Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) savaşa karşı ortak açıklama yaptı.
HDP Genel Merkezi’nde bugün düzenlenen basın toplantısına, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sedat Şenoğlu, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, DBP Eşbaşkanı Mehmet Aslan katıldı. Ortak açıklamayı HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit okudu.
“Türkiye halkları bu savaşa rıza göstermiyor”
Rojava’ya saldırı hedefiyle bir tezkerenin dün meclisten geçtiğini hatırlatarak söze başlayan Koçyiğit “Kürt halkının ve kazanımlarının inkârını ve imhasını sürdürmeye çalışan bir iktidar aklı ile karşı karşıyayız” dedi. İktidarın meşruluğunu yitirdiğini dile getiren Koçyiğit, bundan dolayı içinde bulunduğu krizi aşmak için bölgesel bir savaşı gündeme getirdiğini belirtti.
Dün 1 yıl daha uzatılan savaş tezkeresinin işgal girişimine meşruiyet sağlamak için olduğunu ifade eden Koçyiğit “Bu tezkereye evet diyen bütün partiler bilmelidir ki Türkiye halkları bu savaşa rıza göstermiyor, bu savaş ve işgal girişimini onaylamıyor. Bir kez daha Türkiye halklarının çıkarları bu partiler tarafından iktidar bloğunun ve müesses nizamın çıkarlarına tercih edilmiştir” dedi.
“Bu savaşı durduralım”
Dinci-faşist iktidarın cihatçı çeteleri kullanarak bütün bir Suriye halklarına saldırılacağına işaret eden Koçyiğit, “İktidar bloğu, DAİŞ barbarlığının başaramadığını başarmaya soyunmaktadır” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürt inkârı ve soykırımının 21. yüzyılda sürdürülmesi manasına gelen bu yaklaşım halkların direnişi ve barış içinde yaşama iradesi karşısında dün olduğu gibi bugün de kaybedecektir.
“Bütün Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava’dan, bugüne kadar Türkiye’ye tehdit değil barış ve kardeşlik mesajları gelmiştir. Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava halkları Türkiye’de yaşayan halkların akrabası, dostu, kardeşidir. Yapılması düşünülen, vicdani ve ahlaki olarak kabul edilemez olan bu saldırı bölgesel istikrarsızlığı tetikleyecek, DAİŞ, El Kaide gibi barbar çetelere alan açacak ve halklar arasında sonu gelmeyen nefret bariyerleri örecektir. Kendi bekası ve kini uğruna savaş kışkırtıcılığı yapan ve ülkeyi bölgesel bir savaşın içine sürükleyen iktidara “dur” demek bütün Türkiye halklarının sorumluluğudur.
“Bu anlamda Türkiye’deki bütün yaşam savunucularına, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, emekçilere, kadın örgütlerine, sivil topluma çağrımızdır: ‘Bu savaşı durduralım, ölüm iradesine karşı yaşamı savunalım.’ Uluslararası kurum ve kuruluşları, insan hakları ve barış savunucularını, insanlık düşmanı barbar DAİŞ’i yenen Rojava halklarına ve kazanımlarına sahip çıkmaya, halklar arasındaki dostluk ve dayanışmayı güçlendirmeye davet ediyoruz.”