Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, “Türkiye’nin ilk korona raporu” iddia edilen çalışma üzerinden, koronavirüs araştırmaları üzerine açıklama yaptı.
Açıklama “COVID-19 Araştırmalarında ‘İzin’ Değil, Bilimsel Yöntem ve Etik İlkeler Esas Olmalıdır. ‘Türkiye’nin İlk Korona Raporu’ Denilen Temelsiz İddialara Değil, Ülkemizin Bilimsel Birikimine Yakışan Yayınlara İhtiyacımız Var!” başlığıyla yayınlandı.
“Temenni olmaktan ileri gidemeyen spekülasyonlar”
TTB açıklamasında, önce “The New England Journal of Medicine” adlı tıp dergisinin ön baskısında yayınlandığı duyurulan çalışmanın “henüz taslak aşamasında olduğu gerekçesiyle” yayından geri çekildiğinin açıklandığı hatırlatıldı. Söz konusu çalışmanın, bilimsel metodoloji ve yazım kuralları açısından ciddi eksikler ve yanlışlar içerdiğinin altını çizen TTB, bu eksikleri/yanlışları madde madde sıraladı. Raporun, Türkiye’deki koronavirüs tedavisi deneyimlerini de bilimsel bir değerlendirmeye konu etmediği şöyle ortaya koyuldu:
“Yazarlar hidroksiklorokinin erken dönemde kullanılmaya başlanmasının, pnömonili her hastaya favipiravir verilmesinin, yüksek akımda oksijen tedavisinin, noninvazif mekanik ventilasyonun ve yüzüstü yatış pozisyonununun, antikoagülan tedavinin hastalık progresyonunu önlediğine inandıklarını ifade etmektedir. Bu tedavilerin etkili olması mümkündür ancak çalışma bu tedavilerin etkinliğini ölçmeyi hedeflememiştir; dolayısıyla bu ifadeler bizlerin de paylaştığı temenniler olmaktan ileri gidemeyen spekülasyonlardır.”
Açıklamada ayrıca, bu gibi raporların bilim çevrelerinde Türkiye’nin bilimsel araştırma ortamının saygınlığını olumsuz etkileyeceğine dikkat çekilerek “Bu yayın teşebbüsü Türkiye’deki bilim ortamı açısından utandırıcıdır. Uluslararası yayın çevrelerinin ülkemizdeki araştırmacılara karşı haksız ön yargılar geliştirmesine yol açma potansiyeli taşımaktadır” denildi.
“Araştırmalar izne tabi tutulmamalı”
Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 ile ilgili yapılacak bütün araştırmaları izne tabi tuttuğu hatırlatılan açıklamada, bu nedenle araştırmaların yeterince yaygın yapılamayabileceği ve araştırmaların yavaşlayabileceği belirtildi ve şöyle denildi:
“Sağlık Bakanlığı’nı bu somut tehlikenin farkına vararak, hem ülkemizdeki bilimsel araştırmaları engelleyici/yavaşlatıcı girişimlerinden vazgeçmeye, hem de bütün ülke verilerinin bilimsel araştırma amacıyla toplandığı bu ölçekteki çok merkezli projeleri planlarken bilimsellik ve liyakat esasına göre davranmaya davet ediyoruz.”