Salgından kaynaklı 23 Mart’ta başlatılan uzaktan eğitim, Eğitim ve Bilgi Erişim Ağı (EBA) üzerinden yaklaşık iki aydır sürdürülüyor. Ancak tüm öğrenciler eşit koşullara ve teknik ekipmana sahip olamadığı için birçok sorun yaşıyor, eğitime ulaşamıyor. Sorun yaşayan öğrenciler arasında Suriyeli çocuklar da bulunuyor.
Emperyalist savaşların yarattığı yıkımdan kaynaklı ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriye halkı, gittikleri ülkelerde yaşama tutunmaya çalışıyor. En büyük yaşadıkları sorunlardan biri ise gittikleri ülkenin dilini, kültürünü öğrenmek. Salgın döneminde eğitimin uzaktan olması ise Suriyeli çocukların daha fazla zorlanmalarına neden oluyor.
Suriyeli mültecilerin okullaşma oranı yüzde 63.29
Gazete Duvar’dan Aynur Tekin’in haberine göre, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (GİGM) verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre ise Suriyeli nüfusun 1 milyon 82 bin 172’si eğitim çağında. Ancak eğitim çağındaki nüfusun yüzde 63.29’u, yani 684 bin 919’u okula gidebiliyor.
2014-2015 eğitim öğretim yılında eğitim hayatına katılan Suriyeli öğrencilerin sayısı 230 bindi. Bu sayı 2019-2020 eğitim öğretim yılında 684 bin 919’a yükseldi. Suriyeli çocuklar en çok ilkokul seviyesinde eğitime katılıyor. Yüzde 90’la en yüksek okullaşma oranının kaydedildiği ilkokul kademesini, yüzde 70.13 ile ortaokul takip ediyor. Suriyeli çocukların okul öncesi ve lise düzeyindeki eğitime katılımı ise oldukça düşük. Okul öncesi düzeyinde eğitim hayatına katılan öğrencilerin oranı yüzde 30.77 iken lise düzeyindeki katılım oranı yüzde 32.55.
Okullaşma ve eğitime uyum süreci hali hazırda devam eden Suriyeli çocuklar, uzaktan eğitime erişimlerini kısıtlayan durumlarla karşı karşıya kalıyor. Eğitime erişebilen çocuklardan bazıları ise ders içeriklerini takip etmekte zorlanıyor. Uzmanlar, bu durumun okullaşma oranındaki artışı sekteye uğratabileceğine ve Suriyeli çocukların eğitim sisteminden kopma riskini artırabileceğine dikkat çekiyor.
‘Karantina savaş ve göç travmasını hatırlatabilir’
“Covid-19 Sürecinde Mülteci Çocuklardan Deneyimler” araştırmasına göre halihazırda eğitim sistemine dahil olmaya çalışan mülteci çocuklar için uzaktan eğitim süreci iki kat daha zor. Raporda, karantina sürecinde sosyal bağları zayıflayan, evlerine kapanan mülteci çocukların, savaş ve göç deneyimleri sonucunda yaşadıkları travmanın tekrarlanabileceğine dikkat çekiliyor. Bu sebeple mülteci öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde desteklenmesi gerekiyor.
Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Zeytin Ağacı Derneği, Sulukule Gönüllüleri Derneği ve Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği ortaklığıyla yapılan araştırma için İstanbul’un en yoğun Suriyeli nüfusuna sahip olan ilçesi Fatih’te yaşayan 25 Suriyeli çocukla görüşüldü. Nisan ayında ve Mayıs ayının ilk haftasında yapılan araştırmaya göre, uzaktan eğitime erişimi kısıtlayan en büyük engel, televizyon ya da bilgisayar gibi teknolojik araçlara sahip olamamak. Çocuklar, bu araçlara sahip olsa bile kalabalık hane koşulları sebebiyle ders içeriklerini takip etmekte zorluk çekebiliyor. Mülteciler yüksek kiralar sebebiyle çoğu zaman evlerini başkalarıyla paylaşmak zorunda kalıyor.
Çocuklar, EBA’ya girip derslerini ve ödevlerini takip edemediklerinde notlarının düşmesinden, geride kalmaktan endişe ediyor. Rapora göre savaş ve göç sürecinde benzer biçimde eğitimleri sekteye uğramış veya gerilemiş olan mülteci çocuklar bu kaygıyı daha yoğun yaşıyor.
Öne çıkan bir başka bulgu ise karantina uygulamasından önce dersleri iyi olan bazı çocukların uzaktan eğitimi de düzenli takip edebildiği, ancak dil ya da öğrenme açısından zaten zorlanan çocukların EBA’daki dersleri takip etmekte de zorlandığı. Türkçe dil becerisi sınırlı olan mülteci çocuklar, bu dönemde dil düzeylerinin yeterli olmaması sebebiyle ebeveynlerinden de destek alamıyor. Derslere yardımcı olma konusunda dil becerisi daha iyi olan kardeşler, ebeveynlerden daha etkili.
Eğitim Reformu Girişimi Eğitim Gözlemevi araştırmacılarından Merve Mert, Suriyeli öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde desteklenmesi gereken gruplardan biri olduğuna dikkat çekiyor.
Mert, uzaktan eğitimin ilk haftasında EBA TV’de “Uyum İçin Türkçe” derslerinin yer almadığını, bu derslere 30 Mart 2020 itibarıyla başlandığını belirtiyor. “Uyum İçin Türkçe” dersleri, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PİKTES) kapsamında ilkokul ve ortaokul öğrencilerine veriliyor. Mert, bu derslerin, konu anlatımlarını Suriyeli çocuklar için daha erişilebilir kıldığını ifade ediyor.
‘Eğitimden erken ayrılma riski artıyor’
Covid-19 salgını ekonomik güçlükleri de beraberinde getirdi. Salgınla beraber pek çok kişi işini kaybetti ya da ücretsiz izne çıkarıldı. Bu durum kayıt dışı ve günlük ücretle çalışan mültecileri de doğrudan etkiledi. Merve Mert, içinde bulunduğumuz dönemin mülteci çocuklara yeni mecburiyetler getirebileceğini söylüyor:
“Kız çocukların kardeş bakımı, evin temizlik ve düzeni gibi hane içi emeğe katkı yapması; erkek çocukların ise evin gelirine katkıda bulunması beklenebiliyor. Bu durum çocukların var olan hizmetlerden yararlanmasının önüne geçebiliyor ve çocuk işçiliği, eğitimden erken ayrılma gibi riskleri artırıyor.”
‘Telafi eğitimleri kritik önemde’
Suriyeli gezici mevsimlik tarım işçileri sezonunun başlamasıyla çocuklarıyla birlikte tarım alanlarına gitmeye başladı. Mert, bu çocukların eğitimden uzaklaşma riskine dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
“Covid-19 sürecinde uzaktan eğitime aktif olarak katılamayan öğrenciler için okulların yeniden açılmasına kadar geçen süre oldukça uzun olabilir. Böyle bir durumda, öğrencilerin önceden edindikleri kazanımların kaybolmaması ve öğrenme kaybının engellenmesi için planlanacak telafi ve destek eğitimleri Suriyeli ve çoklu dezavantajlı grupta bulunan öğrenciler için kritik önemde.”