Bütçe görüşmelerine dair açıklama yapan Eğitim Sen “2023 yükseköğretim bütçesi, AKP hükümetinin yükseköğretimin ihtiyacını genel bütçeden karşılama noktasındaki cimriliğinin sürdüğünü göstermektedir” dedi.
Eğitim Sen’in açıklamasına dair şunlar söylenildi:
“Aynı dönemde öğrenci sayısı 1,9 milyondan 8 milyona ulaşmıştır. Üniversite sayısı ve öğrenci sayısındaki hızlı artışa rağmen, yükseköğretim bütçesinin söz konusu artışı karşılayabilecek kadar arttırılmadığını görmek mümkündür. Yükseköğretim kurumlarına bütçeden ayrılan payın gerek merkezi yönetim bütçesine gerekse milli gelire (GSYH) oranının istikrarlı bir şekilde azaltılması dikkat çekicidir. Özellikle üniversite bütçelerinde yıldan yıla yaşanan artışın tamamen personel giderleri gibi zorunlu harcamaları karşılamaya yönelik olduğu görülmektedir”
2023 yılı için öngörülen bütçelerde, özellikle üniversitelerdeki temel hizmetlerin sınırlandırıldığından bahsedilen açıklamada, Yükseköğretimde yaşanan ticarileşmenin artarak devam edeceği belirtildi.
Eğitim Sen 2023 yılı bütçesine ilişkin taleplerini ise şöyle sıraladı:
Yükseköğretim bütçesi ilk etapta en az iki kat arttırılmalı, üniversiteler ve diğer yükseköğretim kurumlarına ihtiyaçları kadar ödenek ayrılmalıdır.
Eşit işe eşit ücret verilerek, ders ve araştırma sürecinde eşit katkılar eşit şekilde değerlendirilmelidir. Ek göstergeler yoluyla hiyerarşik ücretlendirmeden vazgeçilmelidir.
50/d, 33/a, 35, ÖYP gibi maddelerle istihdam edilen araştırma görevlileri arasında görev ve haklar açısından yapılan her türlü ayrımcılığa son verilmeli, araştırma görevlileri iş güvencesine kavuşturulmalıdır. Yükseköğretimde güvenceli çalışma temel ilke olmalı, yükseköğretim emekçilerine gelecek kaygısı yaşatılmamalıdır.
Doktor öğretim üyesi kadroları güvenceye kavuşturulmalı, yeniden atama uygulamasına son verilmelidir.
Tüm üniversite idari ve teknik personeline “yükseköğretim tazminatı” adı altında maaş iyileştirmesi yapılmalıdır.
Doktorasını tamamlamış araştırma görevlileri ek koşul aranmaksızın doktor öğretim üyesi/yardımcı doçent kadrolarına atanmalı, bu kadrolar iş güvencesi sağlayacak şekilde yeniden biçimlendirilmelidir.
Geliştirme ödeneği adil bir şekilde akademik personel yanında idari personele de dağıtılmalıdır.
Yükseköğretim alanındaki tüm ek ücret ve ödemeler görev alan tüm personel arasında adil bir şekilde dağıtılmalıdır.
Eğitim temel bir haktır ve herkesin parasız yararlanabileceği kamusal bir hizmettir; piyasa koşullarına asla terk edilemez. Öğrenci harçları, özelleştirme eğilimlerini güçlendirmektedir. Bu nedenle tamamen kaldırılmalı, öğrencilere eğitim ve araştırma gereçleri, barınma, beslenme ve ulaşım parasız sağlanmalıdır.
Üniversiteler kurumsal özerkliği zedelenmeden mali yönden kamu denetimine açık olmalıdır.