İstanbul Sözleşmesi duruşmasına çağrı

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı açtıkları iptal davasının 28 Nisan’da görülecek duruşmasına çağrı yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 26 Nisan 2022
  • 23:55

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, 28 Nisan’da Danıştay 10’uncu Daire’de görülecek olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptaline ilişkin davanın duruşması öncesi Tahir Elçi Konferans Salonu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.

Baro Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Demir yaptığı açıklamalarda İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edilmesi ve Türkiye’nin sözleşmeden imzasını çekmesine ve sözleşmenin kadınlar için önemine değindi. Çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu söyleyen Demir şöyle devam etti:

“Kadınlar ve erkekler yasalar önünde eşit değil. Sözleşmeden çekilmeyle birlikte kadınların adalete erişimi engellendi. Sözleşme, kadın hareketinin emeği ile yürürlüğe girdi. Yaptırım gücü olan ilk sözleşme olma özelliğini taşıyor. Yine Sözleşme, kadına yönelik şiddetle mücadelede yol haritası. Toplumun yüzde 83’üne rağmen alınmış bir karar ve biz bunu kabul etmiyoruz. Kadınların insan haklarını savunmak için Danıştay’da buluşmaya davet ediyoruz.” 

“Bin avukat orada olacağız”

Ardından Av. Aslı Pasinli söz aldı. Görülecek duruşmanın tarihi bir kayıt niteliği taşıdığını söyleyen Pasinli şunları ifade etti:

“O gün bir karar çıkmayacak ama çıkan karar ne olursa olsun bu yıllarca tarihi bir dava olarak kayıtlara geçecek. Hali hazırda 46 ülke imzacı. Sözleşmenin adını aldığı ülkenin ve ilk imzacısı olan ülkenin sözleşmeden çekilmesi gibi absürt bir durum olamaz. Fahrettin Altun, tarikat ve cemaatler sözleşmeden çekilmeyi laiklik kapsamında savundular. O gün görülecek duruşma laiklik ilkesine de ilişkin olacak.”

Sözleşmeden çekilmenin makul ölçülerde olmadığını dile getiren Pasinli, şunları söyledi:

“Türkiye neden İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi? Bu soru bu kadar kadın cinayeti yaşanırken sorulması gereken önemli bir soru. İdarenin asli görevi asli görevi şiddeti önlemekken sözleşmeden çekilmesi kabul edilemez. İdare her işlemde kamu yararını esas almalıdır. O gün o duruşmada bin avukat orada olmayı planlıyoruz. 60‘tan fazla baro katılacak. Umarım bu hukuki mücadele sonuç alacak ve Türkiye kadın hareketi bir kere daha kazanacak.”