Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklu 14 kişinin de tutuksuz yargılandığı “Gezi davası” başladı.
Silivri’de görülen ve iki gün sürecek duruşmada yargılanan 16 kişi hakkında ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis isteniyor.
Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’na “Tahliye olmanız durumunda ikamet adresinizi verir misiniz?” dedi.
Osman Kavala’nın avukatı İlkan Koyuncu “Müvekkilimizin ilk sorgusu sırasında dosyada yer aldığı söylenen ve delil denilen telefon konuşmalarıyla ilgili, dinlemelere dair hakim kararlarını göremediğimiz için şerh düştük” dedi. O kararı verenlerin 15 Temmuz sonrası ihraç edilen kişiler olduğunu belirtti.
Koyuncu’nun savunmasının ardından konuşan Osman Kavala şu vurgularda bulundu:
“Hayatımın hiçbir safhasında özgür seçimler dışında bir yöntemle hükümet değişikliğini savunmadım, yer almadım.
“Çeşitli STK’lerin kuruluşunda ve faaliyetlerinde yer aldım. Ülkemizin Avrupa demokrasisinin parçası olması, yargıdan kaynaklı sorunların ortadan kalkması için mücadele ettim. Bunun için Ergenekon ve Balyoz süreçlerini eleştiren yazılar kaleme aldım ve hiçbir cemaate dahil olmadım.
“Tüm faaliyetlerim şeffaftır. Bilgisayarlarımda ve telefonumda silinenler de dahil olmak üzere illegal hiçbir bulgu yoktur.”
Kavala, iddianamede öne sürülen kalkışmada yer aldığına, Gezi’yi finanse ettiğine, adı geçen kişilere talimat verdiğine ilişkin hiçbir somut delil sunulmadığına işaret ederek “Savcı sorgumdan önce zaten benim suçlu olduğuma karar vermişti” dedi.
Ortada belirtilen bir örgütün de olmadığını söyleyerek “Gezi’yi finanse ettiğim yönünde tek bir delil yokken, MASAK raporları bunları tespit etmişken tutukluluğumuz devam etti. Hangi delile dayanarak bu oldu?” sorusunu sordu.
Gezi Parkı’nın park olarak kalmasını savunmasıyla ilgili beyanlarda bulunan Kavala, parkın önemine değindi. Polis saldırılarının eylemlerin kitleselleşmesine yol açtığından bahseden Kavala, eylemlerin planlı olmadığının altını çizdi. “Planlı eylem” iddiasıyla ilgili iddianamede yer alan çelişkilere de işaret eden Kavala, faaliyetlerinin “meşru sivil toplum faaliyetleri olduğunu” belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “Bugüne dek Gezi Parkı’nın park olarak kalması hükümetin park ve bahçelerin artırılması politikasına da uygundur. Gezi olayları sırasında yer alan yüzbinlerce kişiden farkım olmadığını belirtir tahliyemi ve beraatimi talep ederim.”
Osman Kavala’nın ardından Yiğit Aksakoğlu’nun savunmasıyla duruşma devam etti. İddianamedeki suçlamaların, yürüttüğü faaliyetlere ters düştüğünü ifade ederek bu faaliyetlerinden bahseden Aksakoğlu, “sivil toplumcu” olduğunu söyledi ve “Cebir ve şiddetle hükümeti yıkmak sivil toplumun alanı değildir. Bir sivil toplumcu ve uzman olarak şiddeti ve şiddetle değişmeyi savunmadım” ifadelerini kullandı.
Kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili iddianamede delil olmadığını belirten Aksakoğlu, tek “delil”in 2013 yılındaki telefon dinlemeleri olduğuna değinerek şunları ifade etti: “26 Haziran 2013 ve Aralık 2013 arasında gerçekleşen dinlemelerden 31’i girmiş iddianameye. Şubat 2013’te yaptığım 43 görüşmenin içeriği yok, sayı olarak belirtilmiş. İddianameye içeriği konulan görüşmeler park boşaltıldıktan sonraki görüşmeler. Gezi’nin 2011’de planlandığı söyleniyor, ama delillerde bu yok.”
“İddianamede suç yok suçlu var” diyen Aksakoğlu, “duran adam eylemi”, “piyano çalınması” ve “yeryüzü iftarları” ile ilgili ses kaydının eylemlerden bir ay sonra olduğunu belirterek “Ne durmak, ne piyano çalmak, ne de iftar yapmak suç” dedi. Aksakoğlu “Gezi’de bir gece yatmışlığım bile yok. 220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir gece Gezi’de yatardım. Gezi ile ilgili bir tane tweetim yok. Koca eylemi organize etmişim ama bir tane WhatsApp grubum yok. O zaman ben neden aylardır tutuklu yargılanıyorum?” diyerek eylemlerde bulunmadığını söyledi. Savunmasında son olarak “Ben temel haklarıma erişmek istiyorum” diyen Aksakoğlu, “Okullarında son üç günü kalan çocuklarımı okula bırakabilmek için, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
Duruşma, davada tutuksuz yargılananlar arasında bulunan Mücella Yapıcı, Hakan Altınay ve Çiğdem Mater'in savunmalarıyla devam etti. Savunmalarda Gezi'deki mücadelenin suç olmadığı vurgulanarak mücadele sahiplenildi ve kurmaca olan yargılamanın sona erdirilerek beraat kararı verilmesi talep edildi.
Duruşma bugün sona ererken yarın da tutuksuz sanıkların ifadeleri ile başlayacak.