21’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 8’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Sincan Hapishanesi’ndeki tutukluların salonda hazır bulunduğu duruşmaya farklı hapishanelerdeki tutuklular SEGBİS aracılığıyla katıldı.
“Yargılamanın yürütülebilir koşulları yaratılmalı”
Davanın avukatlarından Ali Bozan, mahkeme heyetinin tavrını eleştirerek şunları ifade etti:
“Biz savunma tarafı olarak yargılama faaliyetinin yürütülebilir koşullarının yaratılmasını talep ediyoruz. Bugüne kadar itiraz ve taleplerimizin gerekçesi bu. Bu aşamadan sonra bizim mahkemeden birkaç talebimiz var. Mahkeme heyetinizin bizlerle diyaloğa açık olmasını talep ediyoruz ve bu diyaloğun ara kararlara da yansımasını bekliyoruz. Biz ve müvekkillerimizin hukuka aykırı şekilde tehdit edilmemesini talep ediyoruz.”
Tuncel: Maraş’la yüzleşilmediği için Roboski katliamı oldu
Ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel söz aldı. Savunmasını hazırlama konusunda yaşadığı sıkıntılara ve cezaevinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Tuncel, katliamlara değinerek şunları ifade etti:
“Bu ülke hala Maraş Katliamı'yla yüzleşmedi. 43 yıldır Aleviler adalet arıyor. Bu sorunların açığa çıkması için her yıl seslerini çıkarıyorlar ancak Maraş'a, Sivas'a gidemiyorlar. Hala gerçekler açığa çıkarılmadı. Bunlarla yüzleşilmediği için başka katliamlar yapıldı. Uludere, Roboski katliamı oldu. Yine cezaevi katliamları oldu. Türkiye'deki katliamların tarihini unutursak altından kalkamayız. Ama hala gerçekle yüzleşme arayışı devam ettiği sürece ülkede demokrasi sağlanamaz. Ben 19 Aralık'ta yaşamını yitiren yurttaşları saygıyla anıyorum. 19 Aralık'ta yaşamını yitiren tutsakları da saygıyla anıyorum. Ama tutsakların yaşadığı sorunlar hala devam ediyor. İnsanlar hala cezaevlerinde yaşamını yitiriyor. Son günlerde 3 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Diyarbakır ve Van’da hasta tutsaklara dikkat çekmek için eylem yapan ailelerimizi selamlıyorum, mücadelelerinin yanında olduğumu belirtmek istiyorum.”
Yüksekdağ: Garibe’nin hikayesi Kürt ve kadınların hikayesidir
Ardından söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ Garibe Gezer’in katledilmesine değinerek “Garibe Gezer adı bu dava dosyasında Kobanê eylemleri döneminde Hizbullah tarafından katledilen Bilal Gezer'in ablası olarak geçmiştir. Garibe'nin hikayesi bu memlekette zulme ve haksızlığa uğramış Kürt ve kadınların hikayesidir” dedi.
Kışanak: Söyleyecek çok sözüm var
Yüksekdağ’ın ardından yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gülten Kışanak söz aldı. Garibe’nin katledilmesine değinen Kışanak “Garibe’nin yaşamını yitirmesi bir kadın cinayetidir. İster kendi yaşamına son vermiş olsun isterse de birilerini eliyle yaşamına son vermiş olsun bu bir cinayettir. Bir kadın böylesine geleneksel yöntemlerin bu kadar yüksek olduğu bir yerde çıkıp tacize tecavüze uğradım dediyse ve bir şey yapılmamışsa başta iktidar, Adalet Bakanlığı, savcı, cezaevi idaresi herkes bundan sorumludur” dedi.
Savunmasında polis cinayetlerine, hasta tutsakların katledilmesine, çıplak arama saldırılarına değinen Kışanak şu şekilde devam etti:
“Başımıza öyle çoraplar örülmeye çalışıyor ki biz susmayacağız. Ne yapmışız da susacağız? Benim hayatım, sözüm, duruşum ortada. Kendimi kadın mücadelesi, demokratik siyasete, hakka, hukuka adamış bir insanım. Daha söyleyecek çok sözüm var. Bu dava dosyasındaki her bir belge kumpastır, iftiradır. Bunları ifşa etmek de bizim görevimizdir ve yapacağız.”
Duruşmaya yarına kadar ara verildi.