Sedat Peker’den yeni ifşaatlar…

Dinci-faşist AKP iktidarının kayıt dışı para aklamaktan kadın cinayetlerini örtbas etmeye kadar her türlü pisliğe bulaştığı, Peker'in yeni ifşaatlarıyla bir kez daha ortaya serildi. Peker'in yeni ifşaatlarında Burhan Kuzu, Zindaşti, Süleyman Soylu, Ümitcan Uygun, Fahrettin Altun'un da adı geçiyor...

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Ağustos 2021
  • 16:45

Çürümüş-çeteleşmiş sermaye devletinin iç yüzünü “içeriden” biri olarak ifşaatlarıyla ortaya seren Sedat Peker bugün de sosyal medyada yeni paylaşımlarda bulundu. Dinci-faşist AKP iktidarının kayıt dışı para aklamaktan kadın cinayetlerini örtbas etmeye kadar her türlü pisliğe bulaştığını ortaya seren ifşaatlarda, Burhan Kuzu’nun ilişkilerinden bahsedildi. Ümitcan Uygun’un Aleyna Çakır katletmesinin örtbas edilmesinde Süleyman Soylu’nun parmağı olduğunu belirten Peker, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın da her türlü kirli ilişkinin bilgisine sahip olduğuna işaret etti.

Kuzu’nun, kayıt dışı para için Peker’den talebi

Burhan Kuzu ile tanışma ve Burhan Kuzu’nun Peker’den talebi:

“Kendisiyle samimi olduktan sonraki görüşmelerimizin birinde İran eski Cumhurbaşkanı Haşimi Ravsancani’nin akrabası olduğunu söylediği Roya Abidini isimli bir bayanın İskenderun serbest limanında kayıt dışı çok yüksek miktarda nakit parasının olduğunu, bu parayı limandan çıkarmanın bir sorunu olmadığını (nakit para konteynerde eşya olarak görünüyordu), sonrasında bu bayana koruma sağlamamız yönünde ricada bulundu. Bu bayanla kendisini Aliye Uzun isimli bayanın tanıştırdığını söyledi. Ben de kendisine ‘Para eşya olarak görülse de bir gün mutlaka bu ortaya çıkar. Amerika Devleti’yle sıkıntı yaşarız, bu konuya dahil olmamak gerekir.’ dedim. Aynı sistemle Mersin limanının serbest bölgesine de paraların geldiğini bildiğimi ancak Amerikan federal rezervinin bu paraları takip ettiğini, bu yüzden dahil olmak istemediğimi söyledim. Kendisine de bu olaya dahil olmaması yönünde tavsiyede bulundum.”

Zindaşti-Burhan Kuzu ilişkisi

Aliye Uzun hakkında “dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olarak bilinen İran asıllı Zindaşti’yle Burhan Kuzu’yu tanıştıran kişidir” diyen Peker, Burhan Kuzu ile Zindaşti ilişkisine dair şunları paylaştı:

“Bu üçünün aynı karede olduğu resim basına yansıyınca çok büyük spekülasyonlar olmuştu. Bu resmin çekildiği buluşmada yapılan görüşmede Zindaştiye Türk vatandaşlığını alabilir miyiz? Konuşuldu (Burhan Kuzunun devlet görevlileriyle bu konuyla ilgili yaptığı görüşmelerde bu şahsın tüm dünyada tanınan uyuşturucu baronu olması dolayısıyla mümkün olamayacağı söylendi) Burhan Kuzu’yla Zindaşti’nin dostluğu bu şekilde başlayıp devam etti. Zindaşti’ye yönelik yapılan bir saldırıda Zindaşti’nin kızının vefat etmesi üzerine Burhan Kuzu Zindaşti’yi arayarak başsağlığı diledi ve de kendisine dostluklar yapmaya devam etti.

“Zindaşti kızının intikamını almak için Orhan Üngan’ın kardeşi İlhan Üngan’ı ve avukatı Kudbettin Kaya’yı öldürttü. Ve daha sonrasında Zindaşti polisin operasyonuyla yakalanıp gözaltına alınarak tutuklandı. Burhan Kuzu’nun devreye girmesiyle henüz davası bile açılmamışken bir gece nöbetçi mahkemenin kararıyla ani olarak serbest bırakıldı (Sırra kadem bastı ve bir daha bulunamadı).

“Gazeteci Sayın Fatih Altaylı ve gazeteci Sayın İsmail Saymaz’ın yaptıkları ısrarlı haberlerin neticesinde tüm Türkiye bu olayın Burhan Kuzu’nun talimatıyla olduğunu öğrendi (Zindaşti’yi tahliye eden nöbetçi hakim bunu ifadelerinde açıkça söyledi).

“Orhan Üngan, Burhan Kuzu’nun kendisi hakkında yaptığı çalışmalar neticesinde bu süre zarfında cezaevindeydi. Ancak cezaevinde boş durmayarak kendisinin tutuklanmasını Burhan Kuzu’nun sağladığı yönünde birçok bilgi, belge toplayarak yargılandığı mahkemeye sunup tahliye olmayı başardı ve bunun akabinde de Burhan Kuzu’ya Bakırköy Adliyesinde dava açtı.”

Kuzu, bu kez Üngan’ın işlerini yapmaya başladı

“Bu gelişmeleri basının daha doğrusu Fatih Altaylı’yla İsmail Saymaz’ın devamlı haber yapması üzerine Burhan Hoca benimle irtibat kurdu” diyen Peker, sonraki gelişmelere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Ben bir arkadaşımla bir akrabamı arayarak Orhan Üngan isimli kişiyle irtibat kurmalarını ancak mümkün olduğunca benim adımı geçirmeyerek hem Burhan Kuzu’nun hayatına karşı bir düşmanlık beslememesi yönünde hem de Burhan Hoca’nın aleyhinde açtığı davaları geri çekmesi yönünde ricada bulunun dedim. Orhan Üngan haksızlığa uğradığına inandığı için ilkin olumsuz yaklaşsa da sonra Burhan Kuzu’nun aleyhine Bakırköy Adliyesinde açmış olduğu davayı geri çekti. Ancak rahmetli Burhan Hoca bu sefer de Orhan Üngan’la dost olarak onun ricalarını yerine getirmeye başladı (Bu işler böyledir, bir kere suçun parçası oldun mu ve bunun gelirinin tadına vardın mı dışına çıkamazsın.)

“Orhan Üngan’ın Bolu Adliyesinde var olan bir davasını kapatmak için Burhan Hoca Bolu Başsavcısıyla görüşmeye gitti. 2020 senesinin temmuz veya ağustos ayında bu görüşme gerçekleşti (Burhan Kuzu’nun HTS kayıtları çıkarıldığında söylediklerimin doğruluğu anlaşılacaktır, ya da Bolu Adliyesinin ziyaret defterine bakıldığında). Ancak Burhan Kuzu kasım ayında vefat ettiği için bu dosyayı neticeye vardıramamış, dosyanın düşümünü sağlayamamıştır. Fakat dedim ya, bir kere suç dünyasına girdin mi bundan çıkış artık yoktur. Orhan Üngan bu sefer de kardeşini öldüren katillerden biri ve Zindaşti’nin avukatına kırmızı bülten kararı çıkarmak için 2020 senesinin yine temmuz ağustos aylarında Burhan Kuzu’nun Interpol daire başkanıyla görüşmesini istemişti. Burhan Hoca daha önce dostluk yaptığı Zindaşti’nin düşmanı olan Orhan Ungan’ın her istediğini yerine getirmeye başlamıştır. Interpol daire başkanının randevu defterine bakıldığında ve de Burhan Hoca’nın HTS kayıtları incelendiğinde dediklerimin doğruluğu kanıtlanacaktır.”

Süleyman Soylu, Kuzu’dan destek için “olur verdi”

Süleyman Soylu’nun tüm bunlardan haberdar olduğunu söyleyen Peker, Soylu’nun AKP’de kabul görebilmek için Burhan Kuzu’nun desteğine ihtiyaç duyduğunu ve bunlara onay verdiğini öne sürdü. Burhan Kuzu ile ilgili iddialarını sürdüren Peker devamında şu ifadeleri kullandı:

“[Burhan Kuzu] Bir gün Abbas Güçlü’nün tartışma programına çıktığında orada bir genç ile tanışır. Sosyal medyasının yönetilmesiyle ilgili bu kişiden yardım alır. Aralarındaki dostluk ilişkisi çoğalınca bu şahsı özel işlerinde de görevlendirir. Ancak bu şahıs biraz cin fikirli birisi olduğu için Burhan Hoca’ya ‘Oda TV sizin bazı kadınlarla ilişkileriniz konusunda haber yapacak, bana şu kadar para verirseniz ben de onlara vererek bunu engelleyebilirim.’ diyerek Burhan Hoca’dan para sızdırmaya başlar. Burhan Hoca da başka bir gruba gidip bu şahsı Ankara’da evinin önünde biraz korkutarak para söğüşleme işinden kurtulur. Ancak o grubun arkadaşı olan başka bir grup devreye girerek, Hoca’yı da biraz korkutarak isteklerini sıralamaya başlar.

“Öncelikle bir yakınlarının Ziraat Bankası’nda bir kredi konusu olduğunu ancak bankanın bazı bahaneler sürerek krediyi vermediğini söyleyip Burhan Hoca’dan devreye girmesini isterler. Burhan Hoca devreye girer (ses kaydı tweetin altında yer alacaktır). Banka müdürü bayan krediyi neden veremediklerini anlatsa da Burhan Hoca bölge müdürüne benim selamımı söyle, konuyu benim takip ettiğimi de bildir diyerek kredinin çıkması için uğraş verir.”

Görüşmenin Haziran-Temmuz aylarında gerçekleştiğini öne süren Peker, söz konusu “suç baronunun” Temmuz-Ağustos aylarında da Burhan Kuzu’yu kullandığı iddiasını “Tabii ki suç baronlarının istekleri bitmez. Bu sefer Burhan Hocayı OYAK’ın başkanına arattırarak Denizli’deki OYAK’ın tesisleri içindeki bir sivil şahsa ait yeri daha yüksek fiyata OYAK’a satmak isterler” ifadeleriyle dile getirdi.

“Fahrettin Altun’un birimi” nasıl işletiliyor

Bu işlerde görüşmelerin nasıl gerçekleştiği ve sözde “isteklerin” nasıl dayatıldığı konusuna da değinen Peker, “Cumhurbaşkanlığı külliyesinde görev yapan bütün başdanışmanlar, kurul üyeleri bir yeri aradıklarında hiçbir bürokrat isteklerini geri çeviremesin diye telefonları her nerede olurlarsa olsunlar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından bağlatırlar (yani Fahrettin Altun Bey’in başkanı olduğu birimden)” ifadelerini kullandı.

Ümitcan Uygun’un işlediği cinayet için Adli Tıp’tan sahte rapor!

Benzer “isteklerin” rejimin uzantısı kadın katillerinin aklanıp kollanması için Adli Tıp’tan sahte rapor çıkarılması için de gerçekleştiğini ifşa eden Peker, Ümitcan Uygun’un Aleyna Çakır’ın ardından Esra Hankulu’nun ölümüne sebep olduğuna değindi. Süleyman Soylu’nun Uygun’un babası ile yakın arkadaş olduğunu hatırlatarak anlatımlarını şöyle sürdürdü:

“Bu tweetin altında yayınlayacağım Burhan Hoca’nın yazışmalarından da anlayacağınız üzere milyoner bir adamın adli tıptan çıkarmak istediği bir rapor var. Yine yazışmada göreceğiniz üzere bu beyefendinin gerekli ödemeyi yapmaya hazır olduğu söyleniyor. Burhan Hoca konuyla ilgilenir ve raporun Burhan Hoca’dan istendiği gibi çıktığı da araştırıldığında görülüp öğrenilebilir.

“Ak Parti milletvekili tolga ağar tarafından tecavüze uğrayıp intihar ettiği söylenen Yeldana Kaharman kardeşimizin olayında olduğu gibi, Aleyna Çakır kardeşimizin ölüm olayında olduğu gibi hiçbir suçlu ceza çekmeyecektir. Çünkü bir kişinin yargılanıp ceza alması için asıl olan tek şey adli tıp raporudur. Adli tıp raporlarının gerektiği bedel ödenerek nasıl çıkarıldığını Burhan Hoca’nın Whatsapp yazışmalarından net olarak görebilirsiniz. tolga ağarı kurtarmak için adli tıp raporu hemen hazırlanıyor, Aleyna Çakır kardeşimizin ölümünden sorumlu tutulan ümit can uygunun kurtulabilmesi için gerekli adli tıp raporu da şahsın babası süleyman soylunun yakın arkadaşı olduğu için gerektiği şekilde hemen hazırlanıyor. Ancak unutulan bir şey var, ümit can uygun dışarıda özgürce gezerken bu sefer başka bir kardeşimizin, Esra Hankulu’nun ölümüne sebep oldu.”