Kobanê Davası’nın 8’inci duruşmasının 2’nci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına, tutuksuz yargılanan Gülfer Akkaya ve Berfin Özgü Köse İstanbul’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Ayrıca, tutuklu bulunanlar duruşmaya SEGBİS ile bağlanırken, Sincan Cezaevi’ndeki tutsaklar duruşma salonunda hazır bulundu. HDP Milletvekilleri Erdal Aydemir, Abdullah Koç, Serpil Kemalbay ile tutsak yakınları da duruşmayı takip etti.
Önceki dönem HDP MYK üyesi Bülent Parmaksız, 19 Aralık Katliamı’nda katledilen devrimcileri anarak konuşmasına başladı. Parmaksız’ın, “Savunma yapmayacağım ama davayı ilgilendiren bazı şeyler söyleyeceğim” sözleri üzerine mahkeme heyeti, “Esasa dair savunma yapın, buraya gelip siyaset yapmıyoruz” sözleriyle müdahale etti. Mahkemenin tutumuna Parmaksız “Bizi siyasetten yargılıyorsunuz tabi ki siyaset konuşacağız” sözleriyle yanıt verdi.
Konuşmasına devam eden Parmaksız, Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon neticedir” sözlerini hatırlatarak şunları ifade etti:
“Sonuç şu; faiz düşürüldü ama enflasyon sürekli yükseldi. Faizin sebep, enflasyonun netice olduğu tezinin doğru olmadığını gösteren veriler bunlar. Şu an tek dertleri cari fazla vermek. Görev alanları birbirine karıştı ve tezleri bir kez daha çöktü. Yeni model olarak ilan ettikleri şey ise şu; ’düşük faiz yüksek kur.’ TL’nin değeri yabancı paralar karşısında düşüyor. Cari fazla verdiniz ama dolar düşmedi. Çünkü Merkez Bankası’nda döviz yok, dış borç çok fazla. Amaç faizi düşürmekti fakat kur yükseldi.”
Ekonomi gündemi üzerinden konuşmasına devam eden Parmaksız “Biz tutuklandığımızda 6 küsurdü, 18 TL’ye çıktı. Dün müdahale yaptılar. Üstü kapalı bir şekilde faizi artırdılar” dedi.
“Biz direneceğiz bu iktidar düşecek”
“Türkiye ekonomisi geçici tedbirlerle ayakta kalmaya çalışıyor ama olmuyor. Türkiye toplumu yine mağdur olacak” diyen Parmaksız, “Asgari ücret bir şekilde cebinden alınacak. Ne olacak muhalefet artacak. OHAL’i telaffuz etmeye başladılar. Siyasal İslam iflas etti artık. Türkiye’yi özelleştirmelerle parça parça sattılar. Toplumun kimyası bozuldu. Bu nedenle toplumsal muhalefetin artması lazım. Türkiye halkının iradesine güveniyorum. Türkiye toplumu işçileşti. Birçok insan asgari ücretle bile maaş alamayacak” uyarısında bulundu.
“Bu dava siyasi bir dava”
Parmaksız devamında, “Bunu kabul etmiyoruz. Biz bu toprakları patronlara yedirmeyeceğiz. Direneceğiz, mücadele yükselecek bu hükümet gidecek. Fırtınalı bir dönem bekliyor bizi. Bizi bırakmıyorsunuz rakamlar bu noktaya geldi. Anayasa ve AİHM kararlarına uymuyorlar ve rakamlar bu noktaya geldi. Hukuka uymak zorundasınız. Bu dava siyasi bir dava, hukuken söyleyecek şey yok, siyaseten söylemek lazım” ifadelerini kullandı.
Duruşmada HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuştu. Dava ve yargılama sürecindeki hukuksuzlukları teşhir ederek adil yargılama yapılmadığını ortaya koyan Demirtaş, mahkeme heyetinin “davayı bitirin” talimatına boyun eğdiğinden söz etti.
Demirtaş: “Karmaşık dava” dediniz savunmaya süre vermiyorsunuz
Heyetin ara kararında “karmaşık dava” tespiti yaptığına değinen Demirtaş, savunma makamına süre tanınması gerektiği halde süre verilmeden hızla duruşmalar yapılarak ceza verilmeye çalışıldığını teşhir etti ve şu ifadeleri kullandı:
“Biz siyasetçiyiz siyasetçi, parlamentonun içinden kaçırıp bizi buraya getirdiler. Siz bu talimatlara uyar mısınız bilmiyoruz ama biz uymayız. Halkımızın iradesini kimseye ezdirmeyiz. Biz hala milletvekiliyiz. Bu emanet bizdedir sonuna kadar koruyacağız. Burada olduğumuz her gün milletvekiliyiz, belediye başkanıyız, PM ve MYK üyesiyiz. Çıktığımız gün de partimizin neferiyiz. Bugün partimizin iradesiyiz. Bunu kimse elimizden alamaz. Halk verdi halk alır. Hapiste olduğumuz sürece rehineyiz.”
Konuşmasında hapishanelerdeki sorunlara da değinen Demirtaş, tutsakların göz göre göre katledilmesine dair “Arkadaşlarımızın intihara zorlanması, cinayet gibi bir şekilde hayatına son vermeye zorlanması ve hasta tutukluların ölüme terk edilmesi tam bir insanlık suçudur.” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’ın ardından avukatların beyanlarıyla duruşma devam etti. Avukatlardan Mahsuni Karaman, Kobanê davasının HDP'ye kapatma davası açılmasına dayanak yapıldığını hatırlatarak davanın siyasi olduğunu vurguladı. Av. Kenan Maçoğlu ise Tanık Kerem Gökalp'in cezaevinden savcı Ahmet Altun’a gönderdiği mektubu hatırlattı ve şu talepte bulundu:
"Bunun tarafımıza verilmesi için savcı Ahmet Altun’a yeniden yazı yazılmasını istiyoruz. Yine Kerem Gökalp’in kapatma davasında başka bir ifadesi olduğunu gördük fakat bizim mahkememizde yok. Bu bizden gizlenmiş, neden gizlenmiş bilmiyoruz. Bunun sizlerle de paylaşılmasını istiyoruz. Periyot bitiminde ara karar kurmayın. Duruşma sonunda çokça ara karar kuruyorsunuz bazı taleplerimiz gözden kaçıyor. O nedenle bugün ara karar kurmanızı istiyoruz. Perşembe günü elimizde olur. Ahmet Altın dosyada gizlilik kararı olduğunu gerekçe göstererek size bilgiyi vermeyecektir ancak gizlilik kararı sizin için geçerli değil."
Mahkeme heyeti duruşmaya bir gün ara vererek 23 Aralık günü devam kararı aldı.