Bolu Cezaevi son günlerde birçok hak ihlali nedeniyle gündemdeki yerini koruyor. İki hafta önce cezaevinde gördüğü baskılar nedeniyle dudaklarını dikerek açlık grevine başlayan hükümlü Sercan Zorba’nın ardından cezaevi bu sefer yeni bir olayla gündeme geldi. Bolu Cezaevi’nde bulunan Ömer Umut Karataş adlı mahpus, cezaevinde yaşadıklarını anlatarak, “İntihara meyilli değilim ama intihar süsü verebilirler” diyerek kamuoyundan sesinin duyulmasını istedi. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, birçok kuruma başvurarak cezaevinde gerekli incelemelerin yapılmasını talep etti.
‘Baskılara başkaldırdım’
Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, Ömer Umut Karataş adlı mahkum, Bolu Cezaevi’nde birçok ihlal yaşandığını söylüyor. Yaşadıklarını ailesine ve sivil toplum örgütlerine anlatan Karataş, cezaevinde özel bir ekip olduğunu belirterek şunları anlattı:
“Cezaevinde müdürlük teşkilatı yok. Durumu iyi olan mahkumlar görevli memurlara biraz yedirince oranın müdürü oluyor. Baskılara başkaldırdım ve amirlerle konuştum diye sahte tutanaklarla hakkımda soruşturma başlattılar. Diğer koğuşlardaki ifadeleri alan savcı benim haklı olduğumu anladı ve bana beraat verdi. İ.A. isimli memur daha önce bulunduğum kurumda görev yaptığı için buradaki arkadaşları olan A. ve F. isimli hazır kuvvet memurlarını arayarak bana geçici koğuşta işkence yaptılar. Yapılanlara rağmen beni hastaneye göndermediler. Cezaevi savcısıyla ve kurumu müdürü ile 6 aydır görüşemiyorum. Şu ana kadar hiçbir dilekçeme cevap vermediler.”
Karataş, yaşadıklarını bir süre kimseye anlatmadı. Fakat daha sonra annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde yaşadıklarını annesine anlatan Karataş, yaşadığı baskılara dayanamayarak sesini duyurmaya çalıştı:
“Yaşlı annem üzülmesin diye söylememiştim ama en son söylemek zorunda kaldım. Kurum baş memuru M. ve kurum hazır kuvvet memuru A., telefonla olanları anneme anlattıktan sonra odalarına çağırıp tehdit ettiler. İsimlerini anneme verdim diye yine tutanak tuttular. Bu kurumda can güvenliği yok. Bulunduğum koğuştakilerden bana rahatsızlık vermelerini istediler. Ama kimse kabul etmedi. Burada yaşadığım sıkıntıların aynısını birçok mahkum arkadaşım da yaşamış. Koğuşun yarısı daha önce sudan sebeplerle işkenceye uğramış. Peki biz sesimizi kim duyuracağız? Başıma herhangi bir şey gelirse bu isimlerini verdiğim memurlar olanlardan sorumludur. İntihara meyilli değilim ama intihar süsü bile verebilirler. Bir kızım var. Kızımın bana ihtiyacı var. Ona kavuşmak istiyorum. Yardımcı olun…”
İlk değil
Bolu Cezaevi’nde tutulan Sercan Zorba adlı mahpus da Leyla Güven’in açlık grevine destek olduğu için geçtiğimiz haftalarda gardiyanlar tarafından kötü muamele gördü. Hakaret ve şiddete maruz kalan Zorba, dudaklarını dikerek açlık grevine başlamıştı. Zorba, gardiyanlar tarafından kendisine, “terörist” ve “Leyla Güven şimdi gelsin seni kurtarsın” dediklerini söyleyerek kamuoyuna, “Sesimi duyun” çağrısında bulundu. Milletvekilleri ve avukatların girişimi sonucunda Zorba grevini sonlandırmıştı.
CİSST’ten başvuru
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Ömer Umut Karataş’un bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’nda can güvenliklerinin olmadığına dair söylediklerini Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Bolu İl İnsan Hakları Kurumu, Cezaevi İzleme Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na başvuruda bulundu. CİSST, Karataş’ın daha önce darp edildiği yönündeki iddialarının incelenmesini, gerekli kamera kayıtlarına bakılmasını ve yerinde izleme yapılmasını talep etti. Ayrıca yapılan başvuruda kişinin can güvenliğinden endişe edildiğinin dikkate alınarak tekrar şiddet görme ihtimallerine karşı gerekli önlemlerin alınması ve alınan önemlerin açıklanması da istenildi.