AKP iktidarı döneminde kamunun milyarca liralık ihtiyacının ihalesiz, doğrudan temin yöntemi ile karşılanması giderek daha fazla tercih ediliyor. Çünkü bu tercih AKP’nin ‘işini bilen’ memurlarına daha rahat sahtecilik yapma imkânı sunuyor.
Usulsüzlük, yolsuzluk, rant aktarma iddialarına konu olan bu alım yöntemi, Devlet Malzeme Ofisi’nde yaşandığı iddia edilen akıllara zarar bir yolsuzluğa ilham oldu.
Kamu hukukuna tabi olan, kamunun denetimi altında bulunan ya da kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının her çeşit kırtasiye ve büro malzemesi ile mefruşatı, büro makineleri, aydınlatma cihazları ve ısıtma-soğutma araçları, basılı formlar, bildirim ve beyanname çeşitleri, temizlik malzeme araç ve ekipmanları, taşıt ve iş makineleri temini ile görevli olan DMO’da yaşandığı iddia edilen olay, kurumun TBMM’de yapılan denetimi sırasında ortaya çıktı.
2019 yılında toplam 3,2 milyar TL’lik mal ve hizmet alımı yapan kurumda yaşandığı iddia edilen yolsuzluğu, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel gündeme getirdi. Sertel, kurumun alım işlerinde açık ihale yapmadan doğrudan temin yoluna başvurmasının alışkanlık haline geldiğini söyledi.
BirGün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre doğrudan teminin sıklıkla tercih edildiğini ve bu işin evrakta sahteciliğe kadar gittiğini ifade eden Sertel, yaşandığı iddia edilen olayda bir satın alma görevlisinin doğrudan mal temini için piyasa araştırması yapmadığını, şirketlerden teklifler almadığını söyledi. Edinilen bilgiye göre, satın alma görevlisi bunun yerine sahte, düzmece teklifler hazırladı ve 120 bin TL limiti olan kredi kartını kullanarak piyasadan kendi adına alımlar yaparak, kuruma sattı.
Cezalandırıldı mı?
Sertel, görüşmeler sırasında DMO Genel Müdürü Mücahit Özdemir’e, “Evrakta sahtecilik yapan personel veya personellerle ilgili kurum olarak ne gibi adımlar attınız, bunu öğrenmek istiyorum. Bununla ilgili bir cezalandırma oldu mu? Bununla ilgili bir soruşturma sonucunda ne olduğunu öğrenmek istiyorum?” diye sordu.
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürü Özdemir de sorulara yazılı yanıt vereceğini bildirerek, “Gerekli tahkikatlarımızı yaptırdık, onu söyleyeyim” demekle yetindi.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda düzenlenen ve istisnai durumlarda kullanılması gerekirken AKP iktidarlarının genel uygulamaya dönüştürdüğü doğrudan temin yöntemi, alımların “İdare tarafından davet edilen isteklilerle teknik şartların ve fiyatın görüşülerek” yapılmasına olanak sağlıyor.
Gereksinimlerin kolay karşılanmasını sağlamayı amaçlayan bu alım yöntemi, ilan verilmesi, teminat alınması, ihale komisyonu kurulması, yeterlik kriterlerinin aranması ile şartname ve sözleşme düzenlenmesi gibi konular kamu kurumlarının inisiyatifine bırakıldığından suiistimale açık alanlar yaratıyor.
AKP bu yöntemi seviyor
Son yayımlanan yıllık Kamu Alımları İstatistikleri’ne göre, 2019’da 2018’e göre, doğrudan temin yoluyla yapılan alımlar iki katı arttı.
2019’da 4.7 milyarı mal, 2.5 milyar TL’si hizmet alımı, 356 milyonu yapım işi, 6 milyonu da danışmanlık hizmet alımı olmak üzere 7.6 milyar TL’lik alımda doğrudan temin yöntemi tercih edildi.