Haziran Direnişi sırasında AKP iktidarı yalan rüzgarı dizisinin “Eylemciler Kabataş'ta türbanlı bir bacımıza saldırdı” bölümünü çekmişti. Yandaş medyada eşsiz bir “habercilik” örneği göstererek bu diziye sarılmıştı. Çok geçmeden yalan rüzgarının bu bölümüne inanan biraz olsun düşünce yetisine sahip kimse kalmadı.
Boğaziçi direnişinde 2 Şubat’ta Kadıköy’de düzenlenen eyleme polis azgınca saldırmıştı. Gençler ara sokaklarda eylemi sürdürdüğünde polis ara sokaklarda da saldırdı. Kadıköy halkı gençleri korumak için kapılarını açtı. Halkın desteğini aldığı bu kadar somut ve net görülen direniş karşısında AKP ve küçük ortağı MHP iktidarı yalan rüzgarının yeni bölümlerini çekmeye başladı. Hem de kamu kurumu görünümüyle AKP’nin kanalı olan TRT tarafından çekildi yeni bölüm. 3 yalancıyı, yine varlık koşulu yalana dayanan TRT konuşturdu. Yalancılar güya arada kalan yaşlı bir teyzeyi kurtarmaya çalışırken eylemcilerden dayak yediğini söyledi.
Gazeteci Tunca Öğreten’in yazdıkları, yalanı şöyle ortaya koyuyor:
“Numune Hastanesi acil servisinde bu arkadaşlara müdahale edilirken, gözünden plastik mermi ile vurulan Kazım Kızıl ile biz de oradaydık.
Aynı müşahede odasında yarım saat geçirdik. Nasıl darp edildiler bilmiyorum ama bu arkadaşlar, burunlarının ucunu göremeyecek kadar sarhoştu.”
Yaşlı teyzeyi kurtarma yalanı
3 yalancının dediği gibi yaşlı bir teyzenin orada zor durumda kaldığını varsayalım. Onu zor durumda bırakan kayyım rektöre karşı sesini yükselten gençler mi, yoksa gençlere copla, gaz bombalarıyla saldıran polisler mi? Polislerin, eyleme katılanların üzerine araçlarını sürmesi de kimin sorumlu olduğuna dair fazla tartışmaya yer bırakmıyor.
Sonra yalanın belkemiği olan yaşlı teyzeye ne oldu, anlatmayı (uydurmayı okuyun) unuttu yalancılar!!!
3 yalancıyı eyleme katılan gençler de dövmüş olabilir. Birinin kafasına bira şişesiyle vurmuşlar. Yani eylemci bira içiyordu ve o yüzden bira şişesiyle vurdu, izlenimi yaratmaya çalışılıyor.
Polis saldırısı sonrası koşuşturma içinde su içmek bile pek fazla mümkün olmayacakken bira içmeyi kimse düşünemez, olaki düşünse bile imkan bulamayacağını söylemeye bile gerek yok.
Öte yandan olayın görgü tanıkları, 3 yalancının eyleme katılanlara saldırırken dayak yediğini söylüyor.
AKP-MHP iktidarı yalanlarının dozunu arttırıyor
Yandaş medya çok da zeki olmayan bu 3 yalancının zerrece tutarlılığı olmayan senaryosuyla yalan rüzgarını sürdürmedi. Bir başka görüntüleri de gençler polis aracını tekmelerkenki kesitten oluşuyor.
Bu kesitin öncesinde ise polis aracı gençlerin üzerine sürülüyor. Araç bir yere takılıp durduğunda gençler tekmeliyor. Olayın toplamı içinde gençlerin yaptığı öfke patlaması olsa dahi, yazılı yasalara göre dahi meşru müdafaadır.
Görünen o ki, AKP-MHP iktidarı yalan rüzgarının yeni bölümlerini de çekecek. Çünkü mevzi bir direniş olmanın çok ötesine geçip toplumsal muhalefetin bir yansımasına dönüşen Boğaziçi direnişi karşısında acza düştüler. Ne estirdikleri terör, ne de ucuz demagojileri işe yarıyor. Boğaziçi direnişi, Haziran direnişi korkularını pekiştiriyor. Bu yüzden 3 kuruşluk yalan rüzgarı senaryoları çekiyorlar.
H. Ortakçı