Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklular gönderdikleri mektupla yaşanan hak ihlallerini sıraladı. Tutuklular mektuplarında, 9 tutuklunun hücre uygulamasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, kamuoyundan duyarlılık istedi. Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nin pilot bölge olarak seçildiğini ve gayri insani uygulamalarla karşılaştıklarını yazan tutuklular, yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını aktardı.
Sorunlar sıralandı
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, tutuklular gönderdikleri ortak mektupta sorunları şöyle sıralandı:
“*2018 yılının yaz aylarında odalarımızın havalandırmalarından yine yukarıda bahsettiğimiz pilot bölge politikaları gereği fens telleri çekildi ve göz yüzünü görebildiğimiz tek yer olan havalandırmalar da bu tel örgülerle üstü kapatılıp adeta nefessiz bırakıldık. İlk çağda kölelik sistemlerinin insanları kafesleme sisteminin modelinin hali şuan bizim üzerimizde uygulanmaktadır. Bu tellerin kaldırılması için birçok resmi devlet kurumuna başvuruda bulunduk. Ancak ya cevap alamadık yada olumsuz ret cevabı aldık.
* Yeni Yaşam Gazetesi başta olmak üzere birçok kitap, dergi vb. yasaktır diye keyfi uygulamalarla içeriye verilmemektedir. Gazetenin verilmemesi için ayrıca yalan gerekçelerle mahkeme kararı da çıkartıp yasal kılıfına da uydurdular. Radyolarımız verilmemektedir. Bunun yerine gerekçe değeri 5 TL bile olmayan ve hiçbir radyo kanalını çekmeyen bir takım içi boş radyoları cezaevi kantininde 30-40 TL gibi bir fiyattan bize satıyorlar ki o çekmiyor zaten.
* Özellikle son 4-5 aydır Adalet Bakanlığı talimatı ve genelgeleri doğrultusunda her gün ama her gün kısmi ve genel arama yapıp odalarımızı, eşyalarımızı dağıtıyorlar ve bizi huzursuz etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Özellikle seçilmiş bir grup gardiyan aramalarda taciz edercesine arama adı altında onur kırıcı yönelimlerde bulunuyorlar. Defalarca bu gardiyanları cezaevi idaresine şikayet etmemize rağmen uyarılmıyorlar bile.
* Hastane sevklerimiz genelde ayları buluyor. Şuan aylardır hastane sevki bekleyen arkadaşlarımız var. Hasta tedavileri keyfi şekilde ertelenip, geciktirilip yapılmıyor. Açlık grevinde çıkan arkadaşlarımızın tedavileri dahi yapılmadı. Hastaneye (kampüs içindeki) götürülmelerine rağmen arada sadece ayakta grevde çıkan arkadaşlarımıza 'Bir şeyin var mı, yok mu?' deyip hiçbir tektik tahlil yapılmadan geri gönderildiler ve şuan grevler nedeniyle rahatsızlığı olan arkadaşlarımızla dalga geçercesine, öç alırcasına, inadına hastane sevkleri geciktiriliyor ya da hiç yapılmıyor. Şu an yakın zamanda yeni gelen kurum revirinin doktoru revire çıkan arkadaşlarımızın çoğuna hiçbir muayene yapmadan psikolojik bir savaş yürütüyor gibi 'Psikolojik sorunun var' deyip psikolojik hiçbir sıkıntı ve sorunu olmayan arkadaşlarımıza psikolojik tedavi ilaçları vermeye çalışıyor. Bizde kabul etmeyince tedavi edilmiyoruz.
* Cezası bir yılın altına düşmüş olup denetimli serbestlikten faydalanabilecek birçok arkadaşımız olup bunların ilçe cezaevi sevkleri yapılmıyor.
* Şu an tamamıyla keyfi bir şekilde hiçbir yerde olmayan bir uygulama ile 9 arkadaşımız farklı şekilde statülendirilmiş, kategorize edilmiş olup gerçek ve tam anlamıyla 2 yılı aşkın süredir tecrit edilmekteler. Bizlerle hiçbir sosyal faaliyet (Spor, sohbet vb.) çıkarılmamaktalar. İsimleri de 'Botan Timur, Divali Acar, Medet Oruç, Mert Ekinci, Adnan Mirzai, Nihat Şahin,Nevroz Korkmaz, Şaban Tekin ve Nazmi Aydın' arkadaşlarımızdır. Bu arkadaşlarımıza dönük çok ciddi ve insanlık dışı bir muamele gösterilmektedir.
* Son zamanlarda başka cezaevlerinden buraya sevk edilen arkadaşlarımız günlerce hiçbir ihtiyaçları karşılanmadan tecrit edercesine bir odaya kapatıp mağdur ediyorlar.”
Duyarlılık çağrısı
Tutuklular mektuplarında şu çağrıda bulundu: “Tüm kamuoyunu ve duyarlı tüm kesimlerin bu duruma karşı duyarlılık göstermelerini bekliyoruz. Tabi şu an ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olup da hücrelerde tutulan 3 arkadaşımıza da yine özel ve keyfi muameleler uygulanmaktadır. Hiçbir sosyal, sportif vb. haklardan, imkanlardan faydalanamamaktadırlar.”