Prof. Dr. Kerem Cankoçak: Evrim, yer çekimi gibi bir gerçektir

Avrupa’da ilkokulda falan başlıyor evrimi anlatmak. Şimdi Evrim Teorisi adı da yanlış anlaşılıyor. Türkiye’de teori kavramı çok yanlış anlaşıldığı için Evrim Teorisi de kahve teorisine benziyor. Kahvede benim teorim şu senin teorin şu gibi tartışmalar olur. Evrim gerçeği demek lazım. Evrim; yer çekimi gibi, dünyanın güneş etrafında dönmesi gibi bir gerçektir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Şubat 2020
  • 13:26

Pangaltı Evrim Atölyesi ve Şişli Kent Konseyinin düzenlediği Şişli Evrim Günleri 28-29 Mart’ta Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleşecek. Evrim Günleri’nin hem düzenleme kurulu üyesi hem de “Evrenin Evrimi” başlıklı sunumu gerçekleştirecek olan İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Cankoçak ile Evrim Günleri’ni, Evrim Teorisini ve bilimi konuştuk.

-Evrim Teorisi liselerde müfredattan çıkarıldı. Evrim, Türkiye açısından sanki gerçekliği olmayan bir şeymiş gibi tartışılıyor. Böyle bir durumda ne ifade ediyor evrimi savunmak?

Devletin eğitim kurumlarında vermediği eğitimi insanlar dışarıdan almaya çalışıyor. İnsanlar evrim konusunda çok cahil Türkiye’de, bilmiyorlar. Nuray Mert gibi kendine sol liberal diyen gazete yazarların bile “Evrim sadece bir kuramdır, ispatlanmamıştır” gibi laflar ettiği bir ülkeyiz. Bu olay 10 küsur yıl önceydi. Şimdi durum daha vahim. Yıldız Teknik Üniversitesinde bir hocanın ‘Pedofili yasaklandığı için depremler oluyor’ diyebileceği kadar Orta Çağ toplumu olma yolunda gidiyoruz. Dolayısıyla politik bir tutum haline geldi evrim konusu. Çünkü, Türkiye çok açık bir şekilde siyasal İslam’ın yükselişte olduğu bir ülke. Tabii bunu koruyabilmek için bilimi baskılamak zorundalar. Bilimde de kuantum fiziği tartışmaları toplumsal hayata direkt etki etmiyor ama evrim toplumsal hayata direk etki ediyor. Çünkü Evrim Kuramı bu dünyanın bizim için yaratılmadığının doğrudan bir ispatıdır. Siyasal İslamcılar ne diyor? ‘Bu dünya insanları test için yaratılmıştır. Önemli olan öteki dünyadır.’ Bu dünyada yaptığın şeyler öteki dünyada değerlendirilecek şeklinde bir ideolojik bombardıman altına alıyorlar ülkemizi. Evrim gerçeği bunun böyle olmadığının en açık ispatı durumunda. Fasulye tanesiyle akrabayız sonuçta, aynı DNA’dan geliyoruz. Bizim için yaratılmadı bu dünya, biz de diğer canlılardan biriyiz. Ayrıca bu canlılığın kendi kendine oluştuğunu da ispatlıyor bilim. Sonra evrimin tasarlanamayacağını da ispatlıyor. Mesela akıllı tasarımcıların bir kısmı ‘Tamam evrim var ama bu da baştan tasarlanmıştı’ diyor. Evrimin bir tasarımcının işi olamayacağını da bilim ispatlıyor. Dolayısıyla artık bu bilimsel tartışmalar politik mecraya taşınmış oluyor. Tıpkı 500 yıl önce Galilei’nin kilise ile mücadelesine çok benziyor. Dünyanın döndüğü sonuçta apaçık bir gerçek ama bu bilinmiyordu. Kilise diyordu ki ‘Dünya sabit duruyor ve her şey onun etrafında dönüyor’. Çünkü tanrı dünyayı insanlar için yaratmıştı. Dolayısıyla hareket etmesinin bir anlamı yok her şey onun etrafında dönüyor. 

Evrim, Amerika’da devlet okullarında ’60’lardan itibaren okutuldu

-‘Türkiye’de siyasal İslam iktidarda ve bunun yüzünden bilimsel düşünce çok onlarla bağdaşan bir şey değil’ dediniz. Peki dünyaya baktığımızda, dünyada bilimsel camialarda, akademilerde Evrim Teorisi’nin tamamen kabul gördüğünü söyleyebilir miyiz?

Avrupa’da ilkokulda falan başlıyor evrimi anlatmak. Şimdi Evrim Teorisi adı da yanlış anlaşılıyor. Türkiye’de teori kavramı çok yanlış anlaşıldığı için Evrim Teorisi de kahve teorisine benziyor. Kahvede benim teorim şu senin teorin şu gibi tartışmalar olur. Evrim gerçeği demek lazım. Evrim; yer çekimi gibi, dünyanın güneş etrafında dönmesi gibi bir gerçektir. Doğal olaylarla ilgili bilimsel kuramlar vardır. Bir taş niye yere düşer diye insanlar binlerce yıldır araştırmalar yapmışlar. En sonunda yer çekimi diye bir şey keşfetmişler ve bunu matematiksel olarak formüle etmişler. Evrim gerçeğini de insanlar bilinen tarihte en az 2 bin 500 yıldır tartışıyor. Anaksimandros 2 bin 500 yıl önce balıklardan evrimleştiğimizi söylemiş mesela. Ama onu ispatlayamamış o zaman. Sonuçta dünyada tabii ki evrim gerçeği ilkokuldan beri anlatılır. Nasıl Türkiye’de dünyanın güneş etrafında döndüğü artık ilkokullarda anlatılıyor onun gibi. Ama cumhuriyet öncesinde mesela Türkiye’de Kopernik sistemi anlatılmıyordu. Dünyanın güneş etrafında döndüğü anlatılmıyordu İTÜ’de cumhuriyetten önce. Ancak cumhuriyetten sonra giriyor müfredata. Çünkü o yıllara kadar güneşin, dünya etrafında döndüğünü düşünmüşler. Bu bile o zamanlar politik bir olay. Dolayısıyla bu kadar basit bir gerçek bile geçmişte hiçbir yerde anlatılmıyor. Şimdi evrim gerçeğinin anlatılmaması gibi. Soruya dönersek Avrupa’da ilkokuldan itibaren evrimi anlatıyorlar. Televizyonlarda çok güzel programlar oluyor sürekli. Amerika biraz daha farklı. Amerika’nın bazı yönleri Türkiye’ye benziyor. Çok geniş bir cahil kesim var. Amerika’da da evrimin öğretilmeye başlanması yani yaygın bir şekilde başlanması Sputnik’ten sonra başlıyor. Tabii özel okullar var Amerika’da, elit bir kesime hitap edilen okullarda öğretiyorlar ama halka öğretmiyorlar. Fazla akıllanmasınlar diye. Fakat Sovyetler, Sputnik uydusuyla ilk defa uzaya çıkınca paniğe kapılıyorlar, nasıl oldu da 1917’den 1950’ye gelene kadar uzaya çıktılar diye. Ve bunun kitle eğitiminden geçtiğini anlıyorlar. Yani sadece özel elit eğitimlerle bir yere varılamayacağını, doğru düzgün modern bir eğitimin bütün halka verilmesi gerektiğini anlıyorlar ve ’60’larda başlıyorlar doğru düzgün evrim kuramı anlatmaya devlet okullarında yaygın olarak. 

Bilim etkinliği

-Peki, Evrim Günleri’ne dönecek olursak; programa baktığımızda evrimin kendisi ve Evrim Teorisi’yle ilgili sunumlar da var. Daha toplumsal meselelerle ilgili sunumlar da var. Aslında toplamda bir bilim etkinliği diyebiliriz sanki. Salt bir evrim etkinliği demek de doğru olmaz gibi.

Evet, evet. Çünkü bilimde hiçbir konu tek başına izole edilerek anlaşılacak konular değildir. Bir bütünsellik içerir. Bütün farklı alanlar birbirini sürekli kontrol eder ve doğrular veya çürütür. Örneğin jeoloji bilimi dünyanın yaşının 10 milyon olduğunu ispatlayabilirse Evrim kuramı çok zorda kalır mesela. O yüzden böyle izole edemeyiz. Bütün bilimleri bir arada ele almak lazım.

-Baktığımızda bu tarz etkinlikler üniversitelerde gerçekleşiyor çoğunlukla. Hatta Türkiye’de ODTÜ ve Boğaziçi’de görüyoruz sadece bu tarz etkinlikleri. Böyle bir etkinliğin bir belediye ile beraber halka açık ve ücretsiz olarak yapılmasını bir bilim insanı olarak nasıl değerlendirirsiniz?

Başta söylediğim gibi; dünyanın güneş etrafında dönmesi gibi basit bir gerçek yüz yıllardır bu toplumdan gizlenmiş ancak cumhuriyetten sonra yaygınlaşmış bir bilgi ve şimdi ilkokullarda okutuluyor. Ama evrim ilkokullarda okutulmuyor, neden? Çünkü toplumsal açılımları var Evrim Kuramı’nın. Bu dünyanın bizim için olmadığı, tek bir dünya olduğu öteki bir dünya olmadığı vs. Tabii üniversitelerde öğretmek istemiyorlar çünkü kendi argümanları geçersiz kalacak. Din, Marx’ın da dediği gibi halkın afyonudur. Dolayısıyla bu afyonu kesmek istemiyorlar, afyon pompalıyorlar. TV’lerde, şurada, burada. Üniversiteler de devletin ideolojik aygıtları olduğu için devletin ideolojisinin tekrardan üretildiği yerler oluyorlar. O yüzden üniversitelerde Evrim Kuramı’nı anlatmıyorlar çoğu yerde.

-Son olarak Evrim Günleri’ne dair eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Güzel konuşmalar olacak. Umarım bu tip Evrim Günleri daha sık gerçekleşir; üniversitelere girer, hatta liselere ve ilkokullara girer.

Pangaltı Evrim Atölyesi

2017 Haziran ayında açıklanan yeni müfredatla beraber; destekleyici deneylerle, fosillerle ve genetik bulgularla defalarca kanıtlanmış bilimsel bir gerçek olan Evrim Teorisi zaten çok az bir şekilde bahsedildiği lise müfredatından tamamen kaldırıldı. Özellikle savunma sanayii ve diyanetin bütçesinin arttırılmasıyla ülkenin bilimsel çalışmaları fonlama kurumu TÜBİTAK’ın bütçesi azaltıldı ve bilimsel çalışmalara olan destek daha da azalmaya başlandı. Fonlanan bilimsel çalışmalar da “Kötü söz söylenince küflenen peynir”, “Arapça isimleri yazılınca bereketi artacak meyve sebze isimleri” gibi bilimden uzak hayal ürünü “çalışmalar” oldu. Pangaltı Evrim Atölyesi de bilimsel eğitimden uzaklaşılmasından dolayı oradaki yurttaşların yaşadıkları semtte bir kafede her insanın katılabileceği, alanında uzman kişilerin, akademisyenlerin sunum yapacağı ücretsiz paneller organize etmek amacıyla kuruldu. 2 buçuk yıldır onlarca etkinlikte, binlerce insanı buluşturmuş olan Pangaltı Evrim Atölyesi; bugüne kadar biriktirdiği tartışmaların ufak bir özetini 28-29 Mart’ta düzenleyeceği Evrim Günleri ile yapacak.

Alişan Doğan - Evrensel / 25.02.20