SUNUŞ
TKİP Kuruluş Kongresi’nin parti programı üzerine değerlendirme ve tartışma materyalinden oluşan Parti Programı Üzerine dizisinin ilk kitabının ardından ikincisini de burada okura sunuyoruz.
Bu ilk iki kitap her açıdan birbirini tamamlamakta ve bütünlemektedir. Birinci kitabın konusunu oluşturan “program yöntemi ve yapısı” üzerine tartışmalar, doğası gereği, programın temel bölümlerine ilişkin sorunlarla içiçe yürütülmüştür. Programın teorik bölümü ise burada çok özel bir yer tutmuştur.
Birinci kitapta yapıldığı gibi burada da, konuya ilişkin kongre ön tartışmaları ile resmi kongre oturumlarındaki tartışmaların ilgili bölümleri birleştirilmiştir. Yine ilk kitapta olduğu gibi burada da, resmi kongre oturumlarındaki tartışmalar konuya ilişkin daha özlü ve derli toplu bir çerçeve sunmaktadır. Bu normaldir; zira kongre tartışmaları, ön süreçte yapılan tartışmaların sağladığı birikim ve yarattığı açıklıklar üzerinde yükselmiş, bu ise konuyu ve sorunları daha derli toplu ele almayı kolaylaştırmıştır. Elbette bu ön tartışmaların çok özel önemini ortadan kaldırmıyor. Kaldı ki ön tartışmalarda çok özel bir yer tutan, sözkonusu tartışmaların asıl ağırlığını oluşturan emperyalizm çağının sorunları, zaman kısıtlılığının da etkisiyle, kongre tartışmalarında hemen hiç yer almamıştır.
***
TKİP Kuruluş Kongresi’nin program sorunu üzerine tartışmaları, sunulan materyalin de tanıklık ettiği gibi, yalnızca klasik marksist program deneyimini değil, yanısıra Türkiye’nin program deneyimini de ele almış, eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutmuştur. Fakat bu ikincisi, Türkiye sol hareketinin program deneyimi, hemen tamamen şu veya bu akıma ait programların incelenmesi sınırları içerisinde olabilmiştir. Zira gerek geçmişte gerekse bugün sosyalizm adına ortaya çıkan hemen hiçbir(7)sol akımın parti programı sorununa bakışaçılarını ortaya koyan metinleri, bunu gerekçelendiren yazı ya da açıklamaları yoktur (hiç değilse ulaşılabilir sınırlar içerisinde). Geçmişte ya da yakın zamanda, parti programı adı altında kupkuru metinler bütün soyutluğu ve cansızlığı ile sunulmuş, bununla yetinilmiştir. Asıl nedeni bu olmamakla birlikte, işlevsiz kalmaları, ciddi herhangi bir ilgi ya da tartışmanın konusu olmamaları aynı zamanda bundan dolayıdır da.
Parti programının ele alınışına ilişkin sorunlar alanındaki bu belirgin boşluk kuşkusuz bir rastlantı değildir. Türkiye solunda program sorunu, çok büyük ölçüde, devrimci özü ve işleviyle değil, biçimsel yönüyle ele alınmış, parti olmak iddiasının biçimsel bir gereği sayılmıştır. Doğal olarak ortaya konulan programlar da bunun getirdiği bir baştan savmalık ve ciddiyetsizlik örneği olmuşlardır. Bu söylenenler özellikle geleneksel küçük-burjuva devrimci akımlar için geçerlidir. Reformist sol akımlar ise, gerek geçmişte gerek yeni dönemde, aydın birikiminin de sağladığı imkanlarla, program sorununda daha ciddi bir çaba içinde görünmüşlerdir. Fakat reformist konumun ürünü olan ve genel kural olarak yasal cendereye uyarlanmış bulunan bu programlar da, tam da bu nedenlerle, devrimci parti programı sorunu açısından herhangi bir anlam, işlev ve dolayısıyla birikim ifade etmemektedirler.
Yerli sol akımların program konusundaki perspektifsizliğini, ortaya konulan programların kendi iç yapılarında da açıkça görmekteyiz. Örneğin bunların hemen hiçbirinde teorik ve ilkesel sorunlara ayrılmış bir bölüm yoktur. Oysa bu, marksist bir parti programının iki ana bölümünden biridir. Engels bunu “genel ilkeler” bölümü, Lenin parti programının “teorik bölüm”ü olarak tanımlar. Teorik bölümden yoksun bir parti programı, işin özünde, marksist temelden ve enternasyonalist içerikten de yoksun demektir.
Bu alandaki perspektifsizlik, bazı programların girişinde yeralan, bir kavrayışın değil fakat kaba bir adaptasyonun ürünü olduğu daha ilk bakışta anlaşılan “kapitalizm”, “emperyalizm”, “sosyalizm” vb. alt başlıklardan da anlaşılmaktadır. Bu alt başlıklar altında sunulanlara baktığımızda, işin özü ve esasının, bu bölümün programdaki anlamı, kapsamı ve işlevinin hiçbir biçimde anlaşılmadığını görmekteyiz.
Bütün bu nedenlerle, parti programının yöntemini ve genel yapısını ele alan ilk kitapla birlikte, teorik ve ilkesel bölümü ele alan bu ikinci kitap çok özel bir önem taşımaktadır. Bunun büyük bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz ve program sorununun anlaşılmasında büyük açıklıklar yaratacağına inanıyoruz.
***
TKİP Kuruluş Kongresi’nin parti programı üzerine materyalinin dört kitap halinde yayınlanması kesinlik kazanmış bulunmaktadır. Parti Programı Üzerine dizisini oluşturan bu kitapların ilk ikisi halihazırda okura sunulmuş bulunmaktadır. Bunlar aynı zamanda program materyalinin daha önce dizi yazılar halinde yayınlanan bölümlerini oluşturmaktadır. Oysa hazırlanmakta olan son iki kitabın içeriğini oluşturan metinlerin çok büyük bir bölümü ile okur ilk kez olarak karşılaşmış olacaktır.
Parti Programı Üzerine dizisinin üçüncü kitabı, parti programının pratik bölümüne ilişkin, daha somut olarak söylersek, proletarya devriminin sorunlarına ilişkin değerlendirme ve tartışmalardan oluşmaktadır. Halihazırda bu tartışmaların giriş bölümü ile “Emeğin Korunması”na ilişkin alt bölümler dışında hiçbir bölümü yayınlanmamıştır. Bu arada bazı bölümlerin parça parça sunulması yoluna gidilmezse eğer, pratik bölüme ilişkin değerlendirme ve tartışmaların tüm geriye kalanı ilk kez kitap halinde yayınlanmış olacaktır.
Dördüncü ve son kitap, TKİP Kongresi’ne sunulan Program Taslağı üzerine değerlendirme ve tartışmalardan oluşmaktadır. Bu tartışmaların giriş mahiyetindeki ilk üç bölümü TKİP Programı'nın yayınlanmasıyla birlikte Ekim'de yayınlanmıştı. Geriye(9)kalanının tümü ilk kez olarak kitap halinde yayınlanacaktır. Bu kitabın yayınlanması, TKİP Programı'yla TKİP Program Taslağı'nın karşılaştırmalı olarak incelenmesini ve irdelenmesini, belli tercihlerin neye göre, hangi bakışaçısı ya da kaygılarla yapıldığının anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
Parti Programı Üzerine dizisinin bu son iki kitabının devrimci okura en kısa zamanda sunulacağını umuyoruz.
***
‘89 yıkılışı Türkiye ve dünyada bir dönemin sonunu işaretledi. Artık dünya ölçüsünde sınıflar mücadelesinin yeni bir dönemine girilmiş bulunulmaktadır. İşçi sınıfının ve ezilen emekçi halk kitlelerinin kapitalizmin baskı ve sömürüsüne, emperyalist köleliğe ve saldırganlığa, militarizme ve savaşlara, gericiliğe ve faşizme karşı yeni bir mücadele dönemine girdikleri artık açık bir olgudur. Şimdiden yer yer geniş katılımlı kitle isyanları biçimini alan bu mücadelelerin birikimi üzerinde yeni bir devrimler dönemi adım adım mayalanmaktadır.
Bu yeni döneme hazırlıklı girmek, herşeyden önce, geçmiş dönemlerin deneyimlerini eleştirel bir tarzda özümseyen ve yeni dönemin ihtiyaçlarına yanıt veren bir teorik hazırlık ve bunun ürünü bir devrimci program demektir. Yeni dönemi gerçekten kucaklamayı başaracak olan komünist sınıf partileri ancak bu temel üzerinde yükselebilirler. TKİP’nin inşası sürecine ve bu sürecin bir ürünü olan TKİP Programı’na başından itibaren bu bakışaçısı yol göstermiştir.
Bu süreç Türkiye’nin proletarya devrimi ve sosyalizm davasına bağlı tüm güçlerinin birleşme eksenini de ortaya çıkarmıştır. Bu gerçek TKİP Programı’nın ilanı vesilesiyle, “Altında Birleşilecek, Uğrunda Savaşılacak Bayrak!” çağrısıyla veciz bir biçimde ifade de edilmiştir. Bu çağrıya gecikmeksizin yanıt vermek, bu ülkede proletarya devrimi davasına ve sosyalizmin geleceğine samimiyet ve ciddiyetle inanan herkesin görevidir.