İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu bugün saat 13.00’te Sümerbank önünde hasta tutsaklar için eylem yaptı.
Eylemde İHD adına yapılan açıklamayı Ahmet Çiçek okudu. Çiçek açıklamaya, yıllardır bu alanlardan hapishanelerin intikam mekânları olmadığını, orada tutulan mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayabilecekleri ortamlar olması gerektiğini söyleyerek başladı. ATK’nın hasta tutsaklara dair açıklamasını hatırlatarak, “Birçok mahpusa ATK’nın ‘sağlık nedeniyle hapishanede kalamaz’ raporu vermesine rağmen kolluk güçleri, varsayıma dayalı olarak, ‘dışarı çıkmasında sakınca var’ dediği için mahpusun tedavi için dışarı çıkma hakkı engelleniyor” dedi. Çiçek “ATK’nın mahpusun sağlık durumunu tespitte tek merci olması zaten başlı başına bir sorun iken bir de kolluğun fikrini alıp ona göre davranmak mahpusu en basit söylemle ölüme terk etmektir. Bu davranışın sonucunda hapishanelerde birçok mahpus ölmüş birçoğu da ölümle yüz yüzedir” dedi.
Çiçek, Mevlüde Baştaş hakkında da şunları söyledi:
“Şakran Kadın Kapalı CİK kalmakta olan Mevlüde Baştaş 61 yaşındadır ve yaklaşık 2 yıldır hapishanededir. Baştaş, tutuklanmadan önce böbrek nakli oldu. Tansiyon, şeker, kolesterol hastalıkları vardı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilmiş yüzde 86 engelli raporu vardır. Bu rapor verildikten sonraki hastalıkları şekeri yükselince gözüne vurdu ve iki defa göz ameliyatı oldu. Ayrıca dışarıda iken iki defa kalp krizi geçirdi ve anjiyo oldu. Hapishaneye girdikten sonra astım hastalığına yakalandı. Hapishanede steril bir ortam olmadığı ve yeterince özen gösterilmediği için gözleri enfeksiyon kaptı şu an bir gözü görmüyor ve diğer gözüne de atıyor. Halen kalp damarlarından biri tıkalıdır. Doktorlar nakledilen böbreğin zarar görme ihtimali olduğu için damar nakli yapılamamaktadır. Karaciğerde kist olma ihtimali var. Ayrıca hapishane ortamı ve yeterli vitamin alamaması nedeniyle dişleri dökülmüştü.
Baştaş’a heyet, dışarıda iken verilmiş %86 engelli raporuna ve tespitli bu kadar hastalığa rağmen ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi. Şimdi ise verem şüphesi nedeniyle tek kişilik hücreye konulmuş ve 2 haftadır sürekli Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne götürülüp getiriliyor. Hastanede kadının kalabileceği bir yer olmadığı gerekçesiyle, araştırmak için, yatışı yapılamamaktadır. En son verem şüphesinin kalktığını ama kan tükürmesinin nedenini bulmak için araştırma yapılacağı bilgisine ulaşılmıştır. Mevlüde Baştaş, Türkçe bilmediği için kendini ifade edemiyor. Okuma yazması olmadığı için de ilaçlarını gününde ve saatinde almada sıkıntı yaşıyor. Ayrıca hastalıklarının çok olması nedeniyle şahsi ihtiyaçlarını giderebilecek durumda değil.
Yetkililerden Baştaş’ın, eğer tek kişilik hücrede ise hücreden çıkarılması ve normal koğuşa alınması, kan kusmasının nedenini bulabilmek için yatışının yapılmasının sağlanması, tedavisinin rahat ve steril bir ortamda sürdürebilmek için tahliyesinin sağlanmasını bekliyoruz.”
Eyleme katılan Mevlüde Baştaş’ın oğlu, annesinin durumunun ağır olduğunu söyleyerek “Annemin serbest bırakılmasını istiyorum” dedi.
Ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir