarihinde 6411 Sayılı Yasa’yla birlikte yapılan değişiklikle ‘maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir’ hükmünün yer alması ve uygulamada ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ unsurunun kolluk güçlerinin insafına bırakılmış olması en büyük sorunlardan biridir. Hasta mahpuslarla ilgili tıbbi değerlendirmelerin esas alınması yerine, ‘toplum güvenliği bakımından tehlikelilik’ unsuruna ‘ağır ve somut bir tehlike’ kriterinin eklenmiş olması sorunu çözmekten uzak ve kabul edilemez bir yaklaşımdır. İlgili kanun maddesinin kaldırılarak yerine mahpusların sağlık hakkını önceleyen ve Cumhuriyet Savcılarının takdir hakkını kaldıran bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Ayrıca Anayasanın 104. Maddesi ile Cumhurbaşkanına tanınan af yetkisinin mahpuslar arasında ayrım gözetilmeksizin kullanılması gerektiğini de belirtmek isteriz.”
İşkencenin suç olduğu vurgulanan açıklamada hasta mahpusların serbest bırakılmasının yasalarda olduğu belirtilerek “Bu nedenle hasta mahpuslar için merhamet, insaf ya da lütuf değil adalet talep ediyoruz” denildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul