AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın Gaziemir-Emrez’de bulunan ve kamuoyunda “İzmir’in Çernobili” olarak bilenen eski kurşun fabrikasındaki radyoaktif maddelerin temizlenmesi konusunda yaptığı açıklamada, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin kurşun fabrikasından sponsorluk alıp etkinlik düzenlediği iddiasına odadan açıklama geldi.
ÇMO 14 yıldır mücadele ediyor
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"İzmir Gaziemir’de; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili 2011 yılında bir gazete haberi ile öğrendiğimiz “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanı; 2021 yılına geldiğimiz 14 yıllık süreçte kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Odamız sürecin diğer paydaşları ile birlikte alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik mücadelesine 14 yıldır devam etmektedir.”
AKP İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın TV programında kon ile ilgili anlatımları hatırlatılan açıklamada şunlar ifade edildi:
“Mesleği gereği hukuk ve mevzuat bilgisine hakim olması beklenen kentimiz milletvekilinin söz konusu programda kente dair değerlendirmeleri ve kamuoyuna yönelik yaptığı bilgilendirmelerdeki yanlış ve eksik hususlar nedeni ile Gaziemir süreci konusunda öncelikle kendisine ve sonrasında kamuoyuna bir kez daha bilgilendirme yapma gereği duyulmuştur.
Gaziemir’de 1940’lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren Aslan Avcı Döküm San. A.Ş. ;
-İzmir İli Merkez Hükümet Tabipliği tarafından verilen 16.07.1969 tarihli GSM Ruhsatı
-Sanayi Bakanlığı Sanayi Dairesi Reisliği tarafından verilen 20.03.1970 tarihli Sanayi Sicil Vesikası
-Çalışma Bakanlığı İzmir Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından verilen 07.07.1977 tarihli İşletme Belgesi
-Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 19.10.2005 tarihli ÇED Kapsam Dışı Görüşü
-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından verilen 05.03.2007 tarihli İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı
-Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 16.03.2007 tarihli Geri Kazanım Lisansı bulunmaktadır.
Çevre Mühendisleri Odası tarafından düzenli olarak iki yılda bir düzenlenen Çevre Mühendisliği Kongresi 24-27 Ekim 2007 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirilmiştir. Kongre düzenleme sürecinde Aslan Avcı Döküm A.Ş. kongre sponsorluğu için başvuruda bulunmuştur. İzmir ilinde, çevre sektöründe faaliyet gösteren firmanın, Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Geri Kazanım Lisansı almış olması ve diğer yasal izinlerinin bulunması nedeniyle kongre sponsorluk talebi uygun görülmüştür. Odamız çalışmaları kapsamında söz konusu etkinlik tarihlerinde; hukuki ve yasal izinleri bulunan söz konusu firma ile ilgili süreçler konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumların görev ve sorumlulukları gereği kamuoyu bilgilendirmeleri ve gerekli süreçleri yürütülmüş olsaydı; TMMOB ve Çevre Mühendisleri Odası ilke ve amaçları doğrultusunda sponsorluk sürecinin gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi; çevre ve halk sağlığına yönelik 14 yıldır yürüttüğümüz mücadelenin çok daha erken başlayacağı açıktır.”
ÇMO İzmir’in Çernobili’nin sorumlularını arıyor
“2011 yılında gazete haberi ile öğrendiğimiz Gaziemir’deki radyoaktif ve tehlikeli atıklar ile ilgili olarak yürütülen hukuki mücadele kapsamında, söz konusu tesise yönelik olarak Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ilgili evraklar ve tesis sahasında gerekli inceleme ve değerlendirmeler yapılarak 16.03.2007 tarihinde verilen Geri Kazanım Lisansı sürecinden yaklaşık 1 ay sonra, 12.04.2007 tarihinde tesiste yapılan denetimlerde tehlikeli atıkların mevzuata uygun bertaraf edilmediği tespit edilerek Çevreyi Kasten Kirletme Cezası ile suç duyurusunda bulunulduğu öğrenilmiştir. 13.03.2008 tarihinde 321.000 TL İdari para cezası uygulandığı,17.06.2008 tarihinde TAEK tarafından Radyoaktif Atık Bildirimi yapıldığı, bu süreçte kamuoyuna herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı mahkemeye sunulan evraklardan anlaşılmıştır.Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, İlçe ve Büyükşehir Belediyesi, Kaymakamlık, Valilik, Bakanlık yetkilileri tarafından kamusal sorumluluk ve görevleri gereği bu bilgilerin kamuoyu ile neden paylaşılmadığı sorusu odamız tarafından yıllardır sorulmaktadır.”
“Verilmeyen cevapları göz ardı etmek neyin sponsorluğu?”
“İlgili kurumlar tarafından sorularımızın cevabı verilemezken, çevreyi kasten kirlettiği tespit edilen firmanın başka bir adreste faaliyet göstermesine izin verilirken, alanın temizlenmesi, sorumluların belirlenmesi, kesilen cezaların tahsil edilmesi, atığın kaynağı, yasadışı atık ticareti ve sorumluları ile ilgili süreçler yönetilmezken, sürece ilişkin hususlar kamuoyundan gizlenirken; yavuz hırsız misali “Çevre Bakanlığı tarafından denetlenen veyasal olarak her türlü izni bulunan” çevre sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresine sponsor olmasını gündeme getirerek Gaziemir’de yapılmayanları, verilmeyen cevapları göz ardı etmek neyin sponsorluğudur?”
İzmir’in Çernobili’nin sorumlusu AKP politikalarıdır
“Gaziemir süreci 2002 yılından bu yana devam eden iktidarın kamusal denetim ve sorumluluktan uzak çevre politikasının yansımasıdır. Özetle;
1-Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından söz konusu tesise, gerekli teknik inceleme ve uygunluk değerlendirmeleri yapılarak, 2007 yılında Çevre Mevzuatı ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında Geri Kazanım Lisansı verilmiştir. Çevre Mevzuatına göre geri kazanım lisansı verilen işletmelerin uygunluğu, denetimi bugünkü adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğundadır.
2-Çevre Bakanlığından lisans almış bir geri kazanım tesisinde atık bertarafına yönelik denetim, izleme ve uygulama yetkisi Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.
3-2007 yılında tesiste yapılan denetimde tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili süreç kamuoyundan gizlenmiştir.
4-Kamuoyunun haberdar olduğu 2011 yılından itibaren Çevre Bakanlığı tarafından alanın temizlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı belirtilmiş, süreçler yürütülmüş, bugüne geldiğimiz 14 yılda alanın temizlenmesi ve sürecin tüm sorumluların tespitine yönelik çalışma yapılmamıştır.
5-Radyoaktif ve tehlikeli atıkların üzeri toprak ile örtülerek çevre ve halk sağlığına zarar vermediği ifadesi yanlıştır. Alana yönelik Çevre Bakanlığı tarafından hazırlatılan raporlarda; alanda toprak ve su kalitesindeki radyoaktif ve ağır metal kirliliği analizler ile belirtilmiştir.
6-Alanın temizlenmesi, ilgili süreçlerin yürütülmesi, ve bedelinin kirletenden tahsil edilmesi ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.
7-Firma sahiplerinin alanı temizlemesi için 14 yıldır beklendiği, ancak firmanın temizlemediği ifadesi Bakanlık ve sorumlu kurumların görevlerini yapmadığı, YÖNETEMEDİKLERİNİN itirafıdır.
8-Gaziemir süreci sadece alanda bulunan kirlilik değildir. Ülkeye girişi yasak olan, nükleer kaynaklı atıkların kimler tarafından, hangi yollarla getirildiğinin, kaynağının, sorumlularının tespiti ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı ile birlikte ilgili, yetkili tüm Bakanlıkların görevi nihayetinde İktidarın görevi ve sorumluluğudur.
Çevre sektöründe faaliyet gösteren firmanın tüm izin ve denetim süreçleri ve tarihleri değerlendirildiğinde AKP İktidarının başladığı 2002 yılı 58. Hükümet itibari ile Çevresel Etki Değerlendirme süreci gerçekleştirilmeden, ÇED Yönetmeliği Kapsam Dışı değerlendirildiği, Çevre İzin Lisans Belgelerinin verildiği ve denetimlerinin gerçekleştirildiği, Kamuoyunun bilgi sahibi olduğu 2011 yılından bugüne 6 Çevre Bakanının görev yaptığı 14 yıllık süre geçmiştir. İzmir ve Gaziemir Atıklar ve yarattığı kirlilik etkileri ile yaşamaya devam etmektedir.”
Kaynak: İz Gazete