Simgesi Saray olan sermaye iktidarı o kadar ucube hale geldi ki, emekçileri sağlıklı beslenme imkanından yoksun bırakmışken bile, kapitalistlerin şirketlerine “teşvik” adı altında milyarlar akıtmaya devam ediyor. Toplumsal artı-değeri üreten işçi ve emekçilerin milli gelirden aldıkları pay sürekli düşerken, sömürücü kapitalistlerin payı ise artıyor. Gelir dağılımı adaletsizliğinin “istikrarlı” bir şekilde emekçiler aleyhine bozulması, AKP-MHP rejiminin izlediği politikaların dolaysız sonuçlarından biridir.
Saraylarında sefahat süren AKP-MHP şeflerinin bir dertleri kokuşmuş rejimlerini korumaksa, diğeri ise kapitalistlerin sınıf çıkarlarına hizmet eden politikaları aksatmadan uygulamaktır. Enflasyonu yükselten, zamları otomatiğe bağlayan, gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını sürekli yükselten politikalar da faiz indirimleri de grev yasakları da emekçileri soyan vergi sistemi de söz konusu politikaların dolaysız sonuçlarıdır. Tüm bunlar, “çeteleşen kapitalist yandaşlar” başta olmak üzere sömürücü sınıflara hizmet etmek için topluma dayatılan politikalardır.
Olay, yani “yerli/milli” Saray rejiminin kapitalistlere sunduğu hizmetler bundan mı ibaret? Değil elbet! Önemli kaynak aktarma yollarında biri ise, “teşvik” adı altında şirketlere sürekli para transfer edilmesidir. İşçi ve emekçilerin boğazını sıkarak topladıkları vergilerin çoğunu bu ad altında şirketlere peşkeş çekiyorlar. Milyonlarca işçiye 8 bin 506 TL’lik asgari ücreti reva görenler, kapitalistler söz konusu olduğunda bonkörlükte sınır tanımıyorlar. Başında Nureddin Nebati’nin bulunduğu bakanlığın dağıttığı teşvikler bir kez daha bu durumu gözler önüne serdi.
Sarayın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kasım ayında düzenlediği “teşvik belgeleri”ni açıkladı. Buna göre kasım ayında 56,9 milyar lira tutarında 1437 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Yani Saray rejimi kasım ayında düzenlediği “teşvik belgeleri” için kapitalistlere 56.9 milyar lira tutarında para dağıtacak.
“Beşli çete” diye anılan Saray’a yandaş şirketlerin önde geleni Cengiz-Kolin ortaklığı “teşvik” dağıtımından “aslan payı” alanlardan biri. Bu vurguncu şirketin payına 1 milyar 588 milyon 80 bin TL tutarında “teşvik” düşüyor. Bazı şirketlerin payı ise 2 milyar TL’yi aşıyor.
Şirketlere “teşvik” adı altında servet transferi yapmak, AKP-MHP rejiminin temel politikalarından biridir. Saray tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koltuğunu oturtulan Nureddin Nebati, asgari ücrete yapılan “sefalet zammı” konusunda sorulan soruya verdiği yanıtta şöyle demişti: “Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir.”
Sermayenin bu uşakları o kadar pişkin ki, toplumsal serveti üreten işçi ve emekçilere sanki sadaka dağıtıyorlarmış gibi laflar ediyor. Oysa onlar işçi ve emekçilere değil kapitalistlere verirler. İşçi ve emekçilerin ürettiği artı-değere ise el koyarlar. Yani işçi ve emekçilerin sırtındaki asalak kenelerden başka bir şey değiller. Hal böyleyken bu kadar pişkin olabilmelerinin esas nedeni, işçi ve emekçilerin henüz onların yakasını yapışıp hesap soramamalarıdır.