Kayıp Hurmüz Diril ve ölü bulunan Şimoni Diril çiftinin akıbetine ilişkin açılan davada hazırlanan iddianame reddedildi.
Şırnak’ın Beytüşşebap’da 8 Ocak 2020’de Hurmüz ve Şimoni Diril çifti kayboldu. Şimoni Diril’in cenazesi 70 gün sonra Hezil Çayı’nda bulunurken, Hürmüz Diril’den ise 745 gündür haber alınamadı. Ahmet Kanbal’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre devam Diril çiftinin akıbeti ile ilgili başlatılan soruşturmaya getirilen “gizlilik" kararı bugüne kadar kaldırılmadı.
Deden soruşturma kapsamında dosyanın bir numaralı şüphelisi konumunda olan Diril çiftinin akrabaları Epro Diril, iki kez “tutuklamaya yeterli şüphe oluştuğu” gerekçesi ile tutuklandı, ancak serbest bırakıldı. Bugüne kadar 3 defa tutuklanan Apro Diril, şu an hapiste bulunuyor.
Davayla ilgili Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, sunulduğu Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Alınan bilgilere göre, dosyaya bakan Şırnak Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Al ile iddianameyi reddeden Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şevket Ünal’ın, 12 Ocak 2022’de Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi reddetti. Ret kararının bu görüşmede alındığı belirtiliyor.
“Gizlilik, yetersizliğini perdelemek için”
İddianamenin reddedilmesini değerlendiren Diril ailesinin avukatı Orhan Kemal Cengiz, hazırlanarak reddedilen iddianameyi halen göremediklerini ve “gizlilik" kararının da devam ettiğini söyledi. Önümüzdeki hafta iddianameyi ve ağır ceza mahkemesinin ret gerekçesini almaya çalışacaklarını dile getiren Cengiz, dosyada kaç sanık olduğu konusunda dahi “gizlilik” gerekçesi ile henüz bir bilgi verilmediğini söyledi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının olayın başından bu yana hiçbir şey yapmadığını dile getiren Cengiz şunları dedi:
“Bir kere dosyanın başından bu güne kadar gizlilik kararı var. O nedenle bizim elimize sınırlı sayıda evrak ulaştı. Bu gizlilik de sözde ‘soruşturmanın selameti, faillerin haberdar olmaması’ iddialarıyla devam ettirildi. Halbuki; biz de yazdığımız dilekçelerde defalarca söyledik; Bu kadar uzun süren gizlilik, sadece soruşturma makamlarının yetersizliklerini ve işlerini doğru düzgün yapmadıklarını perdelemek için var. Bu kadar uzun gizlilik olmaz diyerek, kaldırılmasını istedik, ancak her defasında reddedildi”
“Bir el failleri koruyor”
“Bir el engelliyor. Arkadan bir el failleri koruyor” diyen Cengiz, birilerinin soruşturmanın ilerlemesini istemediğini söyledi. Failleri koruyan elin “kamu gücünü etkileme gücüne sahip birileri” olduğunu ifade eden Cengiz, aileye halen bilgi verilmediğini, kendisinin ondan fazla dilekçe vererek dosyanın açılmasını istediğini ifade etti. Cengiz, savcının “Açarsak, aileler haberdar olur” dediğini belirtti. Savcının etkili bir soruşturma yürütmediğini ve 2 yılı aşkın bir süredir devam eden “gizlilik" kararının hukuka tamamen aykırı olduğunu belirten Cengiz, “Etkili bir soruşturmada aileyi haberdar etmeniz lazım. 2 yıl sonra bir iddianame hazırlıyor ve reddediliyor. Yani çok lakayıt, hak ihlallerinin ağırlığıyla asla ölçülü olmayan bir üstün körü soruşturma yürütüldü” diye konuştu.
Şimoni Diril’in otopsi raporunda hiçbir şeyin olmadığını, bu nedenle otopsi görüntülerini almak istediklerini kaydeden Cengiz, “Adli tıp uzmanlarının incelemesi için görüntüleri almak istedik ancak alamadık. Çünkü her şey gizli. Bu davanın açılmış olması lazım. Savcının elinde ne varsa onlarla açmalı ve ardından tevsi-tahkikat talepleri ile ilerlemesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Unutturulmak isteniyor”
Cengiz devamla şunları söyledi:
“Benim gördüğüm uyutulup, zamana yayılıp, unutturulmak ve faili meçhule bırakılmak istenen bir durum var. Dosya sahipsiz bırakılmak isteniyor. Bu dosyada ağır insan hakları ihlali var. Üstünkörü bir iddianamenin hazırlanması kabul edilemez. Bunların hepsi hukuki skandallardır. Bir insan kayıp ve bir insan öldürülmüş, bu durum asla kabul edilemez. Dosyanın sürüncemede kalmaması için mücadele edeceğiz. Davanın açılıp, aleni hale getirilmesini istiyoruz."
Kaynak: Mezopotamya Ajansı