Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklenti yaratan büyük müjdesi piyasalarda hayal kırıklığı denilmese bile burukluk yarattı. 800 milyar metreküplük rezerv söylentisine karşılık Cumhurbaşkanı, Karadeniz’de bulunan rezervin 320 milyar metreküp olduğunu açıkladı.
Piyasalarda yaratılan büyük beklenti nedeniyle dolar kuru açıklama öncesi 7.22 TL’ye kadar düşmüşken, haber sonrası ilk tepki doların 7.34 TL’ye yükselmesi oldu. Haberin detayları geldikçe piyasanın önümüzdeki dönem yön bulması beklenirken, faiz artırımı yapılmaması nedeniyle piyasada yaşanması muhtemel havaya geri dönüldüğü söylenilebilir.
Konuyla ilgili konuştuğumuz enerji uzmanları, Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi buradan çıkarılacak doğalgazın 2023 yılında kullanıma sunulmasının mümkün olamayacağı görüşündeler. Birçok aşamanın geçilmesi gerektiğini, sadece kesinleşmiş rezerv tespiti için gereken teknik hazırlıkların 6 ayı bulacağını belirten uzmanlar, buradan doğalgaz üretimi için ise en az 7-8 yıl gerekeceğini belirtiyorlar.
Bunun da ötesinde böyle bir yatırımın fizibilitesinin olup olmayacağı da tartışma konusu. 800 milyar metreküplük bir rezerv için bile yatırıma hemen başlamayı mevcut şartlarda iyi düşünmek gerektiğini, 320 milyar metreküplük rezerv mevcut küresel doğalgaz fiyatları baz alındığında, yatırıma hemen başlanmasının rasyonel gözükmediğinin altı çiziliyor. 320 milyar metreküplük rezervin düşük olmadığını, önemli bir katkı olacağını ancak doğalgaz fiyatları yatırım için uygun olduğunda rasyonel olabileceği söyleniyor. Tabii ki düşük doğalgaz satış fiyatları ve yüksek maliyetlere rağmen bulunan bu rezervi çıkarmak için yatırıma başlanma kararı alınabilir ama bu ekonomik olmaktan çok siyasi bir karar olarak kabul edilecek gibi gözüküyor.
Tüm dünyada enerji fiyatlarının düştüğünü hatırlatan bir uzman, ABD’de kayaçtan elde edilen doğalgazın, gelişen teknoloji ile birlikte, bin metreküpü 50 dolara kadar düştüğünü hatırlattılar. ABD’nin bile düşen fiyatlar nedeniyle yeni yatırımları durdurduğunu kaydeden enerji uzmanları, derin denizden elde edilecek doğalgazın maliyetinin bu fiyatların çok üzerinde olacağını söyledi.
320 milyar metreküpe ek olarak yeni rezerv bulunmadığı takdirde sadece bu kaynak için kuyular kurulup boru hatları yapılmasının ekonomik olup olmadığının tartışma konusu olduğu açık. Ancak doğalgaz fiyatları dünyada çok yükselirse, bizim faturamızı önemli ölçüde olumlu etkilediği ölçüde ekonomik yatırım olarak görüleceği kesin.
Uzmanlar, Türkiye’nin yıllık tüketiminin 50 milyar metreküp civarında olduğunu, dolayısıyla bulunan bu rezervin çıkarıldıktan sonra sadece 6 yıllık tüketim anlamına geldiğini söyledi. Dolayısıyla 320 milyar metreküplük rezerve ek bulunduğu takdirde hem Türkiye’nin ihtiyacı hem ekonomik olarak yatırımın daha rasyonel gözükeceği ortada.
Ekonomiye katkı
Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının yıllık 45- 50 milyar metreküp olduğu düşünüldüğünde ödenen fatura da önemli hale geliyor. Türkiye’nin son 2 yılda spot piyasadan daha ucuz doğalgaz temini yaptığını ancak bu alımların fiyatlarının açıklanmadığını belirten enerji uzmanları, o nedenle kesin bir rakam veremiyorlar. Rusya’dan ve İran’dan alınan yüksek fiyatlı doğalgazla paçal edildiğinde yıllık faturanın 9 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. 40 milyar dolar olarak siyasilerin telaffuz ettiği yıllık fatura ise toplam enerji faturası.
Bu noktadan çıkarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “eksen değişikliği” yaratacak kadar bir müjdenin açıklanmadığı açık. Albayrak, dün de Türkiye’nin cari açık sorununun bu sayede çözüleceğini, hatta cari fazla verecek noktaya geleceğimizi söyledi. Bunların da çok iddialı sözler olduğu, beklenti yönetimine dönük olduğu ise ortada.
Şöyle düşünmek gerekirse Türkiye’nin yıllık turizm geliri 30-35 milyar dolar düzeyinde. Yani bu gazı üretip tümüyle kullansak bile turizm gelirindeki kaybın ancak üçte birini telafi etmiş olacağız. O da 6 yıllığına...
Ekonomi uzmanları bulunan doğalgazla ilgili kaynak rezervinin ayrı, üretilebilir rezervin ayrı, ekonomik rezervin ayrı rakamlar olduğunu, tüm bunların belirlenmesi ve rasyonel kararların alınması için ciddi araştırmalar ve süreler gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin kendi sismik ve sondaj gemilerini temin etmesinin bu konuda önemli bir adım olduğunu kabul eden uzmanlar, buna karşılık rezervin çıkarılmasına karar verildiği takdirde, bu gemilerden çok daha gelişmiş çıkarma gemileri gerekeceğinin altını çizerek, bunların da çok pahalı kiralanan gemiler olduğunu, maliyetlere önemli etki yapacağını söylemek gerektiğini belirtiyor.
Türkiye’nin enerji kaynaklarının yerli olmasının çok önemli olduğunu, siyasi olarak büyük getirisi olduğunu belirten uzmanlar, buna karşılık tümüyle yerli bir doğalgaz üretiminin mümkün olamayacağının altını çiziyorlar. Hem doğalgazı çıkarma teknolojisi için, hem boru hatları için, hem de doğalgazı çıkarmak için teknik olarak güçlü ülkelerle işbirliğine ihtiyaç olacağını, bunun doğal olduğunu kaydediyorlar.
Özetle; Türkiye için önemli bir kaynak bulunduğu kesin. Ancak bunun abartılmaması gerekiyor. Mevcut iktidarın daha önce de sıkça yaptığı gibi; beklentileri çok şişirip ardından realize olan gelişmeler nedeniyle beklenti yönetiminin tam tersine döndüğü, piyasaları olumsuz etkilediği bir örnek ile daha karşı karşıyayız. Ekonomik dengelere katkı yapacak ama sorunu çözebilecek bir gelişme olmadığı ortada. Ne enflasyonla mücadele, ne makro dengelerin kurulması ne de gereken dış kaynak açısından müjde haber çıktı. Bunu da piyasaların tepkisinden açıkça görüyoruz.
Cumhuriyet / 22.08.20