Gardiyana ceza yok, kolu kırılan tutsağa var

Gökhan Gündüz isimli tutsağın Kırıkkale Hapishanesi'nde gardiyanlar tarafından kolunun kırılması anı güvenlik kamerasına yansıdı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Ocak 2021
  • 21:45

Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Gökhan Gündüz, hapishanedeki bazı uygulamaları protesto etmek amacıyla 25 Mayıs 2017’de kantin önünde oturma eylemine başladı. Bunun üzerine gardiyanlar eyleme geçen Gündüz'e saldırdı.

Bu sırada iddiaya göre, R.Ş. adlı gardiyan tarafından yere yıkılan ve kafası betona vurulan Gökhan Gündüz’ün kolu büküldü. Bükmenin etkisiyle kolu kırılan Gündüz, bu şekilde kolundan tutulup sürüklenerek götürüldü. Hastaneye kaldırılan Gündüz’ün kolunun kırıldığı tespit edildi.

Gardiyanlara değil, kolu kırılan Gündüz'e ceza

ANKA'da yer alan habere göre nöbetçi müdürün de aralarında bulunduğu 5 gardiyan hakkında tutanak tutuldu. Tutanakta olay, “Tutuklu koğuş şebekesi girişine getirildiğinde kapının açılması beklenirken kasten kolunun üzerine gelecek şekilde kendisini sertçe yere attı” diye anlatıldı. Gardiyanlar hakkında açılan idari soruşturmadan ceza çıkmadı.

Kolu kırılan Gündüz’e ise marş söylediği için, bir ay haberleşme veya iletişim (mektup) araçlarından yoksun bırakma, onunla eylem yapan 3 arkadaşına da hücreye koyma veya ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezaları verildi.

Gündüz’ün kolunun kırılmasıyla ilgili Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmadan takipsizlik kararı çıktı. Gündüz’ün avukatı Engin Gökoğlu’nun itirazından sonuç çıkmayınca, olay AYM’ye taşındı.

Anayasa Mahkemesi, yaptığı değerlendirme sonucunda tutuklunun kolunun kırılmasını “eziyet” olarak değerlendirerek, gardiyanlar hakkında yeniden soruşturma yapılmasına karar verdi. Bu nedenle kararın örneğini Kırıkkale Başsavcılığı’na gönderen AYM, Gökhan Gündüz’e ise 70 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

"Eziyet olarak nitelendirilmesi mümkündür"

Savcılığın etkin soruşturma yapmamasını eleştiren Yüksek Mahkeme, olay yerine ilişkin kamera görüntülerine de atıfta bulunarak, şunları belirtti:

“Adli soruşturmada da Cumhuriyet savcısı tarafından kamera görüntülerinin içerikleri ortaya konulmamış ve infaz koruma memurlarının beyanlarının görüntülerle uyumlu olup olmadığı tespit edilmemiştir. Dolayısıyla bu görüntüleri çözümleyerek gerçekte neler yaşandığını ortaya koyup olayı aydınlatabilecek imkâna sahip olan soruşturma makamlarının bu konuda sessiz kalması, onlara düşen -açıklama yapma şeklindeki- ispat yükümlülüğüne aykırılık oluşturmaktadır. Bu durumda başvurucunun iddiaları doğrultusunda kamu görevlileri tarafından kolunun bükülerek kırıldığının kabulü gerekmektedir. Somut olayın gerçekleşme koşulları, başvurucunun kolunda meydana gelen kırığın niteliği ve bu durumun başvurucu üzerindeki muhtemel fiziksel etkileri birlikte değerlendirildiğinde eylemin eziyet olarak nitelendirilmesi mümkündür.”

Öte yandan Savcılığın kararından, başvurucuda bir yaralanma meydana gelip gelmediği veya geldiği kabul edilse dahi söz konusu yaralanmanın kamu görevlilerinin müdahalesi sonucunda mı gerçekleştiği hususunda açık bir değerlendirme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle yaralanmanın niteliği ve nasıl gerçekleştiği aydınlatılmış değildir. Dolayısıyla soruşturmadaki eksiklikler ve ulaşılan sonuç Savcılığın gerçeği ciddiyetle öğrenme çabası içinde olduğu konusunda kuşku uyandırmaktadır. Tüm bu eksiklikler birlikte değerlendirildiğinde başvurucuya karşı kötü muamele oluşturduğu iddia edilen eylemlere yönelik olayın aydınlatılması amacıyla etkili bir ceza soruşturması yürütülmediği sonucuna ulaşılmıştır.”