Doğu Akdeniz'de Türk-Yunan egemen sınıflarının kışkırttıkları gerilim silah tekellerine yeni karlar sağlıyor. Pandemiye karşı mücadele için kaynak ayırmayanlar, işsizlik yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi kronikleşmiş temel sorunları çözemeyenler insanların öldürülmesi ve doğanın tahrip edilmesinden başka bir işe yaramayan milyarlarca Euro ödeyebiliyorlar.
Türk-Yunan sermaye devletleri arasında yaşanan gerilimi körükleyen Fransa'dan 6'sı yeni, 12'si kullanılmış 18 Rafale tipi savaş uçağının satın alınmasına dair yapılan anlaşmayı Yunanistan Parlamentosu onayladı.
Yunanistan savaş Bakanı Nikos Panayotupulos, mecliste yaşanan tartışmalarda Yunanistan'ın son yıllardaki en büyük silah ve mühimmat alımını yaptığını söyleyerek adeta bununla övündü. “Aynı anda 40 hedefi püskürtebilecek kapasiteye sahip olduğu” söylenen ve "Exocet, Scalp, Mica ve Meteor füzeleri" taşıması öngörülen 18 adet savaş uçağı için Yunanistan Savunma Bakanlığı bütçesinden 2 milyar 490 milyon Euro ayrıldığı açıklandı. 4 adet yeni fırkateyn satın alacağını da belirten Panayotupulos, Macron yönetiminin Fransız yapımı Belharra tipi gemiler için yaptığı teklifin de incelendiğini söyledi.
NATO'nun yaptığı gayri safi yurtiçi hasıla oranlarına göre yapılan askeri harcamalar hesaplamasında, Yunanistan ABD dışındaki ülkeleri geride bıraktı. Atina hükümeti, gayri safi yurtiçi hasılaya oranla yaptığı yüzde 2,58’lik askeri harcama ile NATO üyesi ülkeler arasında ABD'nin ardından ikinci sıraya yerleşti. Bu arada Yunanistan'da askerlik süresi, Mayıs ayından itibaren dokuz aydan on iki aya uzatılacak.
Faşist-militarist çevreleri memnun eden silah alımı Yunanistan Parlamentosu tarafından onaylandı. Yapılan oylamada SYRİZA ve 'sosyalist' KINAL partisi de dahil düzen partilerinin tümü evet oyu verdi. Sadece Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ile eski Ekonomi Bakanı Yanis Varoufakis'in Mera25 partisi ret oy kullandılar.
Doğu Akdeniz’deki gerilimi tırmandıran AKP-MHP rejimi de 2021 yılı bütçesinden en büyük payı faiz ödemeleri ve askeri harcamalara ayırmıştı.
Akdeniz'in iki yakasında yaşayan halkların kalıcı barış ve dostluğu sağlayabilmelerinin yolu, yoksulların sofralarındaki ekmeği küçülterek savaş ve silahlanmaya harcayan sermaye iktidarlarını yıkmaktan geçiyor.