Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) açıkladığı Ekim ayı raporu, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin nasıl hızla gerilediğini ve beklenen toparlanmanın kolay kolay gerçekleşemeyeceğini ortaya koydu.
IMF'nin tahminlerine göre kişi başına düşen milli geliri bu yıl 7 bin 720 dolara kadar gerileyecek. Böylece kişi başına düşen gelirin 7 bin 350 dolar olduğu 2005 yılına ülke geri dönüyor. Bu tablo, fiyatların katlanarak arttığı ve özellikle son yıllarda yüksek seyreden enflasyonla birlikte, ülkede derinleşen sefaleti de gözler önüne seriyor.
Toparlanma ağır
Sözcü’den Özlem Ermiş Beyhan’ın haberine göre IMF, yıl sonunda Türkiye'de yüzde 5 küçülme öngörüyor, hükümetin büyüme tahmini Yeni Ekonomik Program'a göre bu yıl için binde 3, gelecek yıl için ise yüzde 5,8. IMF tahminlerine göre bu yıl ciddi bir küçülmenin ardından 2021 yılında kişi başına milli gelirde herhangi bir toparlanma olmayacak, aksine daha da gerileme yaşanacak.
IMF'nin raporuna göre, 2021 yılında Türkiye'de kişi başına gelir 7 bin 658 dolar seviyesine kadar gerileyecek. Türkiye'de kişi başına milli gelir IMF hesaplarına göre 2023 yılında ancak 9 bin 290 dolara çıkabilecek. Oysa Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 2007 yılında 9 bin 640 dolar seviyesindeydi. IMF'nin tahminine göre Türkiye'de kişi başına milli gelir ancak 2025 yılında 2016 yılındaki seviyeye, yani 10 bin 890 dolara dönebilecek.
Bu bile iyimser
Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, IMF'nin bu yıl için 7 bin 720 dolarlık kişi başına gelir öngörüsünün iyimser bir tahmin olduğunu söyledi. Prof. Emek, turizm ve ihracat gelirlerinin azaldığı, imalatın sıkıntılı olduğu bu dönemde büyümenin söz konusu olamayacağını vurguladı. Prof. Emek, tüm dünyada pandemide ikinci dalga yaşanırken, harcamaların ciddi oranda azaldığını vurgulayarak “Ben IMF'nin yüzde 5 küçülme tahminini bile iyimser buluyorum” dedi.
Parası olan eve kapandı
Prof. Uğur Emek, salgında ikinci dalganın tüm dünyada ekonomilerin küçülmesini beraberinde getireceğini belirterek şu yorumu yaptı:
“Çalışmak zorunda olan düşük gelirli insanlar sokaklarda ancak gelir seviyesi yüksek, kendini eve kapatabilecek imkanları olan kesim şu an dışarı çıkmıyor. Dolayısıyla harcama potansiyeli olan kesim evlerinde ve pek çok rutin harcamayı da yapmıyor. Bu şekilde ekonominin nasıl büyümesi bekleniyor? İyimser olanların iyimserliklerini de anlamakta zorluk çekiyorum. Her geçen gün corona virüsünün bağışıklık yapmadığı ve sonrasında bıraktığı hasarlarla ilgili yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Bu durum para harcayan kesimin tamamen evlerine kapanmasını beraberinde getiriyor.”