Boğaziçi Üniversitesinde akademisyenlerin nöbeti 444’üncü, direniş 656’ncı gününde açıklama yaptı. Bu haftaki açıklamada, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde görevli Doktor Öğretim Üyesi Tolga Sütlü’nün Naci İnci tarafından sözleşmesinin yenilenmeyerek görevinden uzaklaştırıldığı hatırlatıldı.
Açıklamada süreç şöyle anlatıldı:
“Sözleşme yenileme sürecinde Sütlü’nün çalışmaları üniversite dışından akademisyenlerin de dahil olduğu bir jüri tarafından olumlu olarak değerlendirilmişti. Sonrasında hem bölüm kurulu hem de fakülte yönetim kurulu dosyayı inceleyerek Sütlü’nün sözleşmesinin yenilenmesini kuvvetle destekleyen kurul kararları aldı. Ancak imza sürecini bir ay sürüncemede bırakan Naci İnci, bölüm ve fakülte görüşlerini yok saydığı gibi, makul bir akademik gerekçe göstermeden, belli medya organlarında üretilmiş asılsız ve çarpıtma haberleri esas alarak Tolga Hocamızın sözleşmesini yenilemeyi reddetti. Böylece, Boğaziçi Üniversitesi tarihinde ilk defa medyada önceden ve saldırganca kurgulanmış bir itibar suikastı, rektörlükçe alınan akademik bir kararın temel gerekçesi olarak kullanıldı.”
Açıklamada, bu hafta da devam eden hukuksuzluklar şöyle sıralandı:
“Mithat Alam Eğitim Vakfı yönetim kurulu üyesi ve üniversitemizdeki akademik görevi Eylül 2021’de gerekçe gösterilmeksizin sonlandırılmış olan yarı zamanlı öğretim üyesi Özcan Vardar’ın kampüse girişi engellendi. Vardar, Altın Portakal Film Festivali ödül töreninde yaptığı ve Boğaziçi Üniversitesi direnişini övgüyle andığı konuşmasının sonrasında, mezun kartının Fazıl Önder Sönmez’in talimatıyla iptal edildiğini ve yönetimce sakıncalı görülen öğrenci, hoca ve mezunların kampüse girişini engelleyen hukuk dışı kara listeye dahil edildiğini öğrendi.
YADYOK Hazırlık birimi Anadolu Hisarı Kampüsünde, eğitim için gerekli asgari sağlık koşullarının sağlanamadığı bir şantiye ortamında yüz yüze eğitime başlamak zorunda kaldı. Boğaziçi Üniversitesine girmeye hak kazanmış başarılı öğrencilerin, ulaşmak için saatler harcadıkları bir kampüste, teknik donanımı hazırlanmamış sınıflara doluşarak, hijyenik koşulların sağlanamadığı, inşaat molozlarıyla dolu binalarda nitelikli İngilizce eğitimi almaları bekleniyor. Kayyım yönetimi aylardır uyarıldığı halde öngörülen hataları yapmaya devam ediyor. Kayyım yönetimi hiçbir plan ve programa izin vermeyen keyfî tasarruflarıyla kampüsleri yaşanamaz hale getiriyor. Kayyım yönetimi yönetemiyor.”
Akademisyenler taleplerini şu şekilde ifade etti:
“Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz”