Kapitalist dünya pazarında şimdilerde bir enerji krizi almış başını gidiyor. Dünya genelinde doğalgaz fiyatları çok yüksek seviyelere ulaşmış bulunuyor. İngiltere pazarı bir gün içinde doğalgazda %40’lara varan artışlara sahne oluyor. ABD’de 2008 sonrası dönemin fiyat artışı rekorları kırılıyor. Brent tipi petrolün varil fiyatı son üç yılın zirvesine yerleşiyor vb.
Kapitalist dünyanın, yükselen enerji fiyatlarına gösterdiği tepkilerden biri elektrik üretiminde kullanılan kaynaklardan biri olan kömüre geçiş oldu. Sözde çevreye dost enerji için karbon emisyonu yüksek kalemlere getirilen ek vergi paketleri -emperyalistlere ek gelir kapısı olmanın dışında- pek işe yaramadı. Karşılaşılan enerji krizinde yeniden kömüre ihtiyaç duyuluyor. Kömür fiyatları da yükselişe geçmiş bulunuyor.
Dünya genelinde tırmanan gaz fiyatlarının, enerji türevlerinin tamamında zincirleme bir etki yaratması kaçınılmaz. Doğalgaz ve elektriğin girdi olduğu her türlü mal ve hizmette artışlar ve yüksek oranlı zamlar kapıda. Buna enflasyonu da eklemek gerekiyor. Şimdiden Fransa, İspanya, Yunanistan, Çekya, Romanya gibi ülkeler, AB’ye her sektöre yayılan ve çok yönlü etkilere neden olan enerji krizine dair acil önlem çağrıları yapıyorlar.
Dünyada yaşanan enerji krizi Türkiye’yi de doğrudan kesiyor. İthal edilen doğalgaz ve elektrik maliyetleri işçi ve emekçilerden tazmin ediliyor. Bu da fahiş oranda zamlar anlamına geliyor. Şaibeli olan TÜİK verilerine göre dahi 2021 Temmuz ayı itibariyle, 2018’den bu yana mesken abonelerinin elektrik faturaları yüzde 122 zamlandı. Temmuz 2021’de elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 oranında zam yapıldı. Ekim 2021’de ise konut aboneleri dışta tutularak elektrik üretiminde ve sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 15 oranında zam yapıldığı duyuruldu. Belirtmek gerekir ki konut aboneleri için tarifenin değişmemesi sadece söylem planında kalıyor, çünkü sanayide kullanılan elektriğe gelen zamlar da işçi maliyetlerinin düşürülmesi üzerinden ya da tüketim mallarına yansımayla emekçileri doğrudan etkiliyor.
AKP’li Enerji Bakanı ise çıkıp pişkince oluşan maliyetlerin hanehalkı, küçük tüketici ve esnafa yansıtılmadığını, faturanın yarısını devletin karşıladığını söylüyor. Akaryakıttaki eşel mobil sistemiyle, petrol fiyatları ve ürünlerindeki fiyat artışlarının da doğrudan pompaya yansıtılmadığını, devletin, vergi gelirlerinden bu yıl için 52 milyar olmak üzere fedakarlık yaptığını söylüyor. Fahiş fiyatların yanında gizli zamların, ücretleri aşağı çekmek için kullanılan ve gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarının hesabının üzerinden atlanıyor. Ücretli çalışanlardan vergi kesintileri artarken, vergi borçları bir kalemde silinen zenginlerin ülkesi Türkiye’de, devletin fedakarlık yaptığını söylediği 52 milyar liralık gelir de işçi ve emekçilerden cebinden çıkıyor.
Türkiye’de her geçen gün artan oranda kitleler açlığa ve ölüme itilirken, elektrik dağıtım ve üretim şirketleri, yaşadıkları zorluklardan dem vurarak, elektriğe yüzde 40-50 bandında yeni bir zam yapma talebinde bulunuyorlar. Dünya piyasalarındaki gelişmelerin yanında, Türkiye’de yolsuzluğa batmış AKP-MHP rejimi, otomatiğe bağladığı zamlarla krizleri atlatmaya, milyonlarca işçinin, emekçinin, gencin canına mal olan zenginliğini artırmaya devam ediyor.