Yargıtay’dan “Ceylanpınar” kararı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Urfa Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ile ilgili davada verilen beraat kararının bozulmasını istedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 22 Temmuz 2021
  • 23:07

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Urfa Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ile ilgili davada verilen beraat kararının bozulmasını istedi. 

Tebliğnamede, beraat kararlarına ilişkin; “eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulduğu” değerlendirmesi yapıldı.

AKP iktidarının katliam ve kirli savaş politikalarını devreye soktuğu dönemde, Ceylanpınar’da 22 Temmuz 2015 tarihinde polis Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar öldürülmüştü. Ardından bu cinayet, Erdoğan ve AKP’si tarafından “çözüm sürecini bitirme” bahanesi olarak öne sürülmüştü. 

İki polisin öldürülmesi üzerinden 4’ü tutuklu 9 sanıklı davada verilen kararları inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamesini 29 Haziran 2021 tarihinde verdi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Başak Yüksel Korkmaz, sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına ilişkin, “eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulduğu” değerlendirmesini yaparak kararların bozulmasını istedi.   

“Hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler”

ANKA’dan Tamer Arda Erşin’in haberine göre, sanık avukatlarından Hüseyin Akay, bozma talebinin “hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler” içerdiğini belirterek şunları söyledi:

“Nitekim savcılık makamı bu bozma sebeplerini sıralarken, özellikle basına yansıyan ve sözde istihbari raporlara dayanan telsiz konuşmalarını ve diğer istihbari raporları delil göstermiştir. İstihbari raporların ceza yargılamasında delil niteliği olmadığı açıktır. Nitekim istihbari raporlar kesin delillere değil, genel olarak duyum ve ihtimallere dayanan bilgilerdir ve bu bilgiler ceza soruşturmaları için toplanan adli veriler değil, bağlı bulundukları siyasi ve idari makamlara bilgi amaçlı toplanan idari nitelikte bilgilerdir. Bu sebeple sayın savcılığın bu raporları delil göstererek sanıklar aleyhinde bozma talebinde bulunması açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir.”

Olayda polis şüphesinin resmi beyanı

Akay, bozma talebine gerekçe olan delillerin çoğunun yargılama aşamasında da gündeme geldiğini ancak bunların “sanıkların aleyhine somut bir delile ulaşılamayan soyut iddialardan ibaret deliller” olduğunu söyledi.

Akay, savcı Korkmaz’ın bozma talebinde doğru yönler de olduğunu ifade ederek, “Sayın savcılık makamının elle tutulan ve hükme esas kabul edilebilecek tek bozma sebebi, ev arkadaşı olan ve öldürülen polisleri en son gören polis memurları M. D. ve E. G.’nin birbiri ile çelişkili ve birbirini suçlayıcı beyanlara dikkat çekmesidir” dedi.

Öldürülen polislerin evinde parmak izi çıkan bir diğer polis B.K.’nin bu izinin de araştırılması gerektiğini kaydetti. Akay, 20 Temmuz 2020 tarihinde IŞİD’in gerçekleştirdiği Suruç katliamını da hatırlatarak, şunları söyledi:

“Yargıtay savcısının tebliğnamesinin en önemli yanı, ilk defa olayda polis şüphesinin resmi bir ağızdan dile getirilmiş olmasıdır. Fakat Ceylanpınar olayını gerçekten anlamak ve çözmek istiyorsak cesurca şüpheleri çoğaltmamız ve bunun üzerine daha cesurca gidebilmemiz gerekir. Ceylanpınar olayını gerçek anlamıyla anlamak istiyorsak, olaydan bir gün önce gerçekleşen Suruç katliamını da aynı anda bilmemiz gerekir. Bu iki dosya birleşince çok daha somut verilere ulaşılabileceğini umuyorum. Bu gerek zamansal gerek coğrafi yakınlıkları sebebiyle bile birbiriyle yeterince alakalı iki dosyadır.”

“Soruşturma genişletilmeli”

Akay olaya ilişkin dördüncü bir polise de işaret ederek, “Sayın savcılık makamı polis memurlarının bulunduğu apartmanın etrafındaki sigara izmaritinin sahiplerini DNA ile araştırmaya çalışmak yerine, açıkça yalan söylediği tanık beyanlarıyla sabit olan diğer polis memuru Mustafa B. hakkında ve soruşturmayı açıkça ihmal eden ve faillerin bulunmasına büyük oranda engel olan soruşturma savcısı hakkında soruşturmanın genişletilmesini talep etmesi gerekir” diye konuştu.

Akay olayın tam anlamıyla aydınlatılması için TBMM’de komisyon kurulmasını talep ederek, “Gerek iki polisi şehit eden, gerekse çözüm sürecini bu vesileyle katlederek binlerce insanımızın daha canına, malına ve hürriyetine mal olan bu olayın faillerinin bir an önce bulunmasını bekliyoruz” dedi.