“Buldan, Yıldırım ve Karay için adalet istiyoruz”

Cumartesi Anneleri’nin 793. hafta eyleminde Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay için adalet istendi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 06 Haziran 2020
  • 15:00

Cumartesi Anneleri 793. hafta eyleminde 26 yıl önce gözaltına alınıp katledilen Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay için adalet istedi. 

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri tarafından 793. hafta için hazırlanan videoda Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak’ın sunumuyla ilk sözü Savaş Buldan’ın eşi HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan aldı.

Buldan’ın ardından Adnan Yıldırım’ın eşi Hasibe Yıldırım Kürtçe yaptığı konuşmada adalet mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Benzer vurguyla kısa bir konuşma yapan Hacı Karay’ın oğlu Enes Karay’dan sonra, dava avukatlarından ve aynı zamanda davanın müdahillerinden Av. Sertaç Ekinci dava sürecini hatırlatarak sanıkların beraatle korunduğuna işaret etti ve dosyanın istinafta olduğuna değindi. Davanın siyasi yönüne dikkat çeken Av. Ekinci, katillerin cezasızlık politikasıyla korunmak istenmesine karşın mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

Açıktan gerçekleşen gözaltı ve katliam

Konuşmaların ardından basın metnini Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun okudu.

793 haftadır, inkara karşı hakikati, cezasızlığa karşı adaleti savunduklarını vurgulayan Tosun “793. haftamızda 26 yıldır hakikatin inkâr edildiği, faillerin cezasızlıkla korunduğu bir dosya ile karşınızdayız” dedi.

Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın İstanbul’da yaşadıklarını belirten Tosun gözaltına alınışlarını şöyle anlattı:

“3 Haziran 1994 günü sabaha karşı Yeşilyurt’ta bulunan Çınar Oteli’nden birlikte çıktılar. Çok sayıda tanık beyanına göre; dışarıda bekleyen otomobillerden çıkan telsizli, çelik yelekli ve silahlı 7-8 kişi onları durdurdu ve otelin duvarına yaslayarak üzerlerini aradı. Kendilerini polis olarak tanıtan bu kişiler ‘İfadelerinizi alıp bırakacağız’ diyerek Buldan, Yıldırım ve Karay’ı zorla otomobillere bindirerek götürdü.”

Tosun, gözaltına alındıktan sonra gerçekleşen katliamı şu ifadelerle aktardı:

“Olaydan hemen sonra haberi alan aileler, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı ve Yeşilköy Polis Karakolu ile irtibata geçerek yakınlarının kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırıldıkları hususunda şikâyette bulundular. İstanbul Valisi ve Başbakanlıkla görüştüler. Ancak yakınlarının gözaltına alındıkları reddedildi. 4 Haziran 1994 akşamında, Bolu/ Yığlıca köyü Taşlı Melen Mevkiinde Buldan, Yıldırım ve  Karay’ın işkence ile sorgulandıktan sonra ateşli silahla infaz edilmiş bedenleri, köylüler tarafından bulundu. Üzerlerinde kimliklerini kanıtlayacak hiçbir belge, değerli eşya veya para yoktu. Bulundukları yer kontrgerilla cinayetleri sonucunda öldürülenlerin cansız bedenlerinin bırakıldığı medyada ‘ölüm üçgeni’ olarak adlandırılan bölgedeydi.”

Delilleri ortada olan cinayetlerde cezasızlık

Buldan, Yıldırım ve Karay dosyalarının 19 yıl sürüncemede bırakıldığını belirten Tosun, eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün cinayetlere dair itiraflarını şöyle aktardı:

“Ailelerin ısrarlı başvuruları üzerine 19 Aralık 2013 tarihinde yeni bir iddianame düzenlendi. Düzenlenen iddianame Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda Ankara JİTEM Davası olarak bilinen davaya dâhil edildi. Yargılamalar sırasında tanık olarak ifade veren eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür içinde Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın isimlerinin de olduğu ‘Kürt iş insanlarına yönelik ölüm listesi’nin yer aldığı bir belgeyi mahkemeye sundu. Eymür, Buldan, Karay, ve Yıldırım’ın infazlarının Ağar’ın bizzat yönettiği Korkut Eken, İbrahim Şahin ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Emin Aslan’ın denetimindeki ‘özel operasyonlar’ kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi.”

Katliamın açıktan gerçekleştirildiği tüm delillerinin ortada olduğunu belirten Tosun, buna rağmen cezasızlığı şu şekilde ifade etti:

“13 Aralık 2019‘da görülen karar duruşmasında, işlenen suçlarla ilgili Mehmet Ağar ve diğer tüm sanıkların beraatlerine karar verildi. AİHM’de mahkumiyetle, iç hukukta beraatle sonuçlanan davalar zincirine bu dava da eklendi.”

Tosun “Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!” ifadelerini kullanarak açıklamayı bitirdi.