Koronavirüs (Covid-19) salgını konusunda hükümet tarafından “normalleşme” sürecine girildiği açıklanıp, daha önce alınan tedbirlerin kaldırılmasıyla birlikte özellikle Kürt illerinde vaka sayıları hızla arttı. Diyarbakır ve Şırnak’ın ardından vaka sayısında artış görülmeye başlanan Mardin’deki vaka sayısı Türkiye’de resmi olarak salgının görüldüğü açıklanan 11 Mart’tan hükümetin “normalleşme” tarihi olarak açıkladığı 2 Haziran tarihine kadar ortaya çıkan vaka sayısını aştı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre vaka sayısının 2 Haziran’a kadar 600 ila 700 arasında olduğu ve en az 13 yerleşim yerinin karantinaya alındığı kentte, daha önce son pandemi hastalarının taburcu edilmeye başlandığı açıklansa da 2 Haziran tarihinden bu yana hastanelerdeki vaka sayısının bini aştığı belirtiliyor.
Sağlık çalışanlarında da vaka sayısı attı
2 Haziran öncesinden daha ağır bir tablo ile karşı karşıya kalınan kentte, salgına yakalanan sağlık personeli sayısında da artış sözkonusu. Daha önce 32 olarak açıklanan hastalığa yakalanan personel sayısının 60'ı bulduğu belirtilirken, hastanelerde pandemi hastaları için yeni birimler de oluşturuldu.
Edinilen bilgilere göre, Mardin Devlet Hastanesi başta olmak üzere pandemi hastalarının tedavi edildiği ilçe devlet hastaneleri ve özel hastanelerde vakalarının artması nedeniyle hastanelerin birer katı daha pandemi tedavisi için ayrıldı.
Yüzü aşkın daire karantina altına alındı
Hastanelerdeki durumun yanı sıra kentte karantina altına alınan binaların da sayısında artış var. Mardin’in merkez Artuklu ilçesinde birçok mahallede vakaların ortaya çıkması ile birlikte 100’e yakın daire karantinada. Sadece Yenişehir Mahallesi’nde görülen 20 vaka nedeniyle 3 bloklu bir site tamamen karantinaya alınmış durumda. Yine Nusaybin, Kızıltepe, Midyat, Savur, Yeşilli ilçeleri başta olmak üzere tüm ilçelerde 40’ı aşkın daire aynı şekilde karantina altında tutulurken, Midyat, Kızıltepe ve Nusaybin’in salgından en fazla etkilenen ilçeler.
Taziyeler yayılma alanına döndü
Nusaybin ve Kızıltepe’nin salgına karşı duyarlılığı en düşük ilçeler olmasının yanı sıra İstanbul ve İzmir’den gelenlerin yaygın olması ve tır şoförlerinin kentte yoğun olarak bulunmasının etkisi olduğu ifade ediliyor. Midyat’ta ise, yurt dışından gelenlerin yoğunluğunun yanı sıra bir taziyeye izin verilmesinin ardından salgının yayıldığı yönünde iddialar var. ‘Normalleşme” ile birlikte fiziki mesafenin ortadan kalkması ve başta taziye olmak üzere kalabalık organizasyonların önüne geçilmemesinin de kentteki vakaların artışında etkili olduğu kaydediliyor.
“Akıl tutulması”
Mardin Tabip Odası (MTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Mardin Diş Hekimleri Odası’nın oluşturduğu Mardin Sağlık Platformu’nun konuya ilişkin açıklamaları şöyle:
"Ülkemizde hâlâ salgın devam ederken ve yüzlerle ifade edilen vaka sayıları ilan edilirken, 'normalleşme' diye başlatılan son süreç ile korunma önlemlerinin gevşetildiğine ve halk sağlığının sermaye sahiplerinin menfaati için feda edilişine tanıklık etmekteyiz. Muhakkak ki nihai amacın salgının kontrol altında olduğu algısı oluşturularak turizm sezonunun başlatılmak istendiği, iktidar tarafından yapılan açıklamalar ile artık saklanamayan bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır. Hele ki mevcut sağlık politikası ile salgının kontrol altında olduğunun, ancak halkın önlemlere dikkat etmemesi nedeniyle vakaların yüksek olduğunun ima edilmesini ise tarif edilemeyecek bir akıl tutulması olarak tanımlıyoruz."
“Başarı değil”
Enfeksiyon zincirini kırmaya yönelik korunma önlemlerinin terk edilmesi durumunda tek bir vakanın varlığının bile yeni bir salgının habercisi olabileceği vurgulanan açıklamada, "Nitekim işyerlerimizden edindiğimiz bilgi itibariyle başlatılan 'normalleşme' süreci ile son iki hafta içerisinde sadece Mardin'deki vaka sayısı bini aşacak şekilde artmış ve toplam enfekte sağlık emekçisi sayısı 60'a yaklaşmıştır. Ve ne yazık ki Sağlık Bakanı’nın açıkladığının aksine sadece Güneydoğu Bölgesinde değil, ülkenin her yerinde vakaların arttığı edindiğimiz bilgiler arasındadır. Yaygın test yapılmaması ve vakaların tespit edilmemesi bir başarı değil aksine bir salgın sürecinin yürütülmemesi hâlidir ve maalesef ki bedeli kaybedilen canlardır" denildi.
“Kontrol altında olan tek şey…”
"İktidar yetkililerin salgın yönetimindeki basiretsizliğinin bedeli canlarımız olmasın" uyarısında bulunulan açıklamanın devamında şu hususlara dikkat çekildi:
"Sağlık emekçilerinin tamamına duyarlılığı yüksek Kovid-19 IgM ve IgG'nin ayrı ayrı bakılabildiği kitler ile test yapılması, her elektif ameliyat öncesi antikor ve pcr testlerinin yapılmasının hem çalışanların sağlığı hem de sağlık hizmeti alan halkın sağlığının korunmaya alınması için zorunlu tedbirlerden olduğunu yetkililere hatırlatıyoruz. Halkımızın da salgının hâlâ devam ettiğini ve kontrol altında olan tek şeyin her akşam göçüp giden canların gösterildiği tablodaki rakamların yazılma keyfiyeti olduğunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Herkesin salgının hâlâ devam ettiği bilinciyle fiziksel mesafeyi koruması, maskesiz kalabalık ortamlara girmemeye devam etmesi ve hijyen kurallarına dikkat etmesi bu dönemde daha da önemli hale gelmiştir. Halkımızın, patronların sermayesini korumak için getirilen bu gevşetmeler nedeniyle temas riskinin daha yüksek olduğunu unutmaması gerekmektedir."