İnsan Hakları Derneği (İHD) 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası'nın son gününde İstanbul ve İzmir’de eylem gerçekleştirdi. İzmir’de yürüyüş düzenleyip basın açıklaması yaparak denize karanfil bıraktı. İstanbul’da ise Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı’nda açıklama yapıldı.
Beşiktaş’ta açıklama
Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda yapılan açıklamada Gülseren Yoleri konuşma gerçekleştirdi. Yoleri şunları söyledi:
“Her yıl 10-17 Aralık tarihlerinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yıl dönümünde Türkiye’de ve dünyada yaşanan insan hakları sorunlarına ve sorunların çözümlerine dair dikkat çekmek, sorunlara çözüm önerilerimizi paylaşmak, insan hakları mağdurları ile dayanışma için çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Bu yılda insan hakları mücadelesinin önemine dikkat çekmeye çalıştık. Yaşadığımız coğrafyada ekonomik kriz ve artan hayat pahalılığına karşı gelişebilecek toplumsal tepkilerin bastırılması için baskıcı uygulamaların arttığını görüyoruz. Bunun örneklerini sıraladık: İşkencenin artması ve yaşam hakkı ihlalleri, kadına yönelik şiddetin artması, çocuk istismarının artmasına, çocuk işçiliğine, eğitim ve sağlık hakkından mahrum olmasına, dün mülteci çocukların yanarak can vermesine yol açan ağır yoksulluğa, hapishanelerde artan hak gasplarına dikkat çekmeye çalıştık.”
Yoleri “İnsan onurunu koruma sorumluluğunun” herkese ait olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Hapishanelerde bir haftada üç hasta mahpus yaşamını yitirdi. İnsan hakları savunucuları olarak Yaşadığımız dünyanın sadece insanların değil, insanların içinde yaşadığı çevre ve atmosferle birlikte içinde yaşadığı her şeyin hak öznesi olarak yaşaması gerektiğini, hakları ve özgürlükleri ile birlikte yaşaması gerektiğini düşünüyoruz.”
“İnsan haklarıyla insandır”
İnsan Hakları Haftası’ndan insan haklarının ihlal edilmediği bir dünya mücadelesi çağrısı yapılırken TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe bir konuşma yaptı. Efe, insan hakları ihlallerine dikkat çekerek kaybedenlerin kaybetmesi için mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı. İnsan hakları derneklerine ihtiyaç duyulmayan bir dünya için mücadele vurgusu yapılan konuşmada kaybedilenlerin ve ölümsüzlüğe uğurlanan insan hakları savunucularının isimleri sayıldı ve “Burada” denildi.
“İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “İnsan hakları ile insandır”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganlarının atıldığı açıklama alkışlarla sonlandırıldı.
İzmir’de yürüyüş ve eylem
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası'nın son gününde yürüyüş düzenleyip basın açıklaması yaparak denize karanfil bıraktı.
Konak Eski Sümerbank önünden İl Kültür Turizm Müdürlüğü binası önüne doğru yürüyüş gerçekleştirildi. “İnsan Hakları ile insandır” yazılı pankartın yanı sıra “Barış hemen şimdi”, “İşkence insanlık suçudur”, “Anadilde eğitim haktır” ve “Darbelere hayır” yazılı dövizler taşındı. Eylem boyunca “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Kayıplar Bulunsun failler yargılansın” ve “Susma haykır işkenceye hayır” sloganları atıldı. Turizm Müdürlüğü önüne yapılan açıklamada basın metnini İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin okudu.
“Ege bölgesinde 11 bin 687 hak ihlali yaşandı”
Zafer İncin, Birleşmiş Milletler'in İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı ağır insani yıkımın bir daha asla yaşanmaması için, barış, insan hakları ve demokrasi ideallerine dayalı uluslararası bir sistem oluşturma hedefiyle inşa edildiğini ifade etti. İncin açıklamada şunları vurguladı:
“Siyasal iktidarın ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda bu yılda da ülkede yüksek sayılarda yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, 'önleme ve koruma' yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu yapısal şiddetin ve/veya üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir.”
İncin açıklamanın devamında şunları ifade etti:
“Gerçekten insan haklarına olan saygıyı yükseltmek ve reform yapılmak isteniyorsa kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı yeni ve demokratik bir anayasanın yapılması ve geçmişle yüzleşmeyi sağlayacak, gerçek bir çatışmasız çözüm sürecine girilmesi bir zorunluluktur. Bu adımlar atılmadan yapılacak şey reform değil, ancak uluslararası taleplere cevaben yapılan bir vitrin düzenlemesi olur. Son söz olarak; varoluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarına saygıyı yükseltmeye devam edeceğiz.”
İnsan hakları mücadelesinde hayatını kaybedenler için denize karanfil bırakıldı. Eylem alkışlar ile son buldu.
Kızıl Bayrak / İstanbul, İzmir