Kürdistan’da zırhlı araç terörü: 10 yılda 36 kişi katledildi

İHD Diyarbakır Şubesi’nin hazırladığı rapora göre, son 10 yılda kolluk kuvvetlerinin zırhlı araçlarının çarpması sonucu 16’sı çocuk, 6’sı kadın 36 kişi yaşamını yitirdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 19 Temmuz 2019
  • 19:04

Sermaye devletinin Kürt halkını hedef alan kirli savaş politikaları, Kürt illerindeki ‘zırhlı araç terörü’ne de yansıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin hazırladığı rapor, bölgede son 10 yılda zırhlı aracın çarptığı 16’sı çocuk, 6’sı kadın toplam 36 kişi yaşamını yitirdiğini ortaya koydu.

İHD Diyarbakır Şubesi bugün şube binasında yaptığı basın toplantısıyla “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Zırhlı Araç Çarpması Sonucu Meydana Gelen Yaşam Hakkı İhlalleri Araştırma Raporu”nu açıkladı.

63 çarpmada 100’den fazla kişi öldü ya da yaralandı

2008-2018 yılları arasını kapsayan raporu İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun açıkladı. Bölgede 35 yıldır “çatışmalı sürecin” devam ettiğini söyleyen Zeytun, “Gayrı resmi rakamlara göre 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi” dedi. Bu süreçte çeşitli insan hakları ihlallerinin meydana geldiğine değinen Zeytun, kolluk kuvvetlerinin kullandığı zırhlı araç kullanımı sonucu yaşam hakkı ihlalleri meydana geldiğini belirtti ve şu bilgileri paylaştı:

“Son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. 63 vakanın sonucunda; 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplamda 36 yurttaş hayatını kaybetti. Bu olaylarda yaralanan 85 yurttaştan kimileri ise, fiziksel kayıplarla yaşamını sürdürmek durumunda bırakıldı. Meydana gelen ölüm ve yaralanmaların, en çok çocuk ve yaşlı yetişkinleri etkilediği görülüyor.”

Manipülasyon yapıldı, katiller korundu

Açıklamanın devamında, meydana gelen cinayetler sonrası devlet yetkililerinin tutumuna da dikkat çekildi. “Zırhlı aracın çarpması neticesinde eylemin gerçekleşmesi ile birlikte olayın olduğu yerin en üst düzey idari ve adli amirinin kamuoyunu yanıltan ve çoğunlukla olayı kriminalize eden açıklamalar yaptıkları görülmektedir” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, ölen veya yaralananların “terör” demagojisiyle kamuoyunda hedef gösterildiğinin altı çizildi. Soruşturma sürecinde de manipülasyonun sürdüğüne, katillerin korunduğuna işaret edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Uzun süren ceza soruşturma safhasında işlemlerin başkaca uzman adli kolluk birimince yürütülmesi gerekirken, çoğunlukla fail olan kolluk birimince yürütüldüğü gözlenmiştir. Yargılanmaları için üst düzey idari amirlerinin izin verilmediği kamu görevlilerinin, amirleri tarafından kovuşturma açılan nadir dosyalarda da cezanın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, infazın ertelenmesi, adli para cezasına çevrilmesi gibi yöntemlerle çektirilmemesi halleri gözlemlenmiştir.”