Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB COVID-19 İzleme Kurulu Yürütme Kurulu, COVID-19 pandemisinin 3. ayının değerlendirildiği bir basın toplantısı düzenledi.
Online olarak yapılan basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Özlem Azap, Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz katıldı.
Prof. Dr. Sinan Adıyaman, pandeminin 3. ayı itibarıyla Türkiye’de 5 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yoğun bakımda olduğunu, her gün bine yakın pozitif vaka tespit edildiğini ve 43 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini belirtti.
Basın açıklamasını okuyan Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz iktidarın söylediği “vakalar hafifledi” yönündeki açıklamaları hayretle izlediklerini belirterek, buna ilişkin bir kanıt olmadığını, var olan akademik çalışmaların bunun tam tersini ortaya koyduğunu belirtti.
Raporda yer alan konular ise kısaca şöyle:
*1 Haziran 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’de doğrulanmış olgu sayısı 174.023, doğrulanmış ölüm sayısı 3.763, aktif hasta sayısı 21.400.
*Türkiye nüfusa göre dünyanın en kalabalık 17. ülkesi. Pandeminin üçüncü ayı bittiğinde bütün dünyada COVID-19 doğrulanmış olgu sayısında 12. sırada, COVID-19 doğrulanmış ölüm sayısında ise 17.sırada.
*Türkiye, milyon kişi başına toplam doğrulanmış olgu sayısı bakımından komşu ülkelerle karşılaştırıldığında İran ile benzerlik gösteriyor, Bulgaristan ve Yunanistan’da ise toplam doğrulanmış olgu sayısının Türkiye’den daha az olduğu gözleniyor.
*4763 insanımızı kaybettik. Yüzlerce insanımız yoğun bakımda.
*Vaka sayısında dalgalanma sürüyor. Her gün testi pozitif çıkan bine yakın hastamız oluyor. PCR testi negatif olan ancak COVID-19 tedavisi alan kaç hasta var? Bilmiyoruz, çünkü açıklanmıyor.
*Bu süreçte 23’ü hekim 43 sağlık çalışanını kaybettik.
*İlk dalgayı tam olarak bastırabilmiş değiliz.
*Türkiye’de salgın süreci yönetimi, katılımcılıktan ve veri paylaşımından uzak, epidemiyoloji biliminin salgın yönetiminde gereksinim duyduğu hiçbir veriyi ve analizi paylaşmayan, ne ölçüde kanıta dayalı yürütüldüğü belli olmayan bir biçimde ilerliyor.
*Salgını kontrol altına alınabildiğine dönük bir kanıt yok. Salgın eğrisinin tepe noktasına ulaştıktan sonra çıktığı hızla iniş göstermemesi ve özellikle 11 *Mayıs’taki erken açılmanın ardından doğrulanmış olgu sayılarındaki kümelenmeler ve yurt çapında çok sayıda ilan edilen karantina uygulamaları salgının kontrol altında olduğunu söyleyebilmek için henüz erken olduğunu gösteriyor.
*Adına “normalleşme” denilen bu ‘yeniden açılma’ sürecinde sağlık hizmetlerinin yeniden planlanması gerekiyor.