“Cumhuriyet: Patronlar ve işçiler!”

Yolsuzluğun, hırsızlığın giderek arttığı, çürümenin büyüdüğü, sömürünün özgürce genişlediği bir burjuva cumhuriyet mi yoksa insanın insanı sömürmediği ve işçi, emekçilerin mücadelesi ile kazanılacak olan sosyalist işçi emekçi iktidarı mı?

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 30 Ekim 2024
  • 13:29

Ege İşçi Birliği’ne (EİB) ulaşan bir işçi cumhuriyetin patronlara güç verdiğini, işçi sınıfının ancak kendi mücadelesi ile haklarını kazanabildiğini vurguladı.

EİB’in sosyal medya hesabında yer alan paylaşım şu şekilde:

“Bir demir çelik işçisinden…
Cumhuriyet= Patronlar ve işçiler!
Her Cumhuriyet Bayramı’nda çıkıyor birileri demokrasiden, ilericilikten bahsediyor ve ‘yeniden onu sahiplenmeliyiz’ diyor. Yer yer öyle ajitasyon yapılıyor ki dersin ki ayaklandık gidiyoruz. Fakat bir şeye bakarken görmek ve anlamak arasındaki farkı çok anlayamıyoruz.
Ben 2016 yılında Dirinler fabrikasında çalıştım. Patronumuz 10 Kasım'da tüm işçileri dışarı çıkarır ve 1 dakikalık saygı duruşunda bulundururdu. Haliyle işçinin hoşuna gider patronu överdi, oysa aynı patron sendikalaşmanın karşında bir duvar gibi dururdu, ücretleri az verirdi, çoğu işçi bel ve boyun fıtığı olarak çalışmak zorunda kalırdı. Yani burada patronun Kemalist olması ya da muhafazakâr olması iyi oldukları anlamına ya da doğru kişi oldukları anlamına gelmiyordu. Esas olan onların sınıf kimliği idi ve onların işçi düşmanlığı. Bugün Cumhuriyet dediğimiz düzende onlara güç veriyor bize ise düşük ücretle çalışmayı. Şimdi burada cumhuriyete bakarken ona bakmak ve onu anlamak arasındaki farkı görmezsek bugün ülkede iktidar olan da muhalefet olan da aynı şeyleri söylemelerine rağmen bu Cumhuriyet denen şeyden hep onlar kârlı çıkıyor, olan yine işçiye oluyor.
Aslında uzatmayacağım demem o ki; 1923’te kuruldu Cumhuriyet 1946'da ancak grevsiz sendika hakkı oldu işçinin. Grev hakkı ise büyük Saraçhane mitingi ve Kavel işçilerinin mücadelesi sayesinde yasallaştı. Yani Cumhuriyet dönemine göre ilerici olsa da belirleyici olan her zaman işçilerin mücadelesi oldu. Dolayısıyla insanca bir yaşam cumhuriyetin sınıf kimliğini ayırmakla başlar. Yolsuzluğun, hırsızlığın giderek arttığı, çürümenin büyüdüğü, sömürünün özgürce genişlediği bir burjuva cumhuriyet mi yoksa insanın insanı sömürmediği ve işçi, emekçilerin mücadelesi ile kazanılacak olan sosyalist işçi emekçi iktidarı mı?"