Barış İçin Akademisyenler, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atmalarının 6’ncı yılında Taksim’de bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 6 Nolu Şubede basın toplantısı düzenledi.
Basın açıklamasını, Barış için Akademisyenler adına Aslı Aydemir ve Ali Ekber Doğan okudu. Aydemir sözlerine, 2015 sürecini anlatarak başladı ve seçimler sonrasında iktidarın yeniden savaş politikalarına yönelmesine itiraz etmek amacıyla yazdıkları “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisini iktidarın hedef almasıyla gözaltılar, linç girişimleri, tehditler, tutuklamalar ve işten çıkarmalarla karşı karşıya kaldıklarını aktardı.
Davalar beraatle sonuçlandı
15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL dönemi KHK’larıyla 406 imzacının kamu görevinden men edildiğini belirten Aslı Aydemir, pek çok temel haklarının ihlal edildiğini, işsizlik ve güvencesizlikle tüm KHK’lılar gibi kendilerinin de tek adam rejimi tarafından “sivil ölüm”e mahkum edildiğini kaydetti.
İktidarın savaş politikasını eleştirdiklerinden dolayı hedef gösterildiklerine işaret eden Aydemir, daha sonra ağır ceza mahkemelerinde yargılandıklarını ve ceza aldıklarını anımsattı. Aydemir, bu durumun hukukla bağdaşmadığını belirtti. Birçok akademisyenin hapishaneye koyulduğunu dile getiren Aydemir, “11 Ocak 2016’dan beri maruz kaldığımız baskı, yıldırma ve cezalandırmalar Anayasa Mahkemesi‘nin ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüklere sahip çıkan kararı ile bir nebze olsun hafifledi; hakkımızdaki ağır ceza davaları beraatle sonuçlandı” ifadelerini kullandı.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’na da başvuruda bulunduklarını belirten Aydemir, komisyonun 28 Ekim 2021 tarihinden itibaren başvurularının neredeyse tamamını reddettiğini söyledi. Bu durumun ciddi bir hukuk skandalı olduğunu vurgulayan Aydemir, “Bu basın açıklamasının ardından avukatlarımızla birlikte, komisyonla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı da kamuoyuna duyurmak isteriz” diye paylaşımda bulundu.
“Komisyon ile iktidar aynı”
OHAL komisyonunun ret kararlarını değerlendiren Aydemir, bu kararların iktidarın Barış İçin Akademisyenler’e karşı tavrının devamı niteliğinde olduğunu kaydetti. Aydemir, şöyle konuştu:
“Baştan sona haksız ve hukuksuz olan bu kararlar, siyasi iktidarın bize yaşatmak istediği ‘sivil ölüme’ karşı demokratik dayanışmanın, üniversite özerkliğinin yok edilmesine karşı mücadelenin ve akademik özgürlükleri savunmanın yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatıyor.”