Cumartesi Anneleri’nin 950. hafta açıklamasına polis bu kez de “UEFA kutlamaları” bahanesiyle saldırdı. Gözaltılara tepki gösteren 2 kişi bir kez daha ablukaya alınarak gözaltına alındı. Akşama doğru gözaltına alınanlar serbest bırakıldı.
***
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 950. haftasında Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak istedi. AYM’nin meydan yasağına ilişkin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen polis eyleme saldırdı. Cumartesi Anneleri abluka içinde yaptığı açıklamada polisin AYM kararına aykırı davrandığını belirterek “Galatasaray’dan ve kayıplarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Polis “UEFA kutlamalarını” bahane ederek yasak kararını duyurdu ve eyleme saldırdı. 16 kişi gözaltına alındı ve bu sırada basın emekçileri de darp edilerek abluka dışına atıldı.
Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de polis saldırısına tepki gösterdiği için Mukaddes Şamiloğlu ile birlikte gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların isimleri şu şekilde:
“Besna Tosun, Maside Ocak, Hasan Karakoç, Meriç Eyüboğlu, Cüneyt Yılmaz, Leman Yurtsever, Ali Tosun, Ali Ocak, Selvi Gülmez, Hanife Yıldız, Mikail Kırbayır, İrfan Bilgin, Hünkar Yurtsever, Sebla Arcan, Hatice Korkmaz, İsmail Yücel, Meryem Bars, İkbal Eren, Mukaddes Şamiloğlu, Aylin Tekiner.”
“Taleplerimizi sürdürmekte kararlıyız!”
İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yapıldı. Cumartesi Anneleri ve İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına okunan basın açıklamasında 25 Ağustos 2018’den beri toplantı ve yürüyüş hakkının polis şiddetiyle engellendiği hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“950. haftamızda Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye bağlı kalacaklarına namus ve şerefi üzerine yemin edenlere sesleniyoruz: Yemin, toplumla “güvene dayalı” bir ilişkinin ilk adımdır. Yemin bir söz verme eylemidir. Topluma verdiğiniz sözü tutun. AYM kararını tanımamak Anayasayı açık olarak çiğnemek ve suç işlemek demektir. Anayasa’yı çiğneyen ve suç teşkil eden uygulamaları durdurun. Dayanağını ve meşruiyetini Anayasadan ve hukuktan almayan Galatasaray yasağına son verin. Kayıplarımızı aramak, onların akıbetlerini öğrenmek istemek, adil bir hukuk sistemi talep etmek suç değildir. Suç olan bu haklı talebimizi karşılamak yerine şiddet kullanarak bastırmaktır. Kaynağını evrensel hukuktan ve Anayasadan alan taleplerimizi sürdürmekte kararlıyız.”
Kızıl Bayrak / İstanbul