AKP şefinin üfürdüğü “müjde balonu” günlerdir ülkenin gündemini meşgul ediyor. Burjuvazi adına yönetenlerin “müjde balonu” şişirmeleri adettendir. Yine de önceki hükümetlerin hiçbiri bu konuda AKP’nin eline su dökemez. Bu rejimin büyük vaatlerde bulunması ama kısa süre sonra kendi vaatlerini unutturması, diğer pek çok kepazelik gibi “sıradan vaka” sayılıyor.
Kapitalist sınıflar adına devleti yönetenlerin döne döne bu rezilliklere başvurmaları tesadüf değil. Çünkü rejimlerinin işçilere, emekçilere sunabileceği olumlu bir şey yok. Pratikte kitlelere ancak sömürü, baskı, işsizlik, sefalet sunabilen rejim, kitleleri oyalamak için büyük yalanlar uydurmak durumunda kalıyor.
Ülkenin bir yerlerinde doğalgaz, petrol ya da değerli bir madenin bulunmasına sık rastlanır. Egemenlerin verdikleri “müjde”lerin çoğu bu tür “keşifler”le ilgilidir. “Yeni keşifler” manşetlere konu edilir. “Uzman” sıfatlı bir takım şahıslar konuyla ilgili “derin analizler” yapar. Aradan birkaç gün geçer, o “büyük buluş”tan söz eden kalmaz. Bulunan “gaz” kısa sürede buharlaşır, her şey kaldığı yerden devam eder.
Gaz keşfetmek, toplumu gazla gazlamak AKP’nin ilk yıllardan bu yana vazgeçemediği “büyük yalanlar” zincirinin esas malzemesidir. AKP şefinin bir “dini seremoni” havasında şişirdiği son “müjde balonu” doğal ki, gazlama zincirinin önceki halkalarına bakmayı zorunlu kıldı. Bu konuda çalışan basın emekçileri “zengin” bir liste çıkarmaya muvaffak oldular.
Çıkan listenin uzunluğu çarpıcıdır. Zira 2003’ten bu yana en az 30 kez doğalgaz ya da petrol bulunduğuna dair “müjde” vermişler. O kadar çok petrol o kadar çok doğalgaz bulunmuş ki, memleketin gazda boğulmaması büyük bir şans sayılabilir.
İlk doğalgaz keşfi, 9 Eylül 2004’te Akçakoca’da yapılmış. Sermaye rejiminin o tarihte başlayan “keşifler” macerası, AKP şefinin son şişirdiği balonla doruğa çıktı. “Keşifler listesi”nin bir kısmı şöyle sıralanıyor:
Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu (26 Kasım 2006).
Karadeniz doğal gazı devreye girdi (20 Mayıs 2007).
Karadeniz’de petrol ağa takıldı (26 Ağustos 2007)
Sakarya’da doğalgaz bulundu (15 Mayıs 2009).
Yeni doğalgaz rezervi bulundu (17 Haziran 2010).
Bakan Yıldız: Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz (25 Ağustos 2012)
Karadeniz, petrol ve doğalgazda yeni merkez (10 Mart 2013).
Bakan Dönmez: Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu (29 Haziran 2020).
Liste uzayıp gidiyor. Aynı konuda bu kadar çok yalan söylenmesi, yalanın döne döne topluma “umut” diye sunulması, iktidarın ne kadar arsız olduğunu ispatlıyor. Dikkat çekici olan “buluşlar”ın çoğunun seçimlerin hemen öncesinde gerçekleşmiş olmasıdır. Yani hayatın akışının “olağan” olduğu dönemlerde pek buluş olmuyor.
T. Erdoğan’ın müjdesini verdiği “son büyük buluş” da “olağan” koşulların ürünü değil. Tersine, söz konusu “buluş” beka sorunu yaşayan rejimin histerik hallerine ışık tutuyor. Bu rezil seremoni güya rejimi destekleyen kitleyi motive edecek, toplumun en azından bir kesimini ise AKP-MHP rejiminin kuyruğuna takacaktır.
Cuma namazının ardından dünyaya ilan edilen “büyük buluş” beklenenin aksine pek heyecan yaratamadı. Zira emekçilerin yaşam koşulları, “müjde balonu” ile oynamaya artık elvermiyor. Dolayısıyla kitle desteğini arttırma bağlamındaki beklentinin gerçekleşmesi olası değil.
Öte yandan her “müjde balonu” kirli bir şeyleri örtmenin aracı olarak da kullanılıyor. Toplum oyalanıp dikkatleri farklı yönlere çekilirken, hazır bekletilen kirli manevralar da gerçekleştiriliyor. Örneğin bu son büyük balon şişirilirken AKP şefi üç önemli kararnameye imza attı. 1. İstanbul’da doğrudan merkeze bağlı ikinci bir polis teşkilatı kurulması kararını AKP şefi imzaladı. 2. Kariye Müzesi kararı (ikinci Ayasofya vakası) onaylandı. 3. Kişisel verilerin yurt içinde ve dışında başka kurumlara (kişi haberdar edilmeden) kullandırılması kararı resmiyet kazandırıldı.
Görüldüğü gibi iktidarın pazarladığı müjde kepazeliğinin birden fazla hedefi var. Oluşan hayhuy içinde AKP şefi üç kararnameyi imzalamış bile. Bu şaşalı gösterilere rağmen, gazın rejimin ömrüne ömür katması olası görünmüyor.