AKP kurulduğu andan itibaren Kürt hareketini ya da etkili olduğunu varsaydığı Kürt şahsiyetlerini kirli emelleri için kullandı. Kürt açılımı aldatmacası sayesinde ise birkaç seçimde Kürt halkından yaygın oy desteği aldı. Nitekim Abdullah Öcalan da, kendisini aldatan AKP’ye üç seçim kazandırdığını söylemişti. “Çözüm süreci” sahtekarlığıyla Leyla Zana, Kemal Burkay, Ciwan Haco gibi tanınmış Kürt şahsiyetleri de dinci-gericiliğin oyununa getirilebildi.
2015’ten beri Kürt halkına ve hareketine karşı azılı bir ırkçı-inkarcı politika izleyen saray rejimi, buna rağmen sıkıştığı anlarda Öcalan kardeşlerden destek talep edebiliyor. Bunun son örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri sırasında yaşanmıştı. Abdullah Öcalan’dan mektup talep eden dinci-faşist AKP-MHP rejimi, Osman Öcalan’la ise röportaj yapıp TRT kanallarında yayınlamıştı. Faşist partinin başı D. Bahçeli de bu kirli oyuna onay vermiş, ancak İstanbul’da hezimete uğramaktan kurtulamamışlardı.
Toplumsal meşruiyetini yitiren AKP-MHP rejiminin oy desteği günden güne eriyor. Tam bu noktada rejim bir kez daha Kürt oylarını devşirmek için kirli oyunlar çeviriyor. Kısa süre önce, işlediği vahşi cinayetlerle anılan hizbul-kontranın devamı olan Hüda-Par adlı partinin şeflerini saraya davet eden T. Erdoğan’ın, bir danışmanını ise Osman Öcalan’ın huzuruna gönderdiği ortaya çıktı.
Muhammed Vefa adlı bir gazetecinin sorularını telefonla yanıtlayan O. Öcalan, İstanbul seçimleri arifesinde TRT Kürdi kanalı ile yaptığı röportaj için talebin TRT’den geldiğini açıkladı. T. Erdoğan’ın bir danışmanının kısa süre önce kendisiyle görüşmeye geldiğini de söyleyen O. Öcalan, “Uzun bir görüşme oldu. PKK başta olmak üzere yaşanan durumlarla ilgili görüştük” ifadelerini kullandı.
T. Erdoğan’ın ortakları olan MHP yöneticilerinin, Kürt hareketi ve onu destekleyen halk için Nazilerin zihniyetini yansıtan vaazlar vermesi, AKP’ye destek veren Kürtlerin sayısındaki düşüşü hızlandırdı. HDP ve ona oy verenler için “itlaf edilmesi gereken haşereler” ifadelerini kullanan AKP’nin ortaklarına ne T. Erdoğan’dan ne müritlerinden ciddi bir itiraz geldi. Zira büyük şefle müritleri de benzer bir zihniyetin temsilcileridir. İnsanlığa karşı suç kapsamında olan açıklamaları dinlemekle yetinenler, utanmadan O. Öcalan’ın ayağına danışman gönderiyor, katillerin artıklarından oluşturulan bir partinin Kürt kökenli kurucularını saraya çağırıyorlar. T. Erdoğan’la müritleri ne kadar çırpınsa da, bu kadar olaydan sonra onurlu Kürtlerden oy almaları mümkün değil.