Diyarbakır

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları sosyal medyadan 595. hafta eylemini gerçekleştirdi.

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, bu hafta Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın failleri soruldu. Aydın, 5 Temmuz 1991’de kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce “ifaden alınacak” denilerek evinden alınmıştı. Aydın’nı cansız bedeni, 7 Temmuz 1991 tarihinde Elazığ’ın Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında bulunmuştu. 

Sosyal medyada paylaşılan videoda konuşan Vedat Aydın’ın kardeşi Veysi Aydın, çocuklarının akıbetini soran tüm ailelerin onurlu mücadelesini selamladı. Kayıpların her birinin ayrı bir hikayesi olduğunu belirten Aydın, tüm kayıpların ortak özelliklerinin kardeşinde olduğu gibi sisteme muhalif olmalarından kaynakladığını ifade etti. Aydın, sisteme muhalif olmanın devlet tarafından düşman olarak görülmek için yeterli bir neden olduğu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Hele hele Kürt’seniz bu biraz daha belirgin ve farklı bir şekilde kendini gösteriyor. Muhalefet yaptıkları için, devletin yanlışlarını cesaretle dile getirdikleri için hedef seçildiler. Vedat Aydın cinayetinin müsebbibini aramıyoruz. Bana göre diğer kayıpların da müsebbibi aranmamalı. Müsebbip devlettir. Bir devlette cinayetler işleniyorsa, sayıları on binleri aşıyorsa ve katilleri bulunamıyorsa bilinmelidir ki bunun arkasında çok çok örgütlü bir güç vardır. Biz bu şekilde algılıyoruz.” 

Ankara

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Bu haftaki açıklamada, Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevinde kalan Nurullah Bülbül’ün serbest bırakılması istendi. Açıklamayı İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Fatin Kanat okudu. Yolladığı mektupla durumunu aktaran Bülbül’e ilişkin bilgi paylaşan Kanat şu ifadeleri kullandı:

“1975 doğumlu olan Nurullah Bülbül 2016 yılında tutuklanmış ve yargılanmaktadır. Yaşamış olduğu ve hala devam eden hastalıkları; Kalpte mitral kapak darlığı, kalpta kaçak (üfürüm), yüksek nabız (taşikardi) ve ritim bozukluğu, iltihaplı romatizma, hipertansiyon ve yüksek kolesterol, böbrek rahatsızlığı ve taş düşümü, ayak parmaklarında kireçlenme ve kemik büyümesi bulunmaktadır. Ayrıca yaşamış olduğu sorunlardan kaynaklı olarak da psikolojik rahatsızlıkları da meydana gelmiştir. Hastalıkları nedeniyle çeşitli ilaçlar kullanmasına rağmen durumunda bir düzelme meydana gelmemektedir. Hatta kullandığı ilaçların yüksek nabzı baskılamada yetersiz kaldığını, hastaneye her gidişinde farklı bir ilacın denendiğini, doktor seçme ve kendi doktoruna muayene imkanı olmadığını, her seferinde farklı bir doktora muayene olduğunu aktarmıştır.”

Kanat, ayrıca Bülbül’ün kullandığı kan sulandırıcı ilaç nedeniyle 15-20 günde bir kan testi yaptırması gerektiğini sözlerine ekledi. Açıklamada, Bülbül’ün “hapiste kalamaz” raporu alabilmesi için hastaneye sevk edilmesi ve tam teşekküllü hastanede tedavi edilecek şekilde infazının ertelenmesi istendi.