"Google'ı Abdülhamid buldu", "İstanbul Sözleşmesi çok kan dökecek", “Ben evrim kitaplarını bir ay boyunca okudum, ispat edilmemiş bir şeyin okutulması bence saçmadır, müfredatta olmamalıdır”, “Hitler nasıl Polonya’ya anında girdiyse biz Yunanistan’a adeta elimizi kolumuzu sallaya sallaya gireriz”, “Yahudiler Kur’an-ı Kerim’de lanetli ırktır. Kur’an’da yazılı tek bir ayeti dahi kabul etmeyen kafirdir” ve Musul’un tartışıldığı bir programda “Louis Althusser Marksist bir sosyologdur, karısını baltayla öldürmüştür. Nietzsche yatırıldığı deliler hastanesinde öldü. Foucoult eşcinseldi, AİDS’den öldü bu adam bize nasıl örnek olsun” gibi ırkçı, şoven, cinsiyetçi ve anti-bilimsel sözler, bugünlerde yine bir cümlesi ile çok konuşulan Ebubekir Sofuoğlu’na aittir.
Yakın zamanda Akit TV’de yayınlanan bir tartışma programına katılan Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi sözde Profesör Ebubekir Sofuoğlu, Z kuşağını hedonist (Hazcı) olmakla suçladıktan sonra üniversiteler için “Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı. Neredeyse fuhuş evleri” dedi. Bu sözler toplum genelinde tepkiyle karşılandı. Sosyal medya üzerinden Sofuoğlu’na dair on binlerce gönderi paylaşıldı. İktidarın beslemelerinden olan bu sözde profesörün “gaf”ına karşı iktidar, imajının zedelenmemesi kaygısıyla saray soytarısının üstünü tek kalemde çizdi. Sakarya Üniversitesi rektörlüğü Sofuoğlu hakkında soruşturma açacağını duyururken, sırasıyla YÖK Başkanı Yekta Saraç’tan, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tan, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan da Sofuoğlu’nun söylemlerini doğru bulmadıklarına ilişkin açıklamalar geldi. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı ise Sofuoğlu hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa sürüklemek, tahrik veya aşağılamak” suçundan hakkında soruşturma başlattı.
Berat Albayrak’ın istifasının ardından 20 saat boyunca suskun kalan yandaş medya bu olayın ardından da bir süre nabız yoklaması gerçekleştirdi. Öyle ya, söz konusu “profesör” sonuç olarak AKP’nin besleyip büyüttüğü sözde akademisyenlerdendi. Bundan kaynaklı bekleyip görmeleri gerekiyordu. Neyse ki lağım medyasının imdadına, tepkilerin basıncında kalan AKP hızlıca yetişti ve çok geçmeden söz konusu soytarı hakkında açıklamalarda bulunuldu.
Bu sözlere karşı lağım medyasından “Aslında öyle demek istememişti” gibi sesler de yükselmedi değil. Tüm bu tabloyu hazmedemeyen saray soytarısı ise halen daha sosyal medya hesabı üzerinden pervasız açıklamalar yapmaya devam ediyor. Sözlerinin çarpıtıldığını iddia ettiği gibi, sözlerinin arkasında olduğunu da söylüyor. Hizmetkarlığını yaptığı iktidarın bizzat sözcüsü tarafından (İbrahim Kalın) dışlanmayı sindirememiş olacak ki, hakkında söylenenler için şikayetçi olacağını da belirtti. Sofuoğlu, bu gücünü tıpkı kurduğu cümlesinin başında da belirttiği gibi cumhurbaşkanından ve onun düzeninden almaktadır. Fakat tüm bunların rahatlığı ile sarf ettiği sözler hiç de düşündüğü gibi “hoş görü” ile karşılanamamıştır. Çünkü toplumsal basınç buna müsaade etmemiştir. Bu çirkef sözlerin önünü açan, bizzat üniversiteliler için “kızlı-erkekli aynı evde kalıyorlar” diyerek evlere baskınlar düzenlettiren Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu soytarıların önünü açan, ilerici akademisyenlerin ihracı ile dinci-gericileri ihya eden, akademiyi adeta ayaklar altına alan AKP-MHP iktidarından başkası değildir. Üniversiteler AKP-MHP eliyle Sofuoğlu türevi yandaş-gericiler yuvası haline dönüştürülmüş, onların eline teslim edilmiştir.
Her gün milyonlarca işçi ve emekçinin izlediği TV kanallarında bu soytarılardan onlarcasına rastlıyoruz. En başta da belirtildiği gibi AKP’yi ve medyasını bu sözler karşısında “rahatsız” eden tek şey toplumsal tepkidir.
Bu kirli düzen devam ettiği sürece daha nice Sofuoğlu ile karşılaşacağız ve benzerlerinin bizzat iktidar tarafından harcanışlarını göreceğiz. Çünkü bu düzen devam ettiği sürece, bu soytarıların yaratmak istediği bilinç bulanıklığına olan ihtiyaç da bitmeyecektir.
M. Nevra