Gözaltında kayıp ve hasta mahpus eylemleri

Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenler için, İzmir ve Ankara’da ise hasta mahpuslar için eylem yapıldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Mayıs 2022
  • 00:00

Diyarbakır

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları 691. hafta eylemini Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığını vurguladı.

Gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Mehmetcan Ayşin’in kızı Aynur Ayşin ise, “Babam gözaltına alınıp, Lice’ye götürüldükten sonra 28 yıldır babamı arıyorum. Babamın suçu nedir, ne yaptı. Babam suçsuzdu. Ölene kadar buradayız, failleri aramaktan vazgeçmiyoruz. Kayıplarımızı bulana kadar buradayız” dedi. DAKAP üyesi Emine Akşan da konuşmasında annelerle dayanışmak için geldiklerini belirtti.

Gözaltında kaybedilen Mehmetcan Ayşin için İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir adalet isteyen bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından kayıp yakınları, oturma eylemi yaptı.

Batman

Batman’da kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi, 528'inci eylemini şube binasında gerçekleştirdi. Eylemde İHD Şube Yöneticisi Hüseyin Elçi, kayıpların akıbetini sormaya devam edeceklerini söyledi. Elçi, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1994 yılında İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerlerin yol kontrolü sırasında gözaltına aldığını belirterek, kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in gözaltında kaybedilişini anlattı ve akıbetini sordu.

Açıklama oturma eylemi ile son buldu.

İzmir

İHD İzmir Şubesi Konak eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaparak hasta tutsak Sıddık Güler’in serbest bırakılmasını istedi.

Basın metnini okuyan İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek, İHD Genel Merkez Hapishaneler Komisyonu’nun yaptığı son açıklamaya göre 2022’de cezaevlerinde 653’ü ağır hasta olmak üzere bin 517 hasta tutuklu bulunduğunu söyledi.

Çiçek, Güler hakkında şunları ifade etti:

“Sıddık Güler, 82 yaşındadır. 1994’te köyünden gözaltına alınıp Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandıktan sonra 36 yıl hapis cezası verildi. Yargılandığı süre zarfında bir kez serbest bırakılsa da yeniden tutuklandı. Ailesinin yaşadığı İstanbul veya Diyarbakır’a sevk talebi olmasına rağmen, iki gün süren bir yolculukla, 29 Mart’ta, İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk edildi. Şu anda kendi isteği dışında getirildiği bu hapishanede kalmaktadır.”

Çiçek son olarak ölüm sınırına gelen Güler’in yaşam hakkı için serbest bırakılmasını istedi.

Ankara

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için gerçekleştirdiği eylemlerinin 400’üncüsünü İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde yaptı. İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, hasta tutuklular konusunda devletin yükümlülüklerine dikkati çekti.

Güncel olarak 31 Mart tarihi itibariyle cezaevlerinde 314 bin 502 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu aktaran Çevirmen şu bilgileri paylaştı:

“İnisiyatif olarak 2014 yılında açıklama yapmaya başladığımız dönemde hapishanelerde, 177 bin 262 tutuklu ve hükümlü bulunmaktaydı. Aradan geçen 8 yılda bu sayı yüzde 77,5 oranında artmıştır. Yine güncel verilere göre, toplamda 8 çocuk kapalı hapishanesi olmak üzere 384 hapishane bulunmakta olup, bu kurumların kapasitesi 275 bin 859 kişiliktir. 2014 yılından bu yana 178 yeni hapishane açılmış, 10 hapishaneye de kapalı ve açık hapishane ek binaları yapılmıştır.”

Çevirmen, konuşmasında şu talepleri sıraladı:

“Hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü, derhal salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Gurban/Türkiye grup kararları uyarınca mahpusların müddet namelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır. AİHM’in Gülay Çetin, Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır. Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Türkiye'nin mevcut infaz rejimi Birleşmiş Milletler (BM) Mandela Kurallarına uyumlu hale getirilecek şekilde değiştirilmeli, TMK bakımından infazda ayrımcılığa son verilmelidir.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı