Siyanür değil, yoksulluk, işsizlik ve geleceksizlik öldürüyor!

Yoksulluğun, açlığın, sefaletin diz boyu olduğu bir yerde bizlere düşen görev ve sorumluluk örgütlü mücadeleyi ileriye taşımaktır. Bu kirli ve bozuk düzene karşı bizler hayatın her alanında tek ses olmayız.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 22 Kasım 2019
  • 11:21

17 yıllık AKP hükümetinin yarattığı yıkım artık işçi ve emekçileri ölüme sürüklüyor. Ekonomik krizin yıkıcı etkisi toplu intiharlara neden oluyor. Hayata geçirilen ek vergiler, süreklileşen zamlar işçi ve emekçileri günden güne yoksullaştırıyor. Bugün dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.058.76 TL, yoksulluk sınırı ise 6.274 TL’dir. Asgari ücret açlık sınırının altına düşmüştür.

Hal böyleyken AKP iktidarı patronları ekonomik krizden kurtarmak için işçi sınıfıyla emekçilere koyu sefaleti dayatıyor. Kendileri saraylardaki şatafattan taviz vermezken, işçi ve emekçilerin aylık maaşla ne kadar yumurta alabileceklerinin hesabını yapıyorlar. Ama insanların açlıktan, yoksulluktan, sefaletten, işsizlikten dolayı intihar etmelerini umursamıyorlar.

Fatih’te dört kardeş kapılarının önüne “içeride siyanür var girmeyin” diyerek yaşamlarına son verdi. Antalya’da dört kişilik aile siyanür ile intihar etti. Bakırköy’de bir aile borçlarından kaynaklı siyanürle intihar etti. Siyanür değil yoksulluk, işsizlik ve geleceksizlik öldürüyor. Sosyolog Emile Durkheim’in “bir toplumda intihar vakaları kısa sürede hızlı artış gösteriyorsa, sebebi kişisel nedenlerden değil toplumsal sorunlardır. (Ekonomik kriz, işsizlik, dayanılmaz yoksulluk vb.)” saptaması sorunun esas kaynağını gösteriyor.

AKP iktidarının burjuva-yandaş medyası intiharlara dair alçakça haberler yaparak gündem saptırmaya çalışıyor. Bir damla siyanür insanın yaşamını elinden almaya yetiyorken, siyanür ile altın aranmasına izin veriyorlar. İş el koyacakları ranta gelince, insanların hayatları da yaşam alanları da umurlarında olmuyor.

İntihar etmek bize çözüm sağlamayacak!

Yoksulluğun, açlığın, sefaletin diz boyu olduğu bir yerde bizlere düşen görev ve sorumluluk örgütlü mücadeleyi ileriye taşımaktır. Bu kirli ve bozuk düzene karşı bizler hayatın her alanında tek ses olmayız.

Unutmamalıyız, bir babanın yoksulluktan kaynaklı evlatlarının yaşamlarına son vermesini!

Unutmamalıyız, kendi yaşamlarına son verdikleri halde cansız bedenlerini bulacak olan kişileri düşünerek “içeride siyanür var girmeyin” diyen son notu!

D. Mir