Organize Suç Örgütü şefi Sedat Peker’in ifşaat ve itiraflarıyla AKP-MHP iktidarının kirli/kanlı işleri iyice teşhir oldu. Herkes gördü ki, rejim iliklerine kadar çürümüş ve mafyatik bir niteliğe bürünmüştür. Bu koşullarda iktidara yandaş olmayan, dinci-faşist rejimin isteklerine göre yazmayan her gazeteci düşman ilan edilmiş durumda. Bundan dolayı saray tarafından tasmaları çözülen çeteler ülke içinde birçok gazeteciye saldırdılar. O kadarı rejimin efendilerini rahatlatmamış olmalı ki, dinci-faşist çeteleri yurtdışındaki gazetecilere de saldırttılar. Almanya’nın başkenti Berlin’de yaşayan Birgün gazetesi yazarı ve Artı Tv programcısı Gazeteci Erk Acarer’e saldıran çeteler, rejimin nasıl bir hezeyan içinde olduğunu gözler önüne serdi.
Erk Acarer ülke dışında. Yani AKP-MHP iktidarı, emir eri haline getirdiği yargıyla saldıramıyor. Bundan dolayı yurtdışında kirli/kanlı işlerini dinci-faşist çetelere yaptırıyorlar. Ki Acarer’e de bu aparatlarla saldırdılar.
Peker’in ifşaatlarında da görüldüğü gibi, AKP-MHP mafyayla çalışan düzen partilerinden öte doğrudan mafyadır. Bugün ifşaatlarıyla kirli çamaşırları ortaya saçan Sedat Peker de düne kadar “oluk oluk kan akıtacağız” diyen militan bir Erdoğancı değil miydi?
Erk Acarer’e saldıran çetelerin “Milletin ailesiyle, değerleriyle ilgili yazmayı bırak, daha kötüsünü yaparız” gibi tehditler savurması, “Milletin ailesi” diye tanımlanan dinci-faşist şeflerin gerçeklerin dile getirilmesinden duydukları rahatsızlığı yansıtıyor. Mafyatik rejimin suç dosyaları o kadar kabarmış ki, gerçeklerin dile getirilmesine tahammül edemiyor.
Ülke içinde yargı, polis zaten aralıksız saldırıyor. Yetmediği zaman dinci-faşist çetelerin tasmaları çözülüyor. Saldırganlığın yurt dışına taşınması, rejimin biat etmeyen basını kan dökerek susturmaya çalıştığına işaret ediyor. Acarer’e saldırıyı da bu kapsamda değerlendirmek gerek.
İlerici-devrimci basın ve bu değerleri savunan gazeteciler bu faşist tehditlere boyu eğmedi. İlerici-devrimci onurlu basın emekçileri yıllardır ödenen ağır bedellere rağmen kararlılıkla devrim için yazmaya devam ediyorlar. Erk Acarer’de faşist saldırganlık karşısında onurlu bir duruş sergileyerek, tehditlere boyun eğmeyeceğini ilan etti. Saldırının ardından açıklama yapan Acarer’in, "Failleri biliyorum. Asla faşizme teslim olmayacağım!” sözleri, ilerici-devrimci gazetecilerin duruşunu özetliyor. Dinci-faşist rejim birkez daha baltayı taşa vurmuştur.