İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, RTÜK’ün ekran karartma cezalarını protesto etmek için basın toplantısı yaptı.
Saat 12.00’de şube binasında yapılan basın toplantısında “Halk TV ve TELE1’e verilen ekran karartma cezaları basın özgürlüğüne ağır bir darbedir” başlıklı metni İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
RTÜK’ün TELE1 ve Halk TV’ye verdiği ekran karartma cezalarının, sansür ve lisans iptali tehdidi demek olduğu belirtildi. Cezaların gerekçelerinin tartışmalı olduğunu belirten Yoleri “Her fırsatta nefret, ayrımcılık ve şiddeti gündeme getiren siyasi iktidarın, bu gerekçelerin arkasına sığınarak muhalif basına cezalar yağdırmasındaki zihniyet sorgulanmalıdır” dedi. Yoleri devamında şunları söyledi:
“OHAL süresince kapatılan medya kuruluşlarına ek olarak, Cumhuriyet, Evrensel, BirGün, Yeni Yaşam gibi muhalif yayın yapan gazetelere ve çalışanlarına yönelik baskılar bilinmekle beraber, 1 Temmuz tarihli ekran karartma kararına tepkiler üzerine RTÜK tarafından kararın haklılığına dayanak olarak açıklanan gerekçeler; hak ve özgürlüklere yönelik baskının keyfi ve hukuk dışı olduğu gibi, kişilerin ötesinde kurumların da ağır tehdit altına alındıklarına dair durumun vahametini ve aciliyetini göstermesi bakımından dikkatle okunmalıdır.”
AKP iktidarı ve RTÜK ilişkisi
Yoleri açıklamanın devamında AKP iktidarı ve RTÜK ilişkisini şu ifadelerle dile getirdi:
“RTÜK’ün bir sansür kurumu olarak çalıştığı, bağımsız olmadığı, siyasi iktidarın direktifleri ya da baskısı ile hareket ettiği bilinmekle beraber Halk Tv ve Tele 1 aleyhine alınan bu kararın iktidar kontenjanından gelen üyelerin oy çokluğu ile alınmış olması,
Kararı duyuran RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın ‘Demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğünün ‘bel kemiği’ kırılmıştır’ ifadelerini kullanması,
RTÜK Üyesi Okan Konuralp’in ‘RTÜK, bugünkü toplantısında Halk TV ve TELE 1’e oy çokluğuyla 5 gün ekranlarını karartma cezası verdi. Kararlar basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir müdahale olduğu kadar siyasi iradenin medyadaki çaresizliğinin de somutlaşmış halidir’ sözleri,
Cumhurbaşkanının %96’sını kontrol altında tuttuğu medya için ‘medya virüsünden kurtulacağız’ açıklamasının ardından bu kararın gelmiş olması, manidardır.”